Doğada memeli canlılar doğduktan sonra bir süre anne sütü ile beslenirler. Bu dönem sonrası hayatlarından süt çıkar. Bu kuralın insanlar için de geçerli olması gerekirken; insanlar çok faydalı diye, ineğin kendi yavrusu için ürettiği sütün peşine düşerler. Bu doğada, kendi bebeklik dönemleri dışında da süt içen canlı olma özelliğini verir insanlara. Bazı insanlar bununla kalmaz, besledikleri kedilerine de ineğin sütünü içirirler.
İneğin sütü çokça insana alerjik gelir, hazım problemleri yaşatır. Bu normaldir, çünkü bu süt ineğin yavrusu buzağıya uygun olup, insana tam uygun değildir. Ayrıca insan, bebeklik döneminde sahip olduğu, sütü hazmetmekte kullanılan bazı enzimleri ileri yaşlarda kaybetmektedir. Bu da süt şekeri laktozu sindirememe rahatsızlığı yaşatabilir.
Sütten kalsiyum alma şehir efsanesi olup, en çok süt içilen ülkelerde kalça kırığına en çok rastlanır. Sütten kalsiyum alınamadığı gibi, sütün asidik olması sebebiyle, asit yangınını söndürmek için kemiklerden kalsiyum, potasyum gibi mineraller alınıp, mineral tuzları yapılmaktadır. Asit yangını devam ettikçe, kemiklerdeki eksik minerallerin tamamlanamaması sonucu kemiklerin zayıflayarak kırılgan olmasına sebep olmaktadır.
Annelerin çocuklarına yatmadan önce içirdikleri süt nedeniyle mide asit seviyesi yükselmekte, yatay pozisyonda mide suyunun insanın ağzına doğru ilerlemesiyle boğazda tahribat yaptığı bilinmekte (reflü). Diğer yandan, diş taşlarında yaşayan bakteriler süt şekerini (laktoz) tüketerek asit çıktılarıyla diş minelerini eritip, diş çürümesine yol açmaktadırlar. Hele süte şeker ilavesi yapılmışsa, hasar daha da etkili olmaktadır.
Konuyla alakalı, çocuk beslenmesi uzmanı, anne sütünün önemini ve ilk iki yıl içirilmesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı’ nın 16 Haziran 2015 tarihinde basında yer alan açıklamaları alt haberde okunabilir.
‘Çocuklar buzağı mı süt içsin’
Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı: Süte gerek yok, yoğurt ve peynir yeter
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, süt konusunda kafası karışık anneleri uyararak, “İnek sütü, büyüsün inek olsun diye buzağı içindir. Keçi sütü de keçi yavrusu içindir. Bir çocuk 200 gram yoğurdu, bir dilim peyniri yiyor ve bir bardak ayranı içiyorsa, sütün s’ sine bile gerek yok” dedi.
Sandoz İlaç’ın probiyotik gıda takviyesini tanıttığı Nişantaşı’ndaki Nopa Restoran’ da düzenlenen toplantıya katılan Prof. Yağcı, anne ve bebek dünyasında çok tartışılan süt meselesine son noktayı koydu. Yağcı, emziren annelere şöyle seslendi: “Ben kendi sütümü bırakıp ineğin sütünü verirsem çocuğuma buzağı muamelesi yaparım, demelisiniz. İnek sütü buzağının, Keçi sütü keçi yavrusunundur.” Süt bir puansa, yoğurdun iki, peynirin ise dört-beş puan olduğunu vurgulayan Yağcı, “Yoğurt ve peyniri, küçük miktarlarda alsa da yetiyorken, midesi ufacık olan çocuğa buzağı gibi lıkır lıkır süt içirmenin hiçbir esprisi yok. Sütten beklediklerimizin daha iyisi yoğurtta ve peynirde var. Sütü Amerika pompalıyor. Onlarda yoğurt yok. Süt ve dondurmayı biliyorlar. Fermente süt ürünleri sütten on kat daha iyidir” dedi. İnsan beyninin, inek beyninin yarısı olduğuna değinen Yağcı, “İnek olacaksa biz de çocuğa süt içirelim. Bana göre bu. Süt ağır protein yükü nedeniyle, 0-2 yaşta alerjiye neden olur” diye konuştu
Derya Turgay