Muhalefetin birleşmesini asla istemiyorum... Birleşik muhalefete karşı 7 neden...

Muhalefetin birleşmesini asla istemiyorum

Birleşik muhalefete karşı 7 neden...

MUHALEFETİN BİRLEŞMESİNİ ASLA İSTEMİYORUM

Evet istemiyorum. Nedenlerini ve yol açacağı felaketli sonuçları çok kısaca açıklamak isterim:

(1) Büyük çoğunluğu denetim altında olan bir muhalefetin birleşmesi, bunun içerisinde gerçekten muhalefet yapmak isteyen ve hala vicdani bağımsızlığını yitirmemiş olan unsurları büsbütün etkisizleştirir. Gerçi bu hep yapılagelmiştir ama yeni bir tasfiye furyası çok muhtemeldir…

(2) Karşımızda muhalif görünüşlü ama batının daha sıkı şekilde yönlendirdiği bir blok çıkar. Sorosçulara yeni manevra alanları yaratılmış olur.

(3) Denetim altındaki mutasavver muhalefet bloğu (gerçekleşmesi pek muhtemel değilse de) AKP'ye dolaylı destek sağlamak için manevra yapacak ve birçok insanı/grubu harcayacaktır.

(4) Daha büyük bir sahte muhalefet, kısmen bağımsız birkaç küçük muhalefetten de kötüdür.

(5) Aslında muhalefet olmayan muhalefetin birleşmesi toplumu büyük bir sahtekarlıkla karşı karşıya bırakacak ve var olan muhalefet kırıntıları büsbütün atomize olacak, gelecekte toplanma daha da zorlaşacaktır.

(6) BİRLİK bu koşullarda samimiyetsiz ve anlamsızdır. Herkes birbirinin kuyusunu kazacak, bu arada diğerlerini kullanmaya çalışacaktır.

(7) Bize gereken birleşik bir teslimiyet değil, birleşik bir akıldır. Akıl ve irade olmadan zaten her şey boştur. Birleşse de, birleşmese de fark etmez.

Bu koşullarda, kısacası,

Muhalefet partileri ve grupları arasında birleşme konulu ayak oyunları taktikseldir. Hala var olan direnme ve muhalefet eğilimlerini süpürmeye/sıkıştırmaya/etkisiz kılmaya yöneliktir. Bir deneyelim görelim demenin anlamı yoktur. Ama biz kafamızı vurmadan akıllanmayız diyenlere uygundur. Lakin, onlar kafalarını vursalar da akıllanacak değildir. Siyaset ağalarına gelince, onlar gene kandıracak bir çevre bulurlar.

 

Sadece bazı İslam ülkelerine mahsus bir hal...

KENDİ ULUSUNA DÜŞMANLIK BAŞKA NEREDE VAR?

Avrupa'nın hiç bir ülkesinde yok. Syriza hareketi her yerde Yunan bayraklarıyla yürüyor. Syriza olmaya özenen ilkeller, bayrak var diye Haziran hareketinden kaçıp sonra BHH adıyla prestijini sahiplenmeye çalışan iki yüzlüler, hiç mi utanmıyorsunuz? Hiç mi yüzünüz kızarmıyor. Kimi kandıracaksınız?

Amerika kıtalarında yok. Herkes bayrağına sahip. Küba törenlerine bakın isterseniz.

Asya'da yok. Doğru-yanlış, herkes ülkesini ileri götürmeye çalışıyor.

Afrika'da (bazı İslam ülkeleri hariç) yok. Muazzam bir kalkınma hamlesi içinde çalışıyorlar. On yıl içerisinde bizi fersahla geçecekler. Birçok açıdan geçtiler bile.

Okyanusya'da yok.

Sadece parçalanma sürecindeki bazı İslam ülkelerinde var.

Ulusları parçalananların emperyalizmin güdümündeki feodal-gerici ittifaka teslim olmaktan başka en ufak bir şansları kalıyor mu?  Eski Osmanlı coğrafyasında kurulan ülkelere bakın bakalım yıkılanların bir daha ayağa kalkmasına imkan var mı? Irak'a, Suriye'ye,  Lübnan'a, Filistin'e, Libya'ya bakın. Diğerlerine, Afganistan'a, Pakistan'a, Endonezya'ya bakın. Topun ağzında sallanan diğer Arap rejimlerine veya Nijerya'ya bakın. Artık normale benzeyen bir hayat yaşama şansları var mı? Kendi bağımsızlığını hedef alanlara yedeklik yapan sağcı ve solcu ilkeller ancak batı özentisiyle karışık bu kültürel gerilik içersinde filizlenebiliyor.

Ulus devlet olmazsa hukuk olabilir mi? Demokrasi olabilir mi? Ulus devlet dışında tek bir yaşama modeli var mı?

Sözde demokrat geçinenlerin, sözde solcuların cehaletine hiçbir sınır yok bu ülkede. Sonra çıkıp seçim ittifakı filan diyorlar. Senin seçim ittifakından ne çıkar. Fare bile çıkmaz. Ne olacaksa olacak zaten... Sadece figüransın. Bizi öfkelendiriyorsun ve bu arada aleme maskara oluyorsun.

