Şiir Sunağı'na şiirleriyle uzun zamandır konuk ettiğimiz şairlerimizden Fatih Akça'nın yeni şiir kitabı “Taşlar ve Avlular” (*) yayımlandı. 1984 doğumlu şairin bu ikinci kitabı. Kitap; coşkulu ve heyecanlı, insan olma mücadelesinin acısına alttan alta keskin bir zekânın ürünü ironinin eşlik ettiği şiirlerden oluşuyor.
Taş kesilmiş vicdanlara her gün ilişkide olduğumuz bütün ortamlarda çarptığımız bir dönemde Akça, insanı “taş”la özdeşleştiriyor. Gerçekten taş kesilmiş vicdanlarla, acıdan çıldırmamak için taşa dönmüş insanlar arasındaki farka bakıyor. Bu yüzden “taş”ı insanlaştırırken taştan bahçelerimizi de “dünya”laştırıyor ve kitabın girişinde “Senin taşın nesi bu avlunun” diye soruyor. Bu soruya vereceğiniz yanıt gelecek sayfalardaki şiirlerle kuracağınız ilişkinin de derecesini belirliyor bir bakıma.
“kuş sürülerinin pusulasıyım
tuttum zaptını göğün gidişinin
doğup batıp durur
güneş gibi ay gibi bir taş
bende” (s. 16) diyen şair, hayatın yükünü omuzlayan insanın “sokakla evin paylaştığı etten mekiğim” (s. 20) deyişiyle tamamlıyor portresini.
Taşın kültürel gerçekliğiyle bu gerçekliğin çağrıştırdığı her katmanı şiirleriyle deşmeye çalışan şair özellikle “recm, kadın ve şiddet”in sarmalında “annesine” ulaşıyor.
“böyle başladım
avlumu örmeye
taşa döndüm
fısıldadım sırrımı:
anne biraz daha ekmek var mı” (s. 16)
Bu sır, onun “avlu-dünya” bağını kurduğu daha doğrusu avludan annesince dünyaya doğru “fırlatıldığı” anda çözülür. Ekmek düşeceği başka avlulardadır:
“ve saygı duyacağım taşa
burada, şurada ve orada
konacağım nasılsa bir avluya” (s. 51)
Fatih Akça yüreğinde bir değirmen taşı gibi ağır taşla gökyüzüne, dağlara, tepelere ulaşıyor ve taş olup avlumuza düşüyor. Getirip bizi bir deniz -veya durgun bir göl- kenarına bırakıyor. Oraya -suya- dokunmuyor. Bir taş olarak o suya değemiyor, dibe çökeceğini düşünüyor, orada yitip gitmekten korkuyor. Su “avlusu” değil taşın, mezarı. Yine de taş için bir umut var suyun avlusunda da... Onu sektirmek... Tıpkı annesinin dünyaya fırlatması gibi bu taşı suda sektirebiliriz. Belki sonsuza kadar. Taş sonsuz değil midir? Fatih Akça'nın taştan şiirlerini durgun bir gölde sektirin ve suya her değdiğinde bir dilek tutun mutlaka gerçekleşecektir. Su da yeryüzü gibi “taş”ın avlusudur.
Nihat Ateş
(*) Fatih Akça, Komşu Yayınları, Birinci Basım Haziran 2015