VASAT EDEBİYATI 101 - Vasat edebiyatı okuru

“Vasat Edebiyatı 101” başlıklı yazı dizisinde bugüne kadar birçok alt başlık ele alındı ama en önemli alt başlık, bu kavramın en önemli unsuru henüz ele alınmadı. Bu unsur, okuyucu unsurudur.  Vasat Edebiyatı, yazar, moda konular, pazarlanan ürün (kitap), halkla ilişkiler, reklam, pazarlama teknikleri vs gibi birçok bileşeni kapsar. Ancak bütün bunlar bir okuyucu kitlesini ikna etmek, onların bu ürünü tüketmesini sağlamak için yapılır. Vasat Edebiyatı çarkı, okuyucu kitlesine “mal”ı satmakla tamamlanır. Vasat edebiyatı okuyucusu (tüketicisi) kimdir, ne özellikleri vardır? 

-Vasat edebiyatı okuyucusu muğlaktır; beğenilerini maymuncuk sözcüklerle anlatır. “Başarılı”, “nefes kesici”, “süper”, “müthiş”, “keyifli” vs. Bu ifadelerin içi doldurulmamıştır, hemen hiçbirinin nedenini açıklayamaz. Pazar sabahı gittiği kahvaltıyı da, akşam izlediği futbol maçını da aynı sözcükleri kullanarak tanımlar.   

-Vasat edebiyatı okuyucusunun en önemli değerlendirme ölçütü “hoşlanma”dır. Bir kitaptan “hoşlanır” ise o kitap iyidir, “hoşlanmaz” ise o kitap kötüdür. Vasat edebiyatı okuyucusu , niçin hoşlandığı ya da hoşlanmadığının üzerinde asla düşünmez.

-Vasat edebiyatı okuyucusu, bir estetik zehirlenmeye maruz kalmıştır. Okuduğu 50 tane sıradan kitaptan edindiği “estetik beğeni” ile 51. kitabı değerlendirir. 51. kitabın güzel olmasının ölçütü, önceki 50 kitaptaki düşük estetik düzeydir. Ancak bu estetik ölçütü, mutlaklaştırır.

-Vasat edebiyatı  okuyucusu “sıvı” kitaplardan hoşlanır.  “Çok akıcı” ifadesi, başarılı bulduğu bir kitap için en önemli ölçütlerden birisidir. Beğendiği kitaplar için en sık kullandığı niteleme “bir solukta okudum”’dur.

-Vasat edebiyatı okuyucusu, okurken çaba harcamak ya da yorulmak istemez. Yazar her ne söyleyecekse söylemeli, okuyucuyu fazla uğraştırmamalıdır. Vasat edebiyatı okuyucusu, kitap okurken eğlenmek, hoş zaman geçirmek ister;  bu da, “en az çaba, en çok eğlence” demektir.

-Vasat edebiyatı okuyucusu, okuyacağı kitabı vitrinden, afişlerden, reklamlardan seçer.  Bu nedenle onun bir kitabı okumasını istiyorsanız, söz konusu kitabı vitrine yığmanız yeterlidir. 

 -Vasat edebiyatı okuyucusu, kendisine anlamsız gelen bir metinle karşılaştığında iki şekilde tepki verir; ya “sıkıcı” diye adlandırır, ya da “olağanüstü” diyerek yüceltir. Her iki durumda da metni anlamamıştır, anlamak için çabalamamıştır. Bu nedenle en önemli edebiyat eserlerini sıkıcı diye okumaz ya da sıklıkla da anlamsız metinlere, “derin edebiyat eseri” muamelesi yapar.

-Vasat edebiyatı okuyucusu yukarıda sayılan maddelerin bir bölümünü ya da çoğunu taşır. Ama bunların hepsinin ötesinde, bir okuru vasat edebiyatı okuyucusu yapan en önemli özellik, bunların hiçbirisinin farkında olmamasıdır.

Taylan Kara

 

 

Facebook
yorumlar ... ( 3 )
12-01-2014
12-01-2014 09:37 (1)
Bu yazıda söylenenlere tümüyle katılıyorum.Okunması için yazılanı yazan da bu tezgahın bir mensubudur.Yazı fuhuşu burada yatıyor:nasıl olsa yazılabilir.Bu yetmez.Yazıda demokrasi yoktur; bu ayrı bir iştir.Ya hep ya hiçtir.Yazı dili asırlar arasında mekik dokuyan bir aracıdır.Bunu herkes anlamayabilir; sorun yok.Bu dil gizli bir ırmak olarak hep akacak ama herkes için değil!Bunu da "herkes" sorun etmemeli! ÖE
20-01-2014 11:18 (2)
Bu seçkinci yaklaşımı son derece " sıkıcı" buluyorum. Görmek istemiyorsanız bakmazsınız. "Geçmiş Zamanın İzinde", "Godot'yu Beklerken" "Cehennem"e de gidebilirim... Seçimlerin "vasat"lığı ya da okuyucunun farkındalığı küçük bir zümrenin (hele de çoğu o pazarlama pastasından ucundan da olsa nemalanıyorsa) sınıflandırması ise bunu "herkes" sorun etmeli... Ayşegül Cihan
19-12-2014 21:38 (3)
İyi bir tespit.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211415
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.