Mehmet Tanju Akad

Facebook
yorumlar ... ( 51 )
08-04-2015
08-04-2015 23:01 (1)
"... Syriza olmaya özenen ilkeller, bayrak var diye Haziran hareketinden kaçıp sonra BHH adıyla prestijini sahiplenmeye çalışan iki yüzlüler, hiç mi utanmıyorsunuz? Hiç mi yüzünüz kızarmıyor. Kimi kandıracaksınız? ..." (Y) (hya)
09-04-2015 07:54 (2)
Türkiye'de en büyük sorun solun liberalizm ile ulusacılık arasına sıkışmasıdır. Ulusalcılarda anti emperyalist değil kimse kimseyi kandırmasın. Solun en büyük sorunu liberallerin ya da ulusalcıların yorumlarını çok önemsemesi. Emine Ülker Tarhan ile Ufuk Uras arasında fark göremiyorum. İkisi de sol değil sol diye sunulmaya çalışılıyor. BHH'nin en büyük hatası CHP'li vekillerin olmasıdır. Sosyalizim savunduğunu söyleyip CHP ile HDP'ye sürekli ne diyor bakıyorlar bu iş bu şekilde yürümez. Ulusalcılar konusuna girmeyeyim en iyisi. Anti emperyalistiz diyorlar ama değiller. Syriza ya da HDP'nin seçim zaferini çav bella ile kutlamasına benziyor. Syriza AB ile oturduğu masada da sosyalist tavrı gösterebilseydi bir şey demeye hakkım yoktu gösteremedi. Yazınızda ulus devlet sorunundan sadece orta doğu ülkelerinde olduğundan bahsetmişiniz ama mikro milliyetçilik Avrupa'da da var. İspanya,Belçika örneği var. 1900'lerde emperyalizm ulus devlet üzerinden kurgusunu yapıyordu bugün ise mikro ç.
09-04-2015 07:55 (3)
milliyetçilikler üzerinden yapıyor. Mikro milliyetçilik emperyalist ülkelerde bile var. Almanya'da da eskisi gibi Türkleri,Kürtleri,Araplar entegre sürecine tepki gösteriyor. Karşılıklı milliyetçilikler pekişiyor. SSCB döneminde bile Azeri Ermenilerin biribirlerine olan düşanlığı aşılamadı. Sosyolojik olgular o kadar istediğiniz gibi dönüştürülemiyor. Bir taraf ulusçulukla diğeri ise etnik milliyetçilik ile çözüleceğini zannediyor. Sınıf kavramını zaten unuttular. Onun yerine kimlik kavramı gelid. Milliyetçilerde,liberallerde kimilk kavramı üzerinden siyaset üretiyor. Asgari ücretli işçi Ali'de bakıyor kimlikler karnımı doyurmuyor. En iyisi iyi kötü erzak yardımı yapan partiye oyumu vereyim diyor. Ona ulusalcılardan da liberallerden de daha çok hak veriyorum. ç.
09-04-2015 07:55 (4)
Asgari ücretli İşçi'den söz ederken oy düşmesinin nedeni muhalefetin başarısı görmeyin. onun nedeni patatesin 5 tl olması. ç.
09-04-2015 20:39 (5)
ç'cim, takılmicam diyorum ama takılmadan edemiyorum. noktalama yanlışların ciddi bi ifade bozukluğuna neden oluyo. yapma böyle! ayrıca, ispanya ve belçika çok kötü örnekler olmuş. bu konuda ya malumatın yok ya da malumat sandığın şey kasten yanlış sunulmuş sana. mikromilliyetçiliğe bula bula belçika örneğini mi buldun? almanya, fransa, hollanda arasında tampon alan olarak kurulmuş bi yapay-ülkeden bahsediyoruz. ne mikrosu? nüfusun %60'ı flamanca konuşuyo, %40'ı fransızca. bundan mikromilliyetçilik şeysi çıkar mı? ispanya örneği de tırto. bana deme bari. katalan zıkkımını söylersiniz. bask işi zaten halloldu. mesele mikrosu, softu değildi orda. cebelitarık kimin kontrolünde? çıbanın başı da o. perpignan'daki katalanların aklına gelmiyo da barselona'daki, girona'daki (şehrin adı öyle, pislik yapmayın!), tarragona'dakilerin mi geliyo öz-has-katalan milliyetçisi oldukları. niye? çünkü fransa'da adamı öttürürler. yemiyo! beri taraftakileri de ingiliz hibinesi fiştekledi. durum bu. a.y.a.
09-04-2015 20:52 (6)
Sayın Akad Birleşik muhalefet konusunda tümü ile görüşlerinize katılıyorum... Bayrak ve Ulus Devlet meselesinde farklı düşünüyorum. Bu bayrak çok kirli! Ermeni, Rum, Alevi, Kürt ve Türkiyeli demokrat, sosyalist, seküler gençlerinin çok kanı bulaştı bu bayrağa. Bu bayrak çok iyi bakıldığında Kurtuluş Savaşının değerlerinin; Laik, seküler, bağımsızlığı bayrağına çok benzemiyor! Örneğin darbeci generaller Yunanistan'da hapse tıkıldı; bayraklarını "yıkamaya" çalıştılar. Bizdeki gibi Yunanistan'da etnik temizliklere suç ortağı edilmiş bir halk ve bayrak yok; bizde var! Biz heterojen, çok uluslu bir Devlet içinde, tek bir Ulus-Devlet olma yolunda çok günah işledik! Bayrağımızı kirlettik; Yunan bayrağında bu leke yok! Dil üzerinden ulus Devlet modeli olmadı; 80 yılda yapılamadı ki, 80 yıl sonra bu kez Sünni milliyetçilik üzerinden Devlet olmak deneniyor. Ve bu zihniyetin günahları ve işleyebileceği günahlara bakalım; burada Ulus Devlet olmuyor! +++
09-04-2015 20:52 (7)
Soruyorsunuz. "Ulus devlet olmazsa hukuk olabilir mi?" Bu ülkede benim bildiğim son 40 yıldır hukuk yoktu; hala da yok. N. Hikmet, Tan gazetesi.. Serteller, 1951 tevkifatları.. O zaman da yokmuş; hiç olmamış yani! "Demokrasi olabilir mi?" Hiç bir zaman olmadı ki? "Ulus devlet dışında tek bir yaşama modeli var mı?" Var elbette. O çok güçlü ABD, o çok zengin Uygar İsviçre'de federal yönetim var. Bu ülkede de KÜLTÜR TEMELLİ FEDERAL YAPILAR İÇİNDE BİR FEDERAL BİRLİK İÇİNDE çok daha yapıcı-yaratıcı-çatışmasız bir birlik olur ki, eminim bugünün "birlik" duygusundan daha sağlam olur. Ulus Devlet bizim gibi heterojen toplumlarda açık ya da gizli faşizm olmadan olmaz hocam; AKP siyaseti de sonunda bize bunları göstermedi mi? En iyi koşullarda 80 yılda olamamışsa artık olmayacaktır; yapanlara itirazım yok; denediler ve bize olmayacağını gösterdiler.. Bu ısrarı tarihsel akla, analitik gerçekçiliğe aykırı buluyorum..ogürsel
