Buzağı mıyız ki süt içip duralım!

Doğada memeli canlılar doğduktan sonra bir süre anne sütü ile beslenirler. Bu dönem sonrası hayatlarından süt çıkar. Bu kuralın insanlar için de geçerli olması gerekirken; insanlar çok faydalı diye, ineğin kendi yavrusu için ürettiği sütün peşine düşerler. Bu doğada, kendi bebeklik dönemleri dışında da süt içen canlı olma özelliğini verir insanlara. Bazı insanlar bununla kalmaz, besledikleri kedilerine de ineğin sütünü içirirler.

İneğin sütü çokça insana alerjik gelir, hazım problemleri yaşatır. Bu normaldir, çünkü bu süt ineğin yavrusu buzağıya uygun olup, insana tam uygun değildir. Ayrıca insan, bebeklik döneminde sahip olduğu, sütü hazmetmekte kullanılan bazı enzimleri ileri yaşlarda kaybetmektedir. Bu da süt şekeri laktozu sindirememe rahatsızlığı yaşatabilir.

Sütten kalsiyum alma şehir efsanesi olup, en çok süt içilen ülkelerde kalça kırığına en çok rastlanır. Sütten kalsiyum alınamadığı gibi, sütün asidik olması sebebiyle, asit yangınını söndürmek için kemiklerden kalsiyum, potasyum gibi mineraller alınıp, mineral tuzları yapılmaktadır. Asit yangını devam ettikçe, kemiklerdeki eksik minerallerin tamamlanamaması sonucu kemiklerin zayıflayarak kırılgan olmasına sebep olmaktadır.

Annelerin çocuklarına yatmadan önce içirdikleri süt nedeniyle mide asit seviyesi yükselmekte, yatay pozisyonda mide suyunun insanın ağzına doğru ilerlemesiyle boğazda tahribat yaptığı bilinmekte (reflü). Diğer yandan, diş taşlarında yaşayan bakteriler süt şekerini (laktoz) tüketerek asit çıktılarıyla diş minelerini eritip, diş çürümesine yol açmaktadırlar. Hele süte şeker ilavesi yapılmışsa, hasar daha da etkili olmaktadır.

Konuyla alakalı, çocuk beslenmesi uzmanı, anne sütünün önemini ve ilk iki yıl içirilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı’ nın 16 Haziran 2015 tarihinde basında yer alan açıklamaları alt haberde okunabilir.

‘Çocuklar buzağı mı süt içsin’

Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı: Süte gerek yok, yoğurt ve peynir yeter

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, süt konusunda kafası karışık anneleri uyararak, “İnek sütü, büyüsün inek olsun diye buzağı içindir. Keçi sütü de keçi yavrusu içindir. Bir çocuk 200 gram yoğurdu, bir dilim peyniri yiyor ve bir bardak ayranı içiyorsa, sütün s’ sine bile gerek yok” dedi.

Sandoz İlaç’ın probiyotik gıda takviyesini tanıttığı Nişantaşı’ndaki Nopa Restoran’ da düzenlenen toplantıya katılan Prof. Yağcı, anne ve bebek dünyasında çok tartışılan süt meselesine son noktayı koydu. Yağcı, emziren annelere şöyle seslendi: “Ben kendi sütümü bırakıp ineğin sütünü verirsem çocuğuma buzağı muamelesi yaparım, demelisiniz. İnek sütü buzağının, Keçi sütü keçi yavrusunundur.” Süt bir puansa, yoğurdun iki, peynirin ise dört-beş puan olduğunu vurgulayan Yağcı, “Yoğurt ve peyniri, küçük miktarlarda alsa da yetiyorken, midesi ufacık olan çocuğa buzağı gibi lıkır lıkır süt içirmenin hiçbir esprisi yok. Sütten beklediklerimizin daha iyisi yoğurtta ve peynirde var. Sütü Amerika pompalıyor. Onlarda yoğurt yok. Süt ve dondurmayı biliyorlar. Fermente süt ürünleri sütten on kat daha iyidir” dedi. İnsan beyninin, inek beyninin yarısı olduğuna değinen Yağcı, “İnek olacaksa biz de çocuğa süt içirelim. Bana göre bu. Süt ağır protein yükü nedeniyle, 0-2 yaşta alerjiye neden olur” diye konuştu

Derya Turgay

Facebook
yorumlar ... ( 43 )
04-07-2015
04-07-2015 21:47 (1)
ilk ben tıklamış oldum çünkü 0'dı. aferin bana ilk kez 1. oldum :P (hya)
04-07-2015 21:48 (2)
Vallahi, Yağız'dan korka korka bu yazıyı da koyduk :)) Hep söylüyoruz, bazı arkadaşlar ise inadına meslek şovenizmi yapıyorlar: Bizim bu sitede ilkemiz SAĞLIK DOKTORLARA BIRAKILAMAYACAK KADAR CİDDİ BİR KONUDUR. Zaten herkesin sağlığı kendi sağlığı değil mi? O yüzden herkes araştırsın, okusun, tartışsın, sağlığı ile ilgili bilgilensin, bir şeyler yazabiliyorsa yazsın. Her yazıda olduğu gibi buralarda öz ve biçim yönünden yanlış gören de yanlışı ifade etsin. Kimsenin mesleğini elinden almıyoruz, sağlık hakkını yazısal düzeyde savunuyoruz. Bilinç ve tartışma gelişsin istiyoruz. Şu yazı konmasın, bu yazılar niye çıkıyorla gelmeyin lütfen bize :)) Bir de böyle itirazı olan varsa kendisi yazı göndersin. Şu yaz döneminde kendimizi hiç sıkmıyoruz, yazı koymayı iki günde bire düşürdük. Her gelen çok kötü olmayan yazıyı asıyoruz. Bu da işlevsel ve hiç de fena olmayan bir yazı işte. Dediği de doğru. Her neyse. Buyrun, okuyun, tartışın, atış serbest. Kaan A.
