Yağmuru bile elimizden almaya çalışıyorlar
Şule SÜZÜK TOKER

Uzunca süredir eşimle ben televizyon izlemiyoruz. Televizyona çok bayılmamakla birlikte bu durum bizim özellikle tercih ettiğimiz bir seçim olmadı aslında. Televizyonla aramızdaki soğukluk hangi zaman diliminde bu kadar arttı, tam tarih veremeyecek olsam da zannederim milat “penguenler”dir. Biz kendi tercih ettiğimiz dizileri, filmleri izleyerek bu “açığı” kapatmaya çalışıyoruz mecburen. Malum artık teknoloji çok gelişti ve bu sayede bizlerin de  televizyonlara bağımlılığı azaldı, sırf bunun için bile teknolojinin ve biliminsanlarının önünde saygıyla eğiliyorum.

 

Bu girizgâhtan sonra dün gece izlediğimiz “Tambien La LIuvia” adlı  İspanyol filminden söz etmek istiyorum. Son yıllarda izlediğim en etkileyici ve en derinlikli filmlerden biri. Türkçeye “Yağmuru Bile” olarak çevrilmiş. “Yağmuru dahi”  “Yağmuru da” olarak da çevrilebilir. Filmin mekânı Bolivya.  İç içe geçmiş paralel öykülerle ilerleyen film hem kurmacanın hem belgeselin özelliklerini topluyor kendinde. Ve öykü öylesine tanıdık ve vicdanlara seslenen bir öykü ki… Bir kez daha vicdanın ve mücadelenin zamanı, mekânı, ırkı, dili, dini yok dedirtiyor.

 

Kolomb’un  Amerika’yı keşfi sırasında yerli halka yönelik kıyımı teşhir etmek üzere bir film yapmaya çalışan ve yurtdışından gelen bir film ekibi kendilerine yerli halktan figüran bulmaya çalışırken Bolivya halkının gündelik yaşamına değmesi ve öykülerin farklı biçimlerde çakışması ile gelişiyor film.

 

Film çekilmeye çalışılırken bir yandan Kolomb’la cisimleşen sömürgecilerin küstahlığı, yerli halkın buna yönelik mücadelesi, sömürgecilerle gelen ama bu kıyıma göz yumamayan bazı din adamlarının ölüm pahasına vicdansızlıkları engellemeye çalışması bir yerde; köpeklere parçalatılan, altın uğruna onurları esir edilmeye çalışılan ve akıl sahibi midirler denerek uzuvları kesilerek ibret-i alem olsun diye sergilenilen yerliler öte yanda. Bugünkü Bolivya’da ise suyu özelleştirmeye çalışan ve yerel kaynakları uluslar arası tekellere peşkeş çeken Bolivya yönetimi diğer tarafta.

 

Yapımcı, yönetmen, esas oyuncular ve yerli figüranlar arasındaki diyaloglarda küstah ve yararcı beyaz adam göndermesi, kendini duyarlı ve hakkaniyetçi gören sinema sanatçılarıyla su özelleştirmesine karşı mücadele eden yerli figüranlar arasındaki gerilim, filmin yetiştirilme zorunluluğu ve sıcak mücadele arasındaki trajik durumun kişilerin karakterlerine, eylemlerine yansıması filmi mükemmel ve titiz bir çalışmanın ürünü yapıyor.

 

“Su hayattır, su bizimdir, su kutsaldır, su çocuklarımızındır” diyen yerli halka karşı muktedirlerin hiç değişmeyen söylemleri ne kadar da tanıdık geliyor.

 

Yalınlık, derinlik, tarihsel bakış, vicdan ve sezgi filme damgasını vurmuş. Zaman ve mekândan bağımsız olarak şiddetin ve muktedirin dili hiç değişmemiş… En çarpıcı sahnelerden biri, filmde yerli kadınların sömürgeci askerlerden kaçarken yakalanacaklarını anladıklarında, bebeklerini ve çocuklarını düşmanların köpeklerine parçalatmamak için elleriyle boğma sahnesini çekmeye çalışırken yönetmenin yaşadığı zorluk ve beyhude çaba... Kadınlar bu sahnede oynamayı reddederler. Bellerine kadar suya girdiklerinde bebekleri oyuncak bebeklerle değiştirilecektir oysa…

 

Öte yandan, yapımcı  ve para düşkünü Costa ile figüran ve halk önderi Daniel arasında gelişen ilişki ise akıllardan çıkacak gibi değil.

“Yağmuru bile elimizden almaya çalışıyorlar, göz yaşımızı, alın terimizi, hatta ağzımızdan çıkacak buharı bile.. Çok isterlerse eğer, biz onlara anca sidiğimizi veririz" diye haykıran Daniel’le simgelenen  Bolivya halkı suyun özelleştirilmesine karşı mücadelesinin sonunda çok bedel ödemiş, ancak başarıya ulaşmıştır.

 

Filmin söylemediğini  ise biz söyleyelim 2039’a kadar suyun işletim hakkını satın alan Betchel Şirketi bu ayaklanmalar sonunda ülkeyi terk etmek zorunda kalmış ve  bugün ABD’ye karşı ve millileştirme yanlısı Eva Morales, Bolivya tarihinin ilk Kızılderili kökenli başkanı olarak iktidara gelmiştir…

 

Tarihle bugünü buluşturan ve filmde emeğe geçen herkesin ellerine sağlık… Mutlaka izlene…

 

Şule Süzük Toker

 

 

 

 

Facebook
henüz yorum yapılmamış
23-08-2013
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211041
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.