09-04-2015 21:08 (8)
Ekliyorum.. İzmir, Trakya, İstanbul, Mersin, Antalya... Ankara.. Erzurum-Erzincan.. Diyarbakır, Tunceli, ayrı, ayrı her biri Kültür temelli özerk federal yapıdır! Federal meclisler.. meclislerin seçtiklerinden federal birlik... RTE gibi adamlardan ebediyen kurtulcez! ogürsel
09-04-2015 21:45 (9)
M. Sarıgül bekliyor! Mussolini ardılı.. aday... bu yazdıklarımızın hayata tekabül etmediği bilinciyle.. sürdüreyim... M. Sarıgül RTE'den sonraki aday mı; Madalyonun diğer yüzü... Merkezi İktidar, Ulus Devlet ve Din-mezhep "paradigmaları" her zaman iyi geyik yaptıracak ama sabahları bildik sefil aynı dünyaya uyanacağız. Federal özerk sistem üzerine aylardır araştırıyor, düşünüyor, (kendi-kendime) yazıyorum. Yazdıklarım, düşündüklerim hoşuma gitmiyor.. ama başka bir yol da göremiyorum.. ogürsel
09-04-2015 21:56 (10)
Siz hiç Gezi Hareketi diye öve öve bitiremediğiniz şeye katıldınız mı Gürsel bey? Katılmadığınız belli, fakat fotoğraflara baksaydınız keşke. Her yerde Türk bayrakları vardı. Gezi'ye katılanların %74'ü CHP'ye oy verir, sosyolojik araştırma bunu gösterdi. Bayrağa saygılı insanların oranı en az yüzde 90'dı. Sizin düşünceleriniz hiç temiz değil Gürsel bey, kiri orada burada aramayın, sizin dünyaya bakış pencereleriniz çok kirli. Fakat temizlemek boşuna. O kir dışardan değil, içerden bulaşıyor. Biraz dünyaya açılın, ülkeye açılın, insanlarla konuşun. Tek tedaviniz bu. Kaynaklarınız çok kirli, bunları kendiniz seçiyorsunuz, ama tek tedavi bu kaynakları sorgulamanız. Boşuna yazdığımın farkındayım, ama yazmadan da olmaz. Sarıgülmüş, Mussoliniymiş. Tek düşmanımız Sarıgül kaldı. Bu kadar kör kör gözüm parmağına hedef saptırma olur.
09-04-2015 22:09 (11)
10 numaralı yorumcu arkadaşım. siz okumaz bir yazar olmalısınız. Suç ortaklığı edilenlerden. Hikayelerle büyümüş, masallarla avutulmuş. Siz soru sormayı bile bilmiyorsunuz; yanıtını bilmediğiniz sorunsallarla yüzleşmeye de cesaretiniz bile yok. Bu yüzden soramazsınız; yanıtlardan dehşetle korkuyorsunuz. İşte bu yüzden sizi (ve beni) aptalca bir hayat bekliyor. Gezi'ye gelince.. Bu konuda burada ve Gün Zileli sitesinde yazdıklarım üzerinden tartışabiliriz.. ama sizin zihniyetiniz masallar dünyasında kaldığı için olgular üzerinden akıl yürütmek kolay olmayacaktır. ogürsel
09-04-2015 22:16 (12)
Bayrak taşımaya gelince.. Belki ve olasılıkla çok iyi bir insansınız ama bu düşünceleri taşıyorsunuz. Bu bayraklar da aynı ezber alışkanlıkla taşınıyor; ikincisi bu bayrağı "yıkamak" gerekir dediğimi varsayın; kirletildiğini; yani bu bayrak altında, bayrak adına işlenmiş cinayetlerden, bayrağa sıçramış kanı, acıları, dehşeti, işkence çığlıklarını, temizlemekten.. Bu bayrağı temizlemek için ne yapılacağını söyleyin.. (kirletilmediğine inanıyorsanız da, sizin tüm bir insanlık vicdanı adına, tutarlı, iyi bir insan olmak için tüm bildiklerinizi yeniden gözden geçirmenizi öneririm) ogürsel not.. iyi insan olmak üzerine B. Brecht'in şiirini de bilirim!
09-04-2015 22:24 (13)
gürsel abi, federal özerk sistem dediniz, yine beni benden aldınız. sırayla ele alalım. 1. "Bizdeki gibi Yunanistan'da etnik temizliklere suç ortağı edilmiş bir halk ve bayrak yok" demişsiniz. abi, size sadece Girit'te yonan'ın ne yaptığını söylesem "etnik temizlik nasıl yapılır"ın ansiklopedik açıklaması olur. geçelim piliğz. kimse masum değil. tencere dibin gara diyene cart diye lafı sokuverirler. seninki benden gara! 2. "Dil üzerinden ulus Devlet modeli olmadı; 80 yılda yapılamadı ki, 80 yıl sonra bu kez Sünni milliyetçilik üzerinden Devlet olmak deneniyor." cümlesi de tarafınıza ait. sünni milliyetçilik üzerinden devlet olmak nasıl bişeydir abi? abim, devlet başka bi nominal kavram. ulus devlet başka bi tanım. dil diyosunuz. bu ülkeye Mustafa Kemal vermedi Türkiye ismini. 1096'da ilk haçlı seferini başlatan Clermont Konseyi kararı vardır. kim okumuş o kararı? papa 2. urban. metinlerde bu ülke için Turchia adının ilk geçtiği örneklerdendir o karar. ne diyelerdi bu adamlar ülkeye? ++
09-04-2015 22:41 (14)
++ ne diyem? mahmut mu diyem? şakir'e mahmut denmez abi. burası türkiye. 13 milyon kuruluş nüfusu. 8 milyonu sadece son 50 yıl içerisindeki çeşitli etnik temizlik harekatları neticesinde kendi topraklarından sürülmüş insanlardı. Bosna'dan Moldovya'ya, Kırım'dan Kafkasya'ya, Girit'ten Batı Trakya'ya ve hatta Mısır'dan bugünkü Suriye'ye kadar çeşitli topraklardan 8 milyon insan! ve içeride kırıma uğratıldığı iddia edilen gayrimüslimlerin o dönem nüfusu 1 milyon civarında. öyle 25 milyon fenerbaazeli, 25 milyon kürt, 25 milyon alevi hesaplarıyla olmuyo abim. matematik diye bişey var. kayıt diye başka bişey de var. kanun yaparken hangi dilde yazacaklardı? mengrelce mi yazalardı? etnisiteye saygı babında... abi, gözünüzü seviym. İngiltere'de kanunlar hangi dilde yazılıyo? dil üzerinden ulus devlet modeli ne abi? mantık hatası mı? ifade bozukluğu mu? 3. "O çok güçlü ABD, o çok zengin Uygar İsviçre'de federal yönetim var." abim benim. İsviçre'yi benden iyi bilen var burda. ama siz galiba ++++