04-07-2015 21:49 (3)
Tebrikler hya :)) Editör teknik denetiminden önce sayfayı okumak az iş değil :)) Sevgiler, saygılar. K.A.
05-07-2015 02:28 (4)
Pek çok doğru kelam maalesef birsürü aşikar hatanın arasında boğulmuş. 1. Etobur memelilerin bazıları yetişkinken de süt tüketebilir. Yani doğada insandan başka türler de süt içer. 2. "en çok süt içilen ülkelerde kalça kırığına en çok rastlanır" ifadesindeki türkçe bozukluğuna değinmiyorum. Ama esas hata şu: süt en çok beyaz adam genetiğinin hakim olduğu ülkelerde tüketilir. Laktoz intoleransı laktaz persistansının yetişkin nüfusunda %90'lara varan oranlarda olduğu Batı ülkelerinde doğal olarak pek görülmez. Yes. Ve beyaz adam harbi çok süt içer. Buna da yes. Ama kalça kırığının o ülkelerde çok sık olmasının sebebi bu ülkelerdeki kadın nüfusunun kalça kırığına neden olan osteoporozu görecek kadar yaşayabilmesidir. Tek neden osteoporoz değil tabii. Ve sadece kadınlarda da görülmüyo. Ama çoğunluk kadınlar. Erkeklerde alkolizm ve metastatik tümörler daha belirgin nedenler ki bunlar da ortalama yaşam beklentisiyle dolaylı olarak alakalı. Yani KAÖD. Neymiş? Kazın ayaa öyle değilmiş. Devam!
05-07-2015 02:28 (5)
3. Reflü ve diş çürükleriyle ilgili kısım maalesef tevatür sayılır. Destekleyen anlamlı bilimsel çalışmalar kelaynak popülasyonundan bile kıt. 4. Endüstri destekli her boka "kapitalist-sermaye uşaa pıt" diyeceesek Sandoz'un probiotik toplantısında konuşan ademoğluna da şüpheyle yaklaşmak gerek. Biraz Hz. Ömer adaleti piliğz! 5. Allerji proteinden oluyo deyip sonra da "yoortta/peynirde südün 5 gatı protein var, onu niye şaapmıyosunuz" derseniz lisede mantık dersinden çakarsınız. Buna da piliğz. Mesele ille allerjiyse matür peynirler tillahını yapar! 6. Bi de ad hominem espriği patlatayım. Adamın soyadı Yağcı. Manidar olmamış mı? İnadına mesleği hep kendinden sonra gelen arif yavuz aksoy'dan nonşovenist top atışları izlediniz. Bi de son not: ben feci laktoz intolerant bi adamım. Südiçen yetişkin taifesinden de oldum olası tiSkinmişimdir. O ne la?! Adam dediğin südiçer mi?! Anca rengigaçık firenk nursuzlarının yapacaa iştir o.
