Hitler’in testisleri, faşizm ve postmodernin köşeyazı kılavuzu

Elinde birilerini inandırman gereken bir saçmalık var ve bunu ispatlaman mı gerekiyor? Bu yapmanın en kolay yolu o konuyu bir yerinden kuantum fiziğine bağlamaktır. Kuracağın ilişkinin konuyla bir ilgisinin olması tabii ki gerekmez; kuantum mekaniği hakkında herhangi bir şey bilmen de… Mekanizma son derece basittir: konuşmanda kullanacağın sözcüklerin başına “kuantum” sözcüğünü getir ve olur olmaz yere kullan: “kuantum iletişim, kuantum düşünce”, “kuantum bellek” ,”kuantum yönetim” “kuantal zaman yönetimi” “kuantum taharet” vs… Kuantum sözcüğünün açamayacağı bir kapı nerdeyse yoktur. Sözlerinin bir yerinde Heisenberg’in belirsizlik ilkesinden veya Schrödinger’in kedisinden söz etmek, adı konmasa da bu işin olmazsa olmazıdır. Böylece söylediklerinin muğlaklığını gerekçelendirmiş olursun. Bu yöntemle ispatlayamayacağın saçmalık, inandıramayacağın şey yoktur.

Bu yöntemi fazlasıyla avam ve kişisel gelişim kitapları havasında mı buldunuz? Siz “daha derinlikli” bir şey mi bakmıştınız, o halde “Freud kokteyli” tam size göre bir şeydir.

 

Liberaller! Postallı siviller! Neomuhafazakarlar! Eski solcular, Yeni sağcılar, Üçüncüyolcular, Taraf olup her daim kazananlar, Genç kanaat önderleri…

Denemeden bilemesiniz. Denerseniz dünyadaki her şeyi hiç zorlanmadan rahatlıkla açıklayabildiğinizi hayretle göreceksiniz. O halde ilk pratik uygulama dersine aşağıdaki yazıyla başlıyoruz.

Bir gazete haberi: Hitler’in büyük sırrı: Hitler tek testisliymiş.

Şöyle bir başlıkla işe başlayalım:

Hitler’in testisleri ve faşizm

Yazının başlığını fazla müstehcen ya da fazla politik buluyorsanız alternatif başlıklar da kullanabiliriz.

Seçenek 1: Hiçbir şey bilmeden her şeyi açıklayabilme dersleri

Seçenek 2: Çok bilmiş cehaletin maymuncuğu: psikanaliz

Seçenek 3: Zır cahilken entelektüel taklidi yapma teknikleri

Seçenek 4: “YOKbilgiyleHEPkonuşma” rehberi

 

             Bu bakış açısına göre tarihteki herhangi bir olayın kökeni, bireylerin kişisel özelliklerinde ve  ruhsal ilişkilerde gizlidir. Nazilik, o dönemin ekonomi-politik ve toplumsal özelliklerinden kaynaklanan bir olgu değil, Hitler’in çocukluğunda yaşadığı örselenmeler ya da Nazi şeflerinin aile yapıları gibi kişisel özelliklerden kaynaklanmıştır. Bu haberden yola çıkılırsa Nazilik ile Hitler’in tek testisli olması arasında ilişki kuracak kadar fantastik ve mantığı zorlayan uç noktalara kadar varabilmektedir. Bu bakış açısı, size “hiç kalori harcamadan her şeyi bilme olanağı” verir. Zamanın ruhuna göre uygun köşelerde köşe yazarı dahi olabilirsiniz. Bu yöntemle tarihte olmuş herhangi bir olayı, dünya tarihinden bihaber okuyucuya yutturabilirsiniz.

                     Temel motif hiç değişmez: Nazilik gibi herkesin bildiği bir olgu alınır, bu olgunun öznelerinin hayatlarında belli bir takım özellikler aranır. Psikanaliz ve Freud bu bakışın olmazsa olmazı olup kullanılan kavramlar genellikle buralardan alınır. Hitler, Göring, Göebbels, Von Ribbentrop vs gibi bilinen Nazi liderlerinin hayatları incelenir. Normal olarak kabul edilen olgu ve süreçler görmezden gelinerek özellikle sapmalar seçilir. Bunların öncelikle cinsellik temalı olmasına özellikle özen gösterilir. Eşcinsellik, sadizm, iktidarsızlık, tek testislilik, pedofili, fetişizm vs. Bu ve benzeri herhangi bir bulgu bulunduğu anda (20 kişinin hayatı incelendiğinde rastlantısal olarak bunlardan bir ya da birkaçının bulunma olasılığı nerdeyse %100’dür) aradığınız şey bulunmuştur. Bu verilerin ne kadar güvenilir olduğu, kanıtlanıp kanıtlanmadığı hiç problem değildir. Bunları birkaç Freud alıntısı, birkaç Zizek aforizması ile süslediğinizde saygın “sol” gazete/dergilerde basılacak güzel bir faşizm yazısı elde etmiş olursunuz. Faşizm, Hitler’in testislerine indirgenmiştir.