09-04-2015 22:43 (15)
13 no'ya. Tamamdır; tüm ulus devletler kirlidir mi? Evet. Ben T. Akad'ın yazısına bir yanıt verdim. Özü şudur. Ulus devletlerin tümü kirlidir; heterojen olanlar daha kirlidir! Bu bağlamda biz mi Yunan Ulus devleti mi daha kirli'yi tartışmayı değersiz bulurum.. Sanırım yine de elbette kötülüğümüzden değil, tarihsel koşullardan dolay biz daha kirliyiz ki, ulus olarak bire bir yer değiştirsek sonuç değişmezdi.. 1096 ya gitmek de çok hoş; bu bir malumatfuruşluk. Anakronizm! Orada yaşayan halkları köleleştiren, fetih üzerinden adlandırmaya dayalı Paradigmayı onaylamak. Akıllı insanlara yakışmaz. ogürsel
09-04-2015 22:46 (16)
++++ amariha'yı hiç tanımamışsınız. amariha ulus devletin dibidir! "I pledge allegiance to the Flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands, one Nation under God, indivisible, with liberty and justice for all." bu ne abi? Pledge of Allegiance! kim okur bunu? okul bebeleri. nerde? amarihanya'da! yüksek mahkeme zorunlu kılamazsınız dediydi bi 5-10 yıl evvel. ama yine de bu pledge hergün okullarda. andımız? kalktı. niye? çünkü faşist teğceğ! amariha nüfusu kabaca 300 milyon. yahu 100 milyon hispanik var nerdeyse ülkede. hastanede çevirmen sağlıyo devlet. amaaa, ispanyolca kanun yazıp onla muhakeme yapmıyo. çünkü "böyle saçma bişe olmaz" diye o ülkenin "devlet" adamları kestirip attı. yani? "ben Florida'nın yerlisiyim, bana mahkeme kararı ispanyolca okunsun" diye viklersen o ülkede adama "akıllı ol, aklını alırım" derler! ulus devletin dibidir amariha! ulus devlet nişaneleri dış ilişkilerde, savunma-saldırı politikalarında gabbak gibi meydandadır. devam! ++
09-04-2015 22:54 (17)
++ 4. federal yapılar... Avrupa'da şehir olgusunun oluşumu, city, citizen, vatandaş kime denir, 13. yüzyıl sonundan bugüne Avrupa'da şehirlerin tarihi... falan fıstık. bu liste uzatılır. uzatılır da... soru şu? Türkiye'de İstanbul'dan başka şehir var mıydı 1923'te? dangozlar atlarlar. atlamayın dangozlar! sosyolojik tanıma uygun bi şehirden bahsediyoruz. şehir olmayan yerde neyin federalitesinden bahsediyonuz siz? ayrı kültür oluşturmuşmuşlarmışmış. o ayrı kültür dediğiniz şey folklor falan gibi bişe herhalde. yoksa "medeni" bi yaşam bilinci ve "citizen" olma gururu falan değil. kendine has şehir yönetimlerimiz, yerel kanunlar, pazar vergisi belirleme güçlerimiz falan vardı zaten tarihimizde ama biz bunlara rağmen bu hale geldik. he mi? ya bi gidin allahaşkına. o işi elin gavuru 800 yılda halletmiş. hızlandırılmış kursla 80 yılda vatandaş nasıl yaratılmaya çalışılır? aha böyle. bu kadar tutuyo. ne yapalım? ha yine de 1, 0'dan iyidir. lütfen abi. canım abim. a.y.a. kardeşiniz hürmetzzz
09-04-2015 23:10 (18)
Sevgili aya, sorun bir şablonun (ABD, İsviçre) takliti değil. Burada Sünni Müslümanlar, Kürtler, Aleviler, Laik Seküler insanlar birlikte nasıl yaşarız sorunu. Bu federal sistemde yerel ya da Merkezi yapının güçler ağırlığının masa başında olacağını düşündüğümü mü sanıyorsun? Düşün ki şu anda Adyaman, Yozgat, Erzurum geleneksel hayatı ve "paradigmasını", İzmir'e, Trakya'ya, Muğla, Antalya'ya dayatıyor! Burada bir garabet yok mu? Bir insanın 6 yaşına kadar öğrendiği dilde eğitim yapmak istemesi suç mu? Alevi'lerin nasıl aşağılandığını biliyoruz. Bu "federal sistem" meselesinin bugünden yarına olacağını düşündüğümü mü sanıyorsun? Diğer yandan ülkede göçmen gibi yaşayan çok vatandaş var; bir hafta sonu arkada bırakılan piknik alanlarına bakıldığında, o insanların o yurdun yerli halkı olduğu söylenebilir mi? Adam nükleer santral kuruyor, bölge halkına sormuyor. Adam 200 bin Suriyeli göçmeni bir kente sokuyor; ülkeye dağıtmıyor; onlara yine sormuyor. HES'leri yapıyor; +++
09-04-2015 23:25 (19)
siyanürle altın arama.. orada yaşayanlara sormuyor; kıçı sıkışsa defolup gidecek Sultan'lar, orada evlatları, torunları yaşayacak insanlara sormadan her bir haltı yiyor; uluslararası şirketlere peşkeş çekiyor; bölge halkı itiraz edince diğer illerden aldığı güçle onun üstüne yükleniyor; veya en başında o güçle insanları yıldırıyor, etkisizleştiriyor. Sorun ABD, İsviçre modeli değil; ülkede katılımcı, sorumluluk üstlenen bir demokrasi modeli. Bu iş masa başında yazılanlarla olmaz; hayat belirler.. Örneğin Gezi İsyanında İstanbul, İzmir; Antalya; Diyarbakır, Trakya özerklik ilan etse ne olurdu? Her şeyin yanıtını bulmuş, bu kesin doğru demiyorum.. 80 yıldır bu kültürel-geleneksel çatışma ile çok enerji kaybedildi; bu çatışmanın arkasında ekonomik çıkarlar yatıyor ama kitleler bu ön yargılarla yönetiliyor. Bu ülke özünde "havanda su dövülen" siyasal süreçlerde çok şey kaybediyor. "tamam lan; nasıl inanıyorsan sana göre bir yer var, git orada yaşa!" denilebilecek bir ülke +++
09-04-2015 23:26 (20)