05-07-2015 09:09 (6)
Kalsiyum tüm canlılarda, hücre içi fonksiyonlarda kullanılan bir elementtir. Özellikle Hücre membranından ve hücre içi organellerde ikinci mesaj ileten sinyaller iletmede gereklidir. Hücre dışı kalsiyum pıhtılaşma faktörleri ve adezyon molekülleri için gerekli kofaktördür, düzgün kemik oluşumu için gereklidir. Paratiroid bezde, böbrekte ve beyinde bulunan reseptörlerde (g proteini) önemli fonksiyonları olduğu bilinmektedir. Diyetle yeterli kalsiyum alımı kanserden, hipertansiyondan, diyabetten korur. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt değildir. Peynirden, yoğurttan almak daha iyidir ama kalsiyumu diyetten çıkarmayın. Derya bey önceki yazılarından birinde, damarları kireç tutan borulara benzettiğinden kalsiyumun kireçlenme nedeni olduğu sonucunu çıkarmayın. Kalsiyum eksikliği erken yaşlanmanın ve kireçlenmenin nedenidir olsa olsa. Kuzey Amerika Tıbbının Yılmaz Neferi MB
05-07-2015 10:08 (7)
Sevgili nefer, nasılsın? İyisindir inşallah. Kireçlenme nedir? Bi tane anlamlı cümlede kullanır mısın? Yannız sıhhi tesisat dili olmadan piliğz. Sevgili yılmaz, bu sorum da sana. Erken yaşlanma ne demek oliy? Baharı görmeden yaz geldi geçti? Sevgili kuzey, sen de bi bakiym. Bu ölümsüzlük iksiri mi? Hem kanserden, hem tansiyondan koruyo. Diabeti tokat manyaa yapıyo. Ülserin gırtlaana çöküyo. Enerji veriyo. Cildi gençleştiriyo. Kuşa da iyi geliyo mu bari? Sevgili amariha, seni sadece gözlerinden öpüyom. Mucukusss
05-07-2015 12:19 (8)
Sayın mucukusss, kireçlenme Derya beyin ve gastelerin ateroskleroza verdiği uydurukça isim, erken yaşlanma da dejeneratif hastalıkların zürriyetin tıp sayfalarının takipçileri için üretilmiş. Başka türlü anlatınca tıbbı doktorların düzeyimden halkın düzeyine indiremediğimizden yakınıyorlar. Kalsiyum sizin alanınıza girmez ama ingilizceniz kuvvetli okuyunuz efenim. Tane tane anlatmakla olmuyor, siz taneciklere dalıp dikkat eksikliğinizden, konunun özünü kavrayamıyorsunuz. Size tavsiyem yine Kuzey Amerika'dan, ritalin kullanın. KATYNMB
05-07-2015 12:27 (9)
Kuzey Amerika'da ABD tıbbı ile Kanada tıbbı arasında dağlar kadar fark var. Anlaşılan bağnaz Amerikan neferi işin sosyal yönüyle hiç ilgilenmiyor. Sosyal yönü olmayan bir tıp da işte neferin tıbbıdır, insansız ezber bilgi tıbbı. İşine gelene tıp işine gelmeyene tıp (sessuzluk) anlamında. ABD tıbbı içinde birçok konuda birçok tartışma olur. İşine geleni anlayıp işine geleni anlamayınca ikinci türden tıp adamı çıkar Nefer beyde olduğu gibi. Bilimden önce anlama, açıklık ve dürüstlük gelir. Bunlar yoksa Kuzey Amerika'dan sadece WASP özentileri çıkar. K.A.
05-07-2015 14:05 (10)
Son iki yorumunuzu sildim KATYNMB arkadaşım. Sizde kasıtlı bir anlama kusuru var. Gerçek adınızla yazarsanız belki anlaşırız, yoksa sizinle daha fazla uğraşacak kadar vaktim cidden yok. Emin olun yok. Her dediğimizi kasıtlı olarak yanlış anlayan birine (kasıtlı değilse durum daha vahim) verecek daha fazla vakit yok. Olsa uğraşırdım. Saygılarımla ve Allah şifa versin dileklerimle. Kaan A.
05-07-2015 16:14 (11)
Kalsiyum ihtiyacımızı süt yerine, verdiği sütün içindeki kalsiyumu ottan alan inekleri taklit ederek alsak daha kolay olur. Belki böylece zorla süt tüketme mobingi de bitmiş olur hamile, yeni anne ve çocuklara. buraky
05-07-2015 16:22 (12)
Sayın MB, boşuna yazıp durmayın, gözünüze, aklınıza yazık. Ağır sataşma, küfür olmadıkça adınızla yazın, baş üstüne. Hatta makale gönderin. Makale gönderin çağrımızı ısrarlı polemikçilerimizin hepsine yapıyoruz, aldığımız yanıt fiyasko. KURAL HERKES İÇİN GEÇERLİ: POLEMİĞİ, ÖZELLİKLE İDDİALI, SATAŞMALI POLEMİKLERİ SÜRDÜRMEK İSTEYEN AÇIK KİMLİĞİYLE ORTAYA ÇIKACAK. EN TEMEL İNSANİ HAKKIMIZDIR KİMİNLE VEYA KİMLERLE KONUŞTUĞUMUZU BİLMEK. Çıkın ortaya, konuşun. Bakın Yağız kardeşimiz ismiyle yazıyor, beğenmediği yazılara ki çok bol, verip veriştiriyor. Kim olduğunu biliyoruz, hayaletle dans etmiyoruz, niyetini biliyoruz. Bu kurala uymayana güle güle, yolu açık, aklı sağlıklı olsun. Saygılar efendim. Kaan A.