Olur ya bu kişilerin hayatlarında bu tür bir malzeme bulamadınız. Hemen aile ilişkilerine geçiniz. Öksüz ya da yetim olması, hala ya da teyze gibi kadınların kalabalık olduğu evlerde büyümesi, babasından ya da annesinden dayak yemesi vs gibi durumlar da Oedipal, Elektral kompleksler, yansıtmalı cinsellik, “edilgin iktidar sublimasyonu” gibisinden onlarca yazılık malzeme sağlar size. Hiçbir şey bulamazsanız çocukken kertenkele beslemiş olması, erişkinken papağan beslemesi, kuşunu bir kedinin yemiş olması, lise sınavlarında başarısız olması, akademi sınavından kalması gibisinden bir şeyler arayın. Bulamamanıza imkân yoktur. Buldunuz mu? Tebrikler: işte faşizmin kökenini buldunuz! İktidar, cinsellik ve psikanaliz yan yana geldiğinde yüzlerce sayfa faşizm analizi, yüzlerce radikal 2 köşe yazısı ortaya çıkar. Zaten Nazilik tam da böyle bir şeydir!

İktidar denince aklınıza “cinsel iktidar”, şiddet denince aklınıza “mobilize olmuş cinselliğin heryerdeliği” gibi şeyler gelmelidir. Özetleyecek olursak faşizm zaten “Hitlerin testisleri” ile “Goebbels’in libidosu”nun ortaklaşa ortaya çıkardığı bir sistemdir. Yazının bir yerine Foucault’nun “iktidar heryerdedir” cümlesini falan ekleyip iyice karıştırsanız Birikim’e bile gönderilebilecek bir yazı yazmış olursunuz. Neden şimdi herkesin “faşizm uzmanı” olduğu anlaşılmıştır sanırım. “Nazi magazini”nden faşizm analizi yapmak, tarih okumaktan ve ekonomi politik bilmekten her zaman daha kolaydır.

Birine küfretmek istiyorsanız ve “ben senin ananı…” gibi seksist, “eşşoğleşş.k” gibi avam, “hayvanoğlu hayvan” gibi feodal ve antiekolojik küfürler etmek istemiyorsanız ona “faşist” diyebilirsiniz.  “O… çocuğu” gibi bir şeydir faşist, sevmediğin herkese kullanabileceğiniz; böylece kendinizin de ne kadar entelektüel, ne kadar hümanist olduğunuzu da ispatlamış olursunuz.

Sermaye, sınıfsal egemenlik, devlet, ideolojik aygıtlar, devrim tehdidi, emek hareketi, Alman ağır sanayisi, burjuvazi, ekonomik bunalım…

Faşizm analizi yaparken asla böyle sözcükler kullanmamalısınız.

Nazi toplama kamplarında saygın Alman büyük sanayicilerinin, ücretleri Naziler’e ödenmek üzere, kamptaki tutsakları günde 16-18 saat çalıştırdıkları mı? O da ne? Böyle şeylerden asla söz etmemelisiniz.

Hitler’in Alman büyük sanayicileri tarafından komünizm tehlikesini durdurabilecek tek güç olarak desteklenmesi mi? Ne önemi var bunun? Toplumsal bir fenomen olarak faşizmin bir ekonomi-politiğinin olduğu sanırım pek “ideolojik” bir yaklaşım olmalı ki düzey, “Hitler’in testisi” düzeyinde sabitlenmiştir.

Peki o halde böyle bir bakış açısı ne işe yarar? Gördüğü her şiddet eylemine, her baskıya, her zor kullanıma “faşist” diyen “çok bilmiş deha” sayısını arttırır. Bunların aralarından yüzlerce genç “deha faşizm uzmanı”, Taraf ve Radikal 2’de köşe yazarı olarak bizleri aydınlatabilir. Hatta uslu bir liberal olup, yazılarına birkaç Adorno alıntısı da ekleyenler şirinleri görebilir ve daha da ötesi Birikim’de bile yazabilirler.

Taylan Kara

 

Yazıya konu olan haber linkleri:

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1018240&Kategori=yasam&b=Hitlerin%20tek%20testisi%20varmis

http://www.haberturk.com/dunya/haber/109687-hitlerin-buyuk-sirri

 

Facebook
yorumlar ... ( 2 )
29-01-2014
29-01-2014 11:03 (1)
Son zamanlarda okuduğum en akilane makale. Arzu Çağlıbulanık
08-02-2014 22:22 (2)
"Sözcüklerin anlamları yoktur, kullanımları vardır." Para gibi ..
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210578
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.