80 yıldır dinmeyen çatışmalarla buraya geldik; yazık bu enerjiye! Senin önerin ne.. "iki milyonunu kes, bu iş biter abi" değildir mutlaka. Tamam; henüz 17. yy dalar, gelecekler, bekleyelim! Sırtından sopayı eksik etme.. Bu da bir çözüm ama denendi bu. Bu 80 yıl böyle geçti.. Sonra bu Merkezi Yönetime kim gelse sonuçta rezil olacak.. Kurgu bu; siyaset de kirli.. Burada Türkiye Birliği'nin temeline halel gelmiyor; iktidar parçalanıyor; bu güç aşağıya iniyor.. Yineliyorum; bu masa başında olmayacak.. Bu mevzuyu, büyük bir bunalım ve isyanda bir hedef duygusu olarak "taşımalı" mı temelinde yazıyorum. (önümüzdeki haftalarda daha ayrıntılı yazıları göndereceğim) üzerinde tartışmaya konuşmaya değer buluyorum. Konuştun, yazdın. Teşekkür ederim. ogürsel
09-04-2015 23:31 (21)
Merkezi İktidar ÇUŞ'lara kolay teslim oluyor. Örneğin bu nükleer santral meselesinde olabilir; 1 milyar dolarlık bir rüşvet havuzu vardır! Bu santrallere muhalefet eden parti iktidar gelir ve çok gelmeden "ikna olur." "Baktık ki" derler; "bu halkımızın yararına!" Rüşvetin miktarı fikirlerini değiştirir. Ama yerele yönetim temelli olduğunda bu işler o kadar kolaya olmaz; tüm bölge halkını satın alamazsınız; yapılırsa da o halk hak etmiştir.. vs. vs..ogürsel
09-04-2015 23:49 (22)
O.gürsel bir arayış içinde görünüyor. Görünüşe aldanma. Aradığını çoktan bulmuş. Gün Zileli sitesinden izliyorum kendisini. Liberal-anarşizan bir hattı dünyanın bütün sorunlarına çözümmüş zannediyor. Oysa bu hattın başarılı olduğu tek bir yer gösteremez. Olsun, bu sitede, Gün Zileli'de eğleniyor, meşgul oluyor, meşgul ediyor. Liberal-anarşizan hattın fıtratı budur. Hani başka çözümler daha mı iyi. Sorun o değil, bu sözde çözüm hiçbir çözüm değil. Bununla güç olamazsın, sadece oyalarsın. Sorun zaten bu. O.Gürsel her derde deva olarak sunduğu hayali bir proje için bütün somut gerçekleri keyfi biçimde kesiyor, biçiyor, yok ediyor. Onların yerine kendi hayallerini koyup yazıyor yazıyor. Beslendiği üç beş kaynak maddi olmayan hayali karşı çıkışları öne çıkaran birkaç batılı kitap. Bunlara göre gerçek önemli değil, somut olan, ölçülen, bilimsel olan bir değer ifade etmiyor. Duygular, arzular, niyetler, iyi niyetler, kendince kötüye nefret öne çıkıyor. Siyaseten ve bilim olarak 12 yaş altı.
10-04-2015 00:19 (23)
22 no'lu arkadaş... lütfen beni kurtarın! hangi somut gerçeği kestiğimi yazın. Konuşalım. ************************************ Bu "değersizleştirme" retoriği akıllı insanların kendi akıllarına hakarettir. Zihnin farklı bir gerçeklikle karşılaştığında şaşkın, standart söylemidir; üzerinde uzun boylu düşünmediği, okumadığı, tartışmadığı bir konuda alel acele, salt aşağılamak için dişe dokunur bir şey söylemeden abilerinden öğrendiği şablon cümleler. Yineliyorum. hangi somut gerçeği kesmiş, biçmişim. Bunu yazmazsanız yazıklar olsun. ogürsel
10-04-2015 00:55 (24)
"Kültür temelli...federal birlik" mi? Bu değerlerle sadece bir dernek kurulur. Birlikte yaşamaya başladıktan sonra bir ortak kültür ortaya çıkar ancak. Alevi düşmanlığı üstüne kurulu bir din yükseliyorken, hangi kültür? Sadece bir vatandaşlık tanımı olarak Türk olmaya bile tahammül edilemeyen bir kafayla mı kültür? Kabile-aşiret yapısına dokunmadan, ana dilde eğitim hikayedir, oyalamacadır, petrolün kokusunu bastırmak için. mh
10-04-2015 01:02 (25)
KÜLTÜR... ne anlama gelir? mh bir zahmet gugıl amcasına soruversin. örneğin ben yazdığı bu 6 cümle ile "kültürünü" anladım! og
10-04-2015 08:44 (26)
konuşuyorsan, işitmeye de tahammül edeceksin. gugıl
10-04-2015 08:44 (27)
Ne hoş. Bu saatte, sanırım uykulu şaşkınlıklardan kaynaklanan algılamaya ait cümleleri, "tedavi eden nöbetçi dr" pozisyonundayım. "Alevi düşmanlığı üstüne kurulu bir din yükseliyorken, hangi kültür?" Ben de bundan söz ediyorum; neden Alevi, Bektaşi kültürü kendi kültürünü yaşayacağı bir mekana sahip değil! og
10-04-2015 08:44 (28)
Güzel, ben 6 cümlede "kültürümü" anlatabilmişim ama og'nin "kültürü" 600 cümledir belirsiz...mh
10-04-2015 08:45 (29)
Hala uyumadım. 22 no'ya takıldım. Yeniden okudum. Dikkatimi çekti, şu sözlere bakalım; cinayetin ipuçları gibi; "Bununla güç olamazsın, sadece oyalarsın." Sarıgül muhibbi olmalıydı; "papaz cübbesi bile giyerim" diyenlerin soyundan! "Güç olamazsın!" O güç ile ne yapıyorlardı bu herifler! Son 5000 yıl olan bitenden zerre kadar bir şey anlamamış olanın cümlesidir bu "güç olamazsın!" lafı; itiraf gibi! Sultan-Diktatör olamayacaksa da onun has yalakası olacak zihniyetin "epistemesidir" bu cümle. İşte bu adamların çokluğu nedeniyle Merkezi iktidar parçalanmalı! Tarihte "gücü" eline geçirmiş ve iyi şeyler yapmış kaç insan var? Bu sorunun yanıtını aya versin! ogürsel
10-04-2015 08:45 (30)
noktalama işaretleri konusunda haklısınız a.y.a. çoğunlukla geceleri yazıyorum. zannederim uykusuzluktan kaynaklanıyor, yorumlarımı okuyan sizler için zor oluyordur. kendimi de tam olarak ifade edemiyorumdur. belçika yapay bir ulus devlet olduğunu bende biliyorum. ispanya sorunu karmaşık bir sorun. katalan ya da bask milliyetçiliği gibi mikro milliyetçilikler yok da denemez. başka faktörlerde bu konuda etkili. Avrupa'da Yugoslavya daha iyi örnekti haklısınız. Emperyalizmin bu konudaki rolü yadsınamaz. Ortadoğudaki durum Yugoslavya'dan bile daha kötü bir noktada. mezhep,etnisite yüzünden yaşamak imkansız hale gelmiş durumda. Ulus devlet konusuna gelirsem çözüm budur diyemiyeceğim. O kadar karmaşık hal almış durumda ki. kimlik siyaseti belirleyici noktada. Türk'ün Kürt'ün Alevi'nin Sünni'nin yaşadığı şehir İstanbul var. Kimlik siyasetinin belirleyiciliğini azaltmak dışında çözüm bulamıyorum. ç.