05-07-2015 20:05 (13)
Kişisel düşüncemi söylersem, oldum olası sütün kendisini hiç sevemedim. Çocukluğumda hastalandığımda iyi gelir diye zorla içiriyorlardı. Bunun haricinde sütle aram hiç iyi olmadı. Ama süt ürünlerini(yoğurt, peynir, tereyağı vb.) çok severek yiyorum. Bu durumda Derya Turgay'ın söyledikleri doğru gibi gözüküyor. Ancak, Irksal, bireysel farklılıkları görmezden gelemeyiz. Örneğin benim çocuğum sütü çok seviyor ve faydasının olduğunu gözlemliyoruz. Şimdi ne yapacağız o zaman? Sütü yasaklayacak mıyız? Saygılar. Recai Kulaksız
06-07-2015 01:09 (14)
Süt vücudun PH dengesinde kemiklerden mineral çalar meselesini, PH konusunda dünyanın en bilinen uzmanı, ülkemizde “Diyabette PH Mucizesi” kitabı ile tanınan Dr. Robert Young’ dan öğrendim. Kendisi şu sıra bilgilerini paylaşmak üzere Avrupa turundadır. Süt şekerinin dişleri çürüttüğünü, hatta bu olayın emzirme sonrası bebeklerin dişlerinde bile olabileceği, nasıl önlem alınacağı konusunda detaylı bilgiler “Tıp Budur” kitabında, diş hekimi Onur Şahin’ in yazısında ele alınmaktadır. Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı çok önemli bir görev yapmaktadır. Bebeklerin 1000 gün beslenmesini anlatmakta, anne adaylarına ve yeni anne olanlaraa önemli bilgiler aktararak sevap işlemektedir. Geçtiğimiz Haziran ayında katıldığı bir TV programında yaptığı bebek beslenmesi ve süt içimi konusundaki konuşmalarını Youtube kanalına koydum. Seyretmek isteyenler için link: https://www.youtube.com/watch?v=qZhPJXAyHlk Derya Turgay
06-07-2015 09:46 (15)
Sayın Derya Turgay, Ahmet hoca bu pH olayına pek sıcak bakmıyordu. Vücudun pH dengeleme sistemi var, o yüzden pek o kadar bakmayın ne yediğiniz içtiğinizin pH'ına diyordu. Gerçi biz Young'ın söylediklerini de mantıklı buluyor ve az çok onu izlemeye çalışıyoruz. Fakat bu bilgi ışığında yeterince inceleme yaptınız mı PH konusunda? Bizim ayrıntılı inceleme vaktimiz henüz olmadı. Bir de bu Young'ın da bayağı ticari olduğu, bundan epey para kazandığı söyleniyor. Bizler para (ya da ün) için bilimsel tarafsızlıktan taviz verip, abartılı söylem kullanarak misyoner gibi çalışanlara biraz kuşkuyla bakıyoruz da... Çünkü alternatif beslenmenin de alternatif bilimsel tıbbi yaklaşımlar gibi ticareti büyük bir sektör oldu. Ne diyorsunuz bu konularda? Kaan Ars.
06-07-2015 13:30 (16)
Derya bey, bir yukardaki yorumumda size sorduğum Ahmet Aydın'ın ilgili konudaki yazısının bağlantısı: http://beslenmebulteni.com/beslenme/?p=1683
06-07-2015 15:08 (17)
Ahmet Aydın hocanın yazısı bu konuda yeterince açık ve kapsayıcı bir yazı. Bu yazıyla ilgili olanlarını özetleyip birkaç katkı yapayım. Sütün pH'sının 6,5-6,9 olduğu ve asit özelliğinin yoğurttan, etten çok daha az olduğunu görüyoruz. Mesele asidik bazik olması değil yani, bu bilgi kirliliğine karşı mücadele etmek zor. Uzmanlara sorun, guugıla, TV'ye, gasteye güvenmeyin. Tıp, evde uygulayamayacağınız kadar ciddi bir bilimdir. ABD'de nüfusun yüzde 25'i sağlık hizmeti alamadığından yan yollara başvurur. Kapitaliste kolunu kaptırır. Biz de doktora ulaşmak, sormak çok daha kolay. TV'den tıp takip edip evde uygulamaya gerek yok. Bakkaldan ilaç ya da tavsiye alıp kullanmayın. Hasta olursunuz. MB
06-07-2015 16:03 (18)
Tem 5 saat 11:14 AM Ülke olarak yaratıcılık hususunda pek mahirizdir, maşallah diğer hiç bir ülke elimize su dökemez. Başka ülkelerde göremeyeceğiniz yaratıcılıklar bu ülkede bolca vardır ve günlük yaşantıda da sıkça görülür. Diğer ülkelerdeki yaratıcılıklar "somuttur", üretime yöneliktir; bizdekiler ise "soyuttur", gönüllere yöneliktir. Diğer ülkelerin beceremeyip sadece bizim becerebildiğimiz yaratıcılıklar ise olgular ve kavramlar ile başlar, mangal ve trafik ile devam eder. Bazen de hava alanı tavanını çökertme becerisi gösterme şeklinde tezahür eder. Olgular ve kavramlar batı toplumlarının olmazsa olmazları ama bizim toplumumuzun olmasa da uydururuzlarıdır. Batı toplumlarında içleri yüzlerce senede doldurulmuş olguların ve kavramların Türkiye'ye geldiklerinde anında içleri boşaltılır ve her bir Türk bireyi tarafından kendi beğenisine,doğrusuna,ideolojisine göre bir güzel doldurulur. O olgu ve kavramın orijinal halinin hiç bir önemi ve değeri yoktur. +
06-07-2015 16:03 (19)
Çünkü onları yaratanlar işi bilmemektedir, işi sadece Türkler bilir ve her işten anladıkları için ne iş olsa yaparlar da zaten. Ve bizim bu bilme özelliğimiz başka toplumlarda kesinlikle yoktur. Diğer ülkeler okuyarak bilirler, biz ise okumadan biliriz. Ve bu muhteşem özellik sadece bize özgüdür. Örnek mi: çoook...Mesela,Aydınlanmanın Tarihini ve Fransız Devrim Tarihini okumadan laikliği ve milliyetçiliği en iyi biz biliriz. Avrupa'nın bildiği laiklik ve milliyetçilik yanlıştır, zaten laiklik ve milliyetçiliği Türkler bulmuştur..Olgular ve kavramlar önemli değildir; kimin laik,kimin milliyetçi,kimin jakoben,kimin bonapartist olduğunu biz biliriz. Kuran okumadan Müslümanlığı, Nutuk okumadan Atatürkçülüğü, Kapitali okumadan Marksizmi ve tabi ki en iyi bildiğimiz şey olan Liberalizmi biliriz hatta bilmekle kalmaz en iyi biz biliriz. Olguları ve kavramları öğrenmeden, öğrenmediğimiz olgular ve kavramlar hakkında en derin analizleri ve eleştirileri de biz yaparız.
06-07-2015 16:03 (20)
Yazı ve yapılan kayda değer yorumlar sonrası(konu mühim olduğundan) benim gibi zır cahilin anladığından çıkarılabilenler:1)Allanıp pullanan süt,ne bebeklere ne yetişkinlere beslenme konusunda sihirli değnek değil, üstelik alternatifleri varken üzerinde gereğinden fazla durmak yarar değil zarar getiriyor.Mümkünse alternatif seçeneklere yönelelim.2)’’Kemiklere kalsiyum takviyesi yapacağına,asit yangınlarına neden olmakta ama yangına körükle giden kemikler ise kırılganlık anlamında kendi kalesine gol atmakta’’ gibi bir çıkarım hayli netameli (süt vücudun ph dengesinde kemiklerden mineral çalar meselesi) bir çıkarım.3)Gelgelelim,’’ süt almak istiyorum ama sütten kaçınacağım’’ derken çok iyi seçilmemiş süt ürünleri daha beter hasar verici olabilmekte.4)En fazla süt tüketilen ülkelerde kalça kırıkları ile süt tüketimi arasındaki korelasyon bilimsel olarak kuvvetli bir temele sahip değil;esas nedenleri başka kaynaklar.Benzeri reflü ve diş çürükleri için de geçerli.++
06-07-2015 16:03 (21)
++5)Vücuttaki kalsiyum seviyesi ile damar sertliği arasında doğrudan bir ilişki var.Gerçekten var mı?Ayrıca kalsiyum da öyle her derde deva değil,abartılmasın.6) Yeterince mesnetlendirilmeyen ve eklektik bir formasyona sahip sağlık-beslenme yazılarına aman dikkat!Yanlış ve de eksik anladıysam, bilgisizliğime ve kalın kafalılığıma verin,n’olur!Saygılar.Caner E.
06-07-2015 16:26 (22)
Değerli Caner E, dediklerinizin neredeyse hepsine katılıyorum, sadece 3. maddeyi pek anlamadım. Sakıncalı olabilecek süt ürünleri neler olabilir? Açsanız? K.A.
06-07-2015 17:29 (23)
Kaan Bey, kıymetli a.y.a.'nın bahsettiği matür peynirler gibi süt ürünleri,ne bileyim, ne idüğü belirsiz fabrikasyon peynirler,yoğurtlar vb.Selamlar.Caner E.
06-07-2015 23:56 (24)
Caner bey, söylediklerinizin çoğu doğru. Vücuttaki kalsiyum düzeyi ile damar sertliğinin bir bağlantısı var mı diye sormuşsunuz, yok. Vücuttaki kalsiyum düzeyini böbreklerimiz, paratiroid bezi gibi organlarımız belirler. Diyetle aldığımız kalsiyumun da vücuttaki kalsiyum düzeyimize, bu organlarımız normal çalışıyorsa pek bir etkisi yok. Yeterli düzeyde almamız önemli. Özellikle çocuk yaşlarda kalsiyum içeriği yoğun besinlerin alınmasının ileri yaşlarda kemik erimesini ve damar hastalıklarını azalttığı gösterilmiştir. Saygılar. MB.