10-04-2015 08:45 (31)
ogürsel Mersin'de yaşıyorsunuz diye biliyorum. Milliyetçiliğin en sorunlu olduğu yerlerden. Kürt siyasetinin de kürt milliyetçiliğine evrildiği yerlerden. Bunun karşısında Türk milliyetçiliği de yükseliyor. Karşılıklı milliyetçilik birbirini besliyor. Bu durum sol siyasetin alanını daraltıyor. Gezi de ulusalcıların,liberallerin ve sosyalistlerin bir arada olduğu eylemdi. ç.
10-04-2015 09:22 (32)
Gürsel'in burada sürekli neden aleyhimize çalıştığı, bir tek çıkışımıza ilaç olsun diye niye destek vermediği ortaya çıktı. Bizim güç olmamızı engellemeye çalışıyor. O kadar dar kafalı bir bakışı var ki, o kadar sığ klişelerle düşünmeye çalışıyor ki, biri "böyle güç olamazsın" dediğinde, "bu bir itiraf" diyor. Oysa iktidarın, emperyalizmin bütün o iğrenç, yalaka çevreleri bir güç olarak karşımızda. Onlara karşı güç olmayacaksın da ne olacaksın, Gürsel samimi değil. Bunlara karşı naçizane bir şeyler yapmaya çalıştığımızda Gürsel destek vermiyor, aşağılıyor. Ama biliyorum, başta Birikim çevresi, Radikal 2 tayfası, HDP bilmem ne olarak ne kadar güç odağı varsa onları destekliyor. Şunu anladım ki, tüm bu "bağımsızlık" numaralarının altında Gürsel bu liberal çevrelerin has adamı olarak işlev görüyor bu sitede. Bir kez dostça destek gösterse dişimi kıracağım. Kaan A.
10-04-2015 10:12 (33)
Kişiler değil, fikirler önemli sanıyordum. Fikirden taraf olmak... "Güç Olmak" adlandırması yanlış anlamalara açık. Bir düşüncede ortaklaşma, eylemde ortaklaşma. Bu anlamda "fikirlerin gücünden" yanayım. İnsanların değil! Bu nedenle insanın şahsen güçlenmesi anlamında algıladım. "güç olamazsın" Kişisel güç aramaya tepkiliyim. Dar kafaya gelince. Bir gün bir ilginç fikir görmediğim insandan bu lafları duymak. Yaşlandıkça milliyetçiliğe savrulmak. Milliyetçilik dar kafalılığın hasıdır; literatür böyle yazar. Galiyev örneğin. Bu bir düşkünlük! ogürsel
10-04-2015 10:12 (34)
Abi, güç bozar. Mutlak güç mutlaka bozar. Ama tarih diye bi şey var. Tamam, tekadamın iktidarı kötü, merkezi iktidar kaka, falanfilan, inter-milan. E peki bu topraktaki tarih zemini tarifinize uygun bi ademimerkeziyetçiliği mümkün kılıyor mu? Toplumun içevrimi bu söylediğiniz şey için olgun bi aşamaya geldi mi? Alp er tunga öldi mu? Marx diyonuz da, diyalektik materyalizme biraz daha yüklenelim be abim. Ben ya da siz öyle istiyo, bizim hoşumuza öyle gidiyo diye, akademik ya da kukademik yayınla bi idare biçimi desteklendi diye bu işler olmaz. Doğum gibi abim. Zamanı var! a.y.a. cumanız mübareksss
10-04-2015 10:21 (35)
Gürsel bey, tavrınız omurgasız liberallerinki gibi çok "esnek". Oliviera gibi. Öyle bir futbolcu vardı, asla marke edemezsin, yağlıdır adı gibi, fırt diye kayar. Tutamazsınız. Bu çok tipik tavır, bir kavram kullanarak ona buna sataşır, küfrederler, ama o kavram şudur deyince, fırt dönüverirler, yok ben şunu kast etmiştim. Sizin en büyük silahınız bu Gürsel bey, soyut laflarla milleti itin götüne sokmak, somuta gelince hemen orayı terk edip başka yere geçmek. Sizin tarzınız gibi oldu yine, kimse bir şey anlamayacak. SOMUTA GELELİM. Şu 7 yıl önceki bildiri konusunda ne diyorsunuz. Burada iktidarı destekleyen ama sizin gibi sözümona güçten kaçınan bir grup var. Liberaller, Kürtçüler, AKP'liler koalisyonu. domuz gibi güçlüler, ama "özgürlükçüler". Bu tutumu lanetliyor musunuz lanetlemiyor musunuz? Kaypak konuşmayalım. 2- BHH hareketi içinde güç olmaya çalışan abilerinize karşı Gün Zileli'nin sitesinde bu bir tür faşizmdir diye bir yazı yazabilir misiniz? 3- Sonra gelecek.Öncebunacvp verin.
10-04-2015 11:10 (36)
Gürsel'den bu sorulara yanıt gelmez, 35 numara, gelse de o kadar "elle tutulmaz" yanıtlar gelir ki, ifrit olduğunuzla kalırsınız. Çünkü Gürsel bir "ide", uçucu bir ide, bağlandığı hiçbir dil-mantık iskeleti yok. Gürsel yenilmez. Çünkü o sanal. Neyse SONUNDA BAŞARDIM, BAKLAYI AĞZINDAN ÇIKARDIM. "BİR GÜN BİR İLGİNÇ FİKİR GÖRMEDİĞİM BİR ADAMDAN" diyor. O ben oluyorum, tanıtayım kendimi :)) "DÜŞKÜNLÜK" O da benim tavrım. MiLLİYETÇİLİĞE SAVRULMA... VB. O halde niye sürekli bu sitedesin, öğreten ve ayar veren insan? Benim dışımda ilginç fikir gördüğün senden başka bir yazar var mı? Varsa seni ona sarayım da kurtulayım. Başka ne diyeyim? K.A.
10-04-2015 13:40 (37)
Bir sürü lafa ne gerek var; buram, buram ego fışkıran sözlere; konu kişisel bir konu değil! Bu ülke merkezi iktidar modeline devam mı etmeli, yoksa "özerk-federal birimler" halinde mi yönetilmeli? Artıları ve eksileri neler? Bu konuyu bırakıp olayı kişisel itiş kakmalara getirmek bir yetersizliktir. Kişisel sataşmalara girmeyeceğim. Saçmalık, ucuz suçlamalar... Konu belli; fikri, hevesi olan yazar. Fikrini beğenmediğiniz insana şahsen saldırmak, uyduruk ithamlarda bulunmak entelektüel ahlaka sığmaz. Düşmanı ile yaşayan tipler vardır; kendi dünyasındaki boşlukları, düşmanına ait nefretle doldurur. Bu kimseyi iyi yere götürmez. Yeniden yazayım. Bu bir süreçtir; barış içinde, masa başında olmaz! Kitleler isterse olur; nasıl ki Gezi İsyanında tüm partiler taca atıldıysa, yine atılırlar! ogürsel