06-07-2015 23:56 (25)
İnsan, her türden yiyeceği yiyebilir... kendisini öldürmemesi/zehirlememesi, o yiyeceği sindirebilmesi, beslenme tarzının tek taraflı olmaması-dengeli olması ve yediği türü doğadan kaldırmaması kaydıyla... ister evrimsel biyolojik bakılsın duruma, ister yaratılışçı-akıllı tasarımcı... insan buzağı olmadığı için süt içmemeli ise, yoğurt-peynir ne demeye üretilmiş ola ki? e insan koyun keçi de değil, ot yemesin; böcek değil ki, karınca-haşere yemesin, insan canavar mı ki et yesin? e o halde bu doğa insana özgü bir besin yaratmayı ihmal etmiş demek ki, ne tuhaf :((( selamdar
06-07-2015 23:57 (26)
Kaan Bey, Ahmet Aydın’ ın ilk kitabında vücut PH dengesine bir sayfanın küçük bir yeri dışında değinilmemiş, fuarda kitabını imzalatırken kendisine bu hususu sormuştum. İkinci kitabında konuyu daha geniş ele aldı. Linkini verdiğiniz yazıyı hatırladım. O sırada Dr. Ayşegül Çoruhlu alkali beslenme üzerine bir kitap çıkarmış, kitabı üzerine TV programlarına çağrılmaya başlamıştı. Ahmet Bey iyi bir zamanlamayla bu yazıyı yazdı. Aramızda yaptığımız yazışmalara dayanarak, vücut PH dengesi konusunda ana fikrinin şöyle olduğunu sanıyorum: Önceki yüzyıllarda doğal gıdalarla beslenmede PH dengesi mesele değildi. Son yüzyılda sanayileşmeye bağlı olarak, endüstrinin gıdaya da girmesiyle, işlenmiş gıdaların skalanın asit tarafına kaymaları, şeker tüketiminin aşırı artması (şeker içine girdiği şeyi asit yapıyor) gibi unsurlar PH dengesi meselesini önemli kılmakta. Özet olarak Taş Devri diyetinde olmayan bu sorun, modern! beslenmede ortaya çıkmakta.D.Turgay++
06-07-2015 23:57 (27)
...Şimdi pek ciddiye alınmayan bu konu, bence gelecek yıllarda epey önem verilir olacak. Çünkü ben romatizmayı da asidozluğa bağlıyorum. Dr. Robert Young ise, asidin pankreasın insülin üreten alfa hücrelerini harap ettiğini, diyabetin böyle başladığını iddia ediyor. Konular geniş, satırlar yetmeyebiliyor :) D.Turgay
07-07-2015 13:19 (28)
25 numaralı yorumcu ilginç bir felsefe yapmış, beğendim. İnsanı diğer canlılarla mukayese edersek, diğer canlılarla insanlar arasında temel fark ‘vicdan’ ve daha karmaşık muhakeme yapısı. Vicdan insanı hayvanların ilkel içgüdüsel hareketlerinden ayırıyor. Akıl ve muhakemesi doğadaki pek çok şeyi yenilebilir hale getirebiliyor. Örneğin et obur değilken, eti bir şekilde terbiye edip, örneğin pişirip, vucütta sindirilebilir hale getiriyor. Konumuz süte gelirsek, kişinin midesinde ekşime, gaz yapmıyorsa, bağırsağından sesler getirmiyorsa, kişi seviyorsa içsin. Ama istediği faydayı almak istiyorsa inekten sağılır sağılmaz içmesi lazım, yoksa işlendikten sontra pek yararı kalmıyor. Fermente edilip yoğurt, peynir, kefir, tereyağı haline geldiğinde daha yararlı oluyor. Bunlar hep bilinen şeyler, burada neden tartışıyoruz anlam veremiyorum. Derya Turgay
07-07-2015 14:46 (29)
Vasat edebiyat ve sistemin etkisine duyarlı insanlar, bilim dışı, kapitalist kitaplara nasıl duyarsız kalıyor anlam veremiyorum. Her kitap" bilinen şeyleri" yani doğruları yazıyorsa, her roman da edebiyattır. Bilimde kriterler edebiyattakinden daha belirgin değil mi? Young, Pamuk'tan daha çok kapitalizmi simgelemiyor mu? Edebiyattaki hassasiyetinizle bilim olmayan yayınlara geniş hoşgörünüz çelişmiyor mu? Elif Shafak, R. Young'dan daha mı kapitalist? Oprah, Hızlan'dan daha mı ahlaklı? Ben burada Pamuk'a, Shafak'a, Mağden'e, Temelkuran'a övgü yazısı yazamazken (övmek istediğimden değil, yanlış anlaşılmasın), aynı hassasiyet neden bilimsellikte gösterilmiyor? Anlayamıyorum. Bu yaklaşımınız edebiyattaki hassasiyetinizin kaynağını düşünmeme, samimiyetinizden şüphe etmeme neden oluyor. MB
07-07-2015 16:42 (30)