10-04-2015 13:47 (38)
35'e gelince. Ağız dalaşı yapmayı sevebilirsiniz. Egonuzun balansı bozuk. Düzeltirseniz, diyaloğu, karşılıklı fikir alış verişini becerecek kadar olgunlaşırsanız konuşalım. İkilemli dünyanızın sığlığı beni ilgilendirmiyor ogürsel
10-04-2015 13:47 (39)
Biz burada kolektif bir iş yapmaya çalışıyoruz. Sen sürekli laf kıvırıp hiçbir kampanyamıza destek olmuyor, herkese burun kıvırıyor, herkesi (ben dahil) yerin dibine batırıyorsun. Bizim hayatımız hep insanlarla birlikte bir iş yapmaya çalışarak, kolektif ve dayanışma içinde geçti. Sende dayanışmanın d si yok, kolektifliğin t si yok, ısrarla iki yıl boyunca seni bu çizgiye çekmeye çalıştım. Sense devamlı kışkırttın, devamlı çomak soktun, bundan son anda bile vazgeçmiyorsun, kendine ait bir fikrin varmış gibi, onu bunu kızdırarak burada ağır abiyi oynamaya çalışıyorsun. Bu lafların onda birini edemezsin başka bir sitede, onda biri eleştiri getiremezsin abilerinden birine. Amacın puan toplamak, tatmin olmak. Sen Gezi isyanının hiçbir yerinde yoktun, bana bunları da söylettin işte, Gezi'den de puan toplamaya çalışıyorsun. Karnımız tok boş laflara. Kaan A.
10-04-2015 17:37 (40)
ogürsel iyi hoş diyorsunuz da somuta dökülünce dedikleriniz uygulanamıyor. ekonomik açıdan alırsak küçük bir yerin kendi kendine yetmesi günümüz toplumunda imkansız. düşündüğünüz gibi daha özgürlükçü hale gelmiyor tersine kapitalist sisteme daha bağımlı hale geliyor. sol enternasyonalist düşünceyi kaybetti yerellikler içinde kayboldu. bu yerellikler de emperyalizmin parçası oldu. İzmir'de yaşayan da Diyarbakır'da yaşayan da İngilizce öğrenilmesini destekliyor. Ekonomik problemleri, işsizlik gibi problemlere kafa yormayı bırakırsak kimlik politikalarının içinde kayboluruz. Ermeni aday tanıtımını izleriz. Sırf Ermeni diye bir adaya oy verilir mi? Hrant'a oyumu veririm. Ama Etyen'e oyumu hiçbir zaman vermem. Kadın adayda da aynı durum geçerli. Niteliği unuttular kimlik siyaseti hakim oldu. Tansu Çiller örneği var yakın geçmişten. İzmir'deki emekçinin de Diyarbakır'daki emekçinin en büyük problemi gıda fiyatlarındaki artış. ç.
10-04-2015 19:39 (41)
Gün Zileli'nin sitesindeki özgürlüğü anlamanı bekleyemem. Ama deneyebilirsin; isim kullanmadan dilediğini yaz; yayınlanmazsa o zaman konuşma hakkın doğacak ve özür dileyeceğim. Gezi İsyanı "rantı" yenilecek bir olgu değil; anlaşılmayı bekleyen bir olgu. 19. yy Sosyalistlerinin anlamak istemediği bir olgu. Düşüncelerimiz üzerinden insani saldırılar yaralayıcı. Sonuç olarak bu ya da başka konuda farklı düşünebiliriz. On yıl sonra düşüncelerimizi değiştirebiliriz. Ben T. Akad'a seslendim; ifademde en küçük bir saldırı yok; yalnızca konuşmak arzusu. Sonra başöğretmen edalı çok bilmiş adamın biri bana "lanetliyor musun, lanetlemiyor musun" diyor. Bu zorbalıktır! 19. yy Sosyalistleri de önce kendi yoldaşlarına zorbalık yapıyor; bu bir gelenek! Ben seninle tartışmak istemiyorum. Yaralayıcısın. Ve ben de senin gibi yapmak istemiyorum. İncitmek istemiyorum. Kişiselleştiriyorsun; lütfen yapma. Neden bu sitede yazıyorum. Bu planlı değildi; oldu. Sonuçta siteye zarar verdiğimi sanmıyorum.+++
10-04-2015 19:39 (42)
Zarar verdiğimi düşünenler varsa söylesin; bir daha hiç uğramam "mahallenize", pardon "sitenize." 40 no'da soruluyor; küçük yerin kendisine yetmesi imkansız... Bu konuşulabilir mesela. Ne tuhaf; hiç bir zaman iktidara gelmemiş ve önümüzdeki çok yılda gelmeyeceği belli olan Sol'un bu merkezi İktidar sevdası şaşırtıcı... Eğer ki İşçi Sınıfı artık devrimci değilse, yerine ne konulacak? Soru bu! Hayır, "hala devrimcidir" deniliyorsa; o zaman elbette bu Özerk-otonom bölgeye karşı çıkılabilir. Ve bu temelde; "buna gerek yok" denilebilir. "Çünkü İşçi sınıfı devrim yapacak!" Ben buna inanmıyorum; bu bir suç mudur? ogürsel
10-04-2015 19:56 (43)
Entelektüel alem 80 sonrası bir karabasana mahkum oldu. Radikal-2, Cumhuriyet pazar, Birikim, Metis kafası arkalarında sermaye ve Avrupa desteği ali kıran başkesendirler. Buna karşı direniş odakları kuralım diyoruz minicik olanaklarımızla, dost bildiklerimiz O. Gürsel gibiler gelip aynı liberal süslü klişelerle burada da yazıyor yazıyor yazıyorlar. Gürsel'in yazı ve yorumlarını okumak, onaylamak ve mecburen bazılarına cevap vermeye harcadığım zamanla iki kitap daha yazardım. Cevap vermek zorundayım, çünkü bir sabır iki sabır, Gürsel bütün kavramların ırzına geçiyor, elinden kurtarıyoruz, bu kez dönüp başka yerinden ırzına geçiyor. Burada yazma konusunda birincilikte benle yarışır, 3 ile açık ara farkla öndedir. Aynı yorum içinde bile fikir değiştiriyor, bir fikrini ele alırken onu bırakıp bambaşka bir şeye açılıyor. Tartışmak inanın mümkün değil. Bunları yaparken hep güzel hoş klişeler kullanıyor, ama her klişe birbirini götürüyor. Boşaltmadığı kavram kalmadı ve bunu yaparken+++