Sayın MB, ben bilgilerimi aldığım bazı kaynakları belirtmiştim. Burada yapılması gereken, kişilere önyargı ile yaklaşıp, onları kategorize etmek değil, bilginin içeriğinde eksik ve yanlış taraflarını görüyorsanız, eksiklerini tamamlayıp, doğrusunu yazmanız faydalı olabilir. Öteki türlü, bir yere varmayan, kimseye fayda sağlamayan sığ tartışmalar olur. Bunu site editörü Kaan Bey de belirtiyor zaten. Konu yazarlar ve kitaplar olunca, rahmetli biyolog Mevlüt Durmuş kolesterol konusunda 4 tane kitap yazmıştı, bana göre her biri birbirinden değerli. Onu da anmak isterim burada. Derya Turgay
07-07-2015 17:41 (31)
Sorarım, matür peynir ne yaptı size, şarabın ekürisi olmaktan başka? Şarapçı Musa
07-07-2015 18:30 (32)
Siz romatizmayı asidoza bağlıyorsunuz. Romatizma ne demektir. Konnektif doku hastalığı nedir? Asidin nedenleri nelerdir? Metabolik asidoz, respiratuar asidoz ne demektir? Hastalanınca doktora mı gidiyorsunuz, doktorculuk oynayanlara mı? Kediniz hastalanınca veterinere mi kimyagere mi görürürsünüz? Uz. biyolog iyi niyetli olabilir, alanın uzmanlarıyla bilgileri çelişiyorsa yöntemi yanlıştır. Pleotropik etki nedir? Vulnerable plak, unstabil angina ne demektir? Kolesterol ilacını bırakın biyoloğu her doktor bile reçete edemezken, ilaçları eleştirmeyi de bilim adamlarına bırakın. Ben "CERN'de dünyayı yok etmeye çalışıyorlar fizikçiler" diyor muyum, demiyorum. O konuda cahilim, her fizikçiye de değil atom fizikçisine sorarım, anladığımın ötesini onlara bırakırım. Sonuçta yıllar süren eğitimle kuantum fiziğinin benim anlayamayacağım detaylarını biliyor adam. Atom fizikçisi olmayanlarım yazdığı kuantum fiziği kitaplarına Prof da olsalar inanmam. Benim bilime ulaşma yöntemim budur. MB
07-07-2015 18:30 (33)
"Komiktir" değil "konnektif" olacak. Telefonun gazabına uğradım. Düzeltebilirseniz sevinirim. Saygıyla. MB
07-07-2015 18:58 (34)
31'den seslenen şarapcı musa can'a sesleniyore. Matür peynirleri ben de çok severim. Kafirun ülkelerinde temel besinim onlardır hatta (evropa keferesi mevzubahis). Ben onlar kakadır demedim. Mantık hatasına işaret ettimdi. Yoksa fondüye ben de çubuk sağlamakta beis görmüyore. Öpüyore. Toniksiz cinci hoca a.y.a.
08-07-2015 00:20 (35)
2013 yılında yazmış olduğum ‘’Süt tüketimine değişik bir yaklaşım!’’ başlıklı yazımdan bir kısmını aktarma ihtiyacı hissettim. Sanırım, 25 numaralı arkadaşımızın bahsettiği kısma da biraz açıklık getirir. Bizim süt bebekliği dönemi dışında süte ihtiyacımız var mı? 4.5 milyon yıllık insanlık tarihinin sadece son 10.000 yılında insanlar başka memelilerin sütünü içmişlerdir(11.Ruff CB.”Post-cranial robusticity in Homo. I:Temporal trends and mechanical interpretation.”AmJPhysical Anthropol, 1993;91: 21-53. 12.Cordain L, Gotshall RW, Ea- ton SB. “Evolutionary aspects of exercise.” World Review of Nutrition and Dietetics, vol.1997; 81: 49-60). O zamana kadar insanlar kendi annelerinin sütünü hayatlarının ilk 2 yılı dışında hiç tüketmemelerine rağmen o devre ait kemik örneklerinde ++++++
08-07-2015 00:20 (36)
osteoporoz yok denecek kadar az olduğu tespit edilmiştir. Bu süt tüketmeyen kişinin kemik sağlığının bozulmadığının bir delili. Ayrıca yapılan çalışmalar sütle olsun dışarıdan ilaçla olsun yalnız başına kalsiyum takviyesinin tek başına kemiği sağlamlaştırmadığını göstermediği gibi çok süt tüketerek fazla kalsiyum alan topluluklarda osteoporoz ve kemik kırıklarının çok daha fazla görüldüğü ortaya çıkmıştır.(17.AbelowBJ, HolfordTR, InsognaKL. Cross-cultural association between dietary animal protein and hip fracture: a hypothesis. Calcif Tissue Int 1992;50(1):14-8.). Devasa bütçeli reklamlarla “sağlam kemiklerimiz olması için mutlaka süt tüketmemiz gerektiği” ifadeleri gelmiş geçmiş en büyük sahtekârlıklardan birisidir. İnsanların süt bebekliği dışında su haricinde başka bir şey içmeye ihtiyaçları yoktur. Tüm kalsiyumumuzu bitkilerden sağlayabiliriz. Dünyanın en iri ve güçlü hayvanı 4-5 tonluk fil sadece bitkilerden beslenir. ++++++++