10-04-2015 19:57 (44)
devamlı ince veya kalın aşağılıyor. Bu son olsun dedim kaç kez, ama olmuyor. Mecburen yorumlarını onaylıyorum. Gürsel benim için bundan böyle yok hükmündesin. Taylan yoksa mecburen yorumlarını onaylayacağım. Zarar verdim mi diyorsun, vallahi bana çok zarar verdin, bende sinir bırakmadın, bütün enerjimi soğurdun. En son: Şu bölgesel federal yönetimler saçmalığı. Bunun için ekonomik olarak her bölgenin kapitalist-emperyalist sistemin dışına çıkması, en azından özerk olması gerek. Bunu ilkokul çocuğu bile anlar artık. Ekonomik olarak bu sistemin içindeysen siyasi olarak da o sistemin adamları yönetir seni, neymiş, iki kere iki dört. Nesini tartışacağız bunun, insan havasız yaşar, onu da tartışalım. Peki bu ekonomik bağımsızlığı yaratacak halk kitlesi var mı? Şu anda esamesi yok. Ama olabilir, örnekleri var. Bunun adı örgütlenmedir o da siyasi örgütlenmedir, yani şimdiye dek denenenler gibi bir şeydir. Amaaan, hala ne tartışıyorum. Bu gerçekten son. yoksun bana Gürsel. K.A.
10-04-2015 21:30 (45)
Buna üzülmeyeceğim. Bu tartışma üslubu bana ters... Şunu anımsatmalıyım.... Şu anda tüm ülke o kapitalist emperyalist sistemin göbeğinde zaten! Olduğu gibi satılmış. adam demişti ki, "ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim", sonra da % 49 oy almıştı! neyse.. Bu konuda (yerel yönetim) onlarca sayfa yazdım.. en iyisi bittikten sonra konuşmak ama doğrudan değil elbette! ogürsel
10-04-2015 21:31 (46)
Kaan Arslanoğlu'nun yorumuna katkı yapayım. Zaten başta yazıya yönelik eleştirilerimi yazmıştım. İşçi sınıfı artık devrimci değildir tezinizden başlayayım. Geziye katılanların büyük çoğunluğu üniversite mezunu olan, aileleri orta sınıfken,kendileri ise işçi sınıfı haline dönüşen gençlerden oluşuyordu. Üniversite öğrencilerinde de benzeri kaygılar var. Solun kitleselleşemesinin nedeni merkezi devleti savunmaları değil. Bu siyasi araçlarla kitlelere kendini anlatamama sorunudur. İlk olarak nasıl araçlar geliştirip de kendimi kitlelere anlatabilirim sorusunu sormalı. Sol yapılara gelirsek özerkliği savunan yapılar bile merkeziyetçi. 3-5 kişi tüm politikalarını belirliyorlar. Tabanın merkezin siyasetini belirlemesinde bir etkisi yok. CHP'li vekiller bile kendi sosyalistlerinden değerli. Son olarak size sorum işçi sınıfı değilse kim devrimci onu sorayım. Ekonomi belirleyici değilse ne belirleyici. ç.
11-04-2015 22:02 (47)
Az önce kütüphanemin içinde kimi kitapları ararken birden aklıma geldi. Bana karşı aşağılayıcı olmayı hedeflemiş "tuhaf" bir eleştiri vardı. " Radikal-2, Cumhuriyet pazar, Birikim, Metis kafası..." Bu toptancı ve korkunç dışlamada bir tuhaflık seziyordum; daha önce de okumuştum bu tarz "eleştirileri". Bu zihniyetin de elbette bir tarihi olmalıydı; her şeyin olduğu gibi. Bulmuştum! Bu zihniyet Papalık, Engizisyon zihniyetiydi; arkasından diğer buyruk gelirdi! "Ateşlerde yakıla!" Bu "yöntem" papaz okulunda okuyan Stalin'le mi Sol içine sokuldu? Mümkün! Bu toptancı, tembel bir cehaletin 20. yy versiyonu olmalı; Dogmatik kafanın, bilgi karşısındaki korkusunun, mezarlıkta çaldığı "ıslığın" çığlığa dönmüş sesi miydi?+++
11-04-2015 22:02 (48)
Okursun ve ayıklarsın! Biliyoruz; "hakikat" her zaman yalanlar arasında gizlidir! Hiç bir kitap "saf" gerçek bilgiyi taşımaz. Karşılaştırmalı, farklı kaynaklarla yalanlar ya da doğrularsın. Bu toptancı, indirgemeci zihniyet için hayat kolaydır; artık yazarı da geçtik; yayınevinin tüm kitapları anında ateşe atılıveriyor! O zavallı tarikat şeyhi Müslüm Gündüz ne diyordu; "benim kitabım var, sizin var mı?" Bu kafanın da sonunda elinde böyle tek bir kitabı kalıverir! Ama hırs kontrolü güç bir duygudur; o bile kalmayabilir. ogürsel
11-04-2015 22:02 (49)
Sayın ç, bu sorularınıza ait yanıtları yakında topluca yazacağım. teşekkürler. ogürsel
11-04-2015 22:02 (50)
Gün Zileli sitesinde Bu Merkezî İktidar-Özerk yönetimlerle ilgili "önsöz" olarak bir yazım çıktı. Orada hiç sansür yok; yorumlarınızı rahatça yazabilirsiniz! ogürsel
04-05-2015 12:07 (51)
Bu yazı altında bu kadar gürültü kopmuş; yazar duymamış. Bu, bir insanî refleksin yitirilmesi mi? Entelektüel 'yapıcı' hırsın? Hangi eşikse o; o eşiği geçince bir çok sesin kulağa "mırıltı"; anlaşılmaz fısıltı olarak gelmeye başladığı... Umursamamanın o tatlı özgüveni içinde kendi sıcacık "gerçeklik" yatağında uyuşup kalmak mı? Uzay boşluğuna fırlatılan yazılara yalnızca kendi frekansına düşecek yanıtları beklemek mi bu sessuzluk! 8 Haziranı bekleyen öfkenin yoldaşları; "bütün bir aklı" her daim korumak gerekli değil mi? Çoğunuzdan daha büyük bir hırsla bir "kifayetsiz muhterisin" acınası haline tanık olmak isterim; ama bizim sorunumuz daha derin; onun yerine yenisini isteyen zihniyeti nasıl aşacağız? Sayın T. Akad'dan bu yolda derin yanıtlar beklerken... yalnızca sessizlik.. kuşkusuz geçerli nedenleri olmalı.. ogürsel
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210874
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.