08-07-2015 00:20 (37)
Beslenme şekli bizim seçtiğimiz bir şey değil, bize öğretilen bir şeydir. İnsan küçüklüğünde kazandırılan alışkanlıklarından vaz geçmesi çok zor bir şeydir. Küçüklüğünde sana sevdirilenlerden sen zor vazgeçebilirsin. Sen daha küçüklüğünde et ve süte bağımlı hale getirildin. Her hikâyenin bir yazarı vardır, bu hikâyenin yazarları fabrika çiftçiliği ve süt endüstrisidir. Dr. Okan Önerci
08-07-2015 08:47 (38)
Ruff'ın makalesinde son 10 bin yılda beyin boyutumuzun ve bilişsel(kognitif) gelişimimizin aynı dönemde olduğu, Cordain'in makalesinde et oburlukla birlikte beynimizin büyüdüğü, barsaklarımızın küçüldüğü, daha çok egzersiz yapmamızın kemikler için faydalı olacağı belirtilmiş. Abelow'un makalesi ise sadece bir hipotez. Daha çok bilinen gerçek ise hayvansal ya da bitkisel, yüksek protein içeren diyetlerin (dukan, paleo gibi) uzun dönemde birçok sağlık sorununa yol açabileceğidir.( Rocz Panstw Zakl Hig. 2015;66(2):137-42.) Hiperürisemi nedeniyle gut hastalığı, böbrek, karaciğer, kalp-damar hastalıkları ve kemik bozuklukları(osteoporoz) oluşabilmektedir. Sonuç: dengeli beslenmeliyiz, tek tür beslenmeye yüklenmemeliyiz. Biz hayvansal ve bitkisel beslenmeye evrilmiş canlılarız. Süt, et, yumurta, sebze, meyve vb. Hepsinden dengeli tüketmeliyiz. Ne filiz, ne aslan, ne deve, ne de kunduz, ne homo habilis, ne de homo erectus... Homo sapiens'iz. MB
08-07-2015 08:47 (39)
Telefonun küçük ekranından cümle bozukluklarını her zaman düzeltemeyebiliyorum. Yorumumu ikinci gönderdiğim haliyle yayınlayabilirseniz ve öncekini yayınlamazsınız sevinirim. Saygılarımla. MB
08-07-2015 08:49 (40)
Süt içme konusuna insanlar için üretilmediğine dikkati çekerek başlarsak tartışmanın sonu olmaz. Salatalık insanlar yesin, kahve insanlar içsin diye mi oluştu? Ayrıca memeli hayvanlar sütü insanoğlu-insankızı yoğurt ve peynir yapalım diye mi memelerinden fış fış akıtıyor? Birçok yorumda belirtildiği gibi ben de beslenmenin kültürel ve değişebilir olduğu görüşündeyim. Mehmet Kavaklıoğlu.
10-07-2015 14:40 (41)
Şimdi süt içiyor muyuz içmiyor muyuz?!? :)) Acar
10-07-2015 18:23 (42)
Ben bugüne kadarki okumalarımdan ve Ahmet Aydın'ın görüşlerinden derlediğimi kısaca aktarayım. SÜT İÇELİM Mİ, İÇMEYELİM Mİ sonuçta? Süt bir protein kaynağı, seven için tadı güzel (ben severim, zaman zaman içerim). Alerjik olmayanlarda (sindirim sorunu çıkmayanlarda) içmenin tek sakıncası içinde az miktarda da olsa şeker bulunması (laktoz). Yani içimi abartmadıktan sonra hiçbir zararı yok, faydası var. Yalnız UHT sütlerin zararları ileri sürülüyor ki, mecbur kalmadıkça içmiyorum (ötekini bulamadığımda) kullanıyorum. FAKAT yoğurt, kefir ve öteki süt ürünleri, peynir vs. sütten çok daha faydalı. Çünkü şekeri daha azalıyor ve probiyotik dediğimiz faydalı bakteriler ekleniyor. Çocuklar için de durum aynıdır. Süt iyi bir kalsiyum kaynağı değildir, bu niyetle içerseniz çok az kalsiyum alırsınız bedene. SONUÇ: Sütü abartmayın, ama yoğurdu, özellikle kefiri (çok muazzamdır-ne bilimsellik ama :)) ) abartın. Peynir de iyi bvir protein kaynağı ve damak tadıdır. Şekersizdir, iyidir. K.A.
11-07-2015 08:23 (43)
Enerji nereden gelecek, sabah akşam ceviz mi yiyelim, yoksa yağ mı?
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210307
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.