Flaş! Flaş! Flaş! Ahmet Altan Büyük Roman Ödülü Taylan Kara’ya verildi!

Ahmet Altan Büyük Roman Ödülü Taylan Kara’ya verildi!

 

Birlikte bir düşünce deneyi yapalım. Birkaç yıl sonra bir kurul bana “Ahmet Altan Büyük Roman Ödülü” diye bir ödül verse ne düşünürdünüz?

http://insanbu.com/a_haber.php?nosu=1125

http://insanbu.com/a_haber.php?nosu=1135

A.Altan hakkında, yukarda linklerini verdiğim şu yazıları yazmış bir yazara bu ödülü verseler ve ben de gidip bu ödülü alsam bunu nasıl yorumlardınız? Ödülün verilme gerekçesi, süslü püslü 3-5 sözcükten sonra “ T.Kara’nın yazdıklarının A.Altan’ın dünya görüşüne yakın olması” diye açıklansaydı.

“Ahmet Altan büyük roman ödülünü alırken ödül töreninde ne söyleyebilirdim? Yukarıdaki yazılarda A.Altan hakkında yazdıklarımı mı?

Mesela A.Altan’ın karakter yaratamadığını mı, betimlemelerinin genel geçer ve başarısız olduğunu mu?

“Güzel” ve “yakışıklı” sıfatlarını gelişigüzel serpiştirdiğini mi?

Romanlarının klişelerle dolu olduğunu mu?

Ödül töreninde ne söyleyebilirdim?

Yazdıklarımı inkar edip ikiyüzlülük ederek A.Altan’ın çok büyük bir romancı olduğunu söylemeliyim yoksa?

Gazetelere çıkmak, adımdan söz ettirmek, edebiyat dünyasında tanınmak için bu ikiyüzlülüğü yapsaydım ne düşünürdünüz?

Sizce A.Altan hakkında yukarıdaki yazıları yazmış bir kişinin gidip onun adına verilen ödülü alması yüzsüzlük değil midir?

A.Altan hakkında yazdıklarımın hiçbirisine katılmıyor olabilirsiniz. Ancak bu yazıları yazan bir kişinin bir süre sonra gidip bu ödülleri alması, tutarsızlıktan öte ikiyüzlülükten başka birşey değildir.

Herşey ne kadar net değil mi?

Bir de sizden şu satırları yorumlamanızı isteyeceğim:

      “... Toplumcu gerçekçilik dedikleri bir şey vardı ve o yıllarda yaşamasına izin verilen tek gerçekçilikti. Ne işler ya! Nelerle uğraştık’ Lukacs diye bir Macar köylüsünü getirip burnumuzun dibine dayadılar, estet diye”

Bunlar bir röportajında H. Koç’un söylediği sözler.

Üç satırda taşan kibir, Lukacs’ın aşağılanması ve diğer sorunları bir kenara bırakalım. Elbette bir yazar toplumcu gerçekçiliği eleştirebilir, Lukacs’ın değersiz olduğunu söyleyebilir, hakkıdır.

Buradaki sorun, bu yazarın gidip bir süre sonra, her fırsatta aşağıladığı “toplumcu gerçekçiliği”n abidesi Orhan Kemal adına verilen ödülü alabilmesidir. O “Macar köylüsü”nü “estet” kabul eden bir yazarın adına verilen bir ödülü almıştır Hamdi Koç.

H.Koç röportajlarında, Lukacs'a, toplumcu gerçekçiliğe ve onların temsil ettiği edebiyat anlayışını defalarca küçümseyen, defalarca aşağılayan ve zaman zaman küfreden bir yazardır. Yazdıkları ve söyledikleri ortadadır.

 Orhan Kemal ile H.Koç'un birbirleriyle bir ilgisi var ise bu ilgi BİRBİRLERİNİN ANTİTEZİ OLUŞLARIdır ancak.

H.Koç ne ise, O.Kemal o değil; O.Kemal ne ise, H.Koç o değildir.

Sanat anlayışı bir tercihtir. Germinal ile Elif Şafak, Orhan Kemal ile Hamdi Koç birbirlerini dışlayan apayrı  iki bakış, bambaşka iki tercihtir. Bunlar uzlaşamaz.

Bu yazıyı yazarken olabildiğince sadeleşmeye çalıştım. Lukacs’ı “bir Macar köylüsü” olarak tanımlamadaki 500 yanlışı, Aydınlık gazetesindeki “tuhaf” röportajı, o “tuhaf”lığın uzun ayrıntılarını yazıp yazıyı uzatmadım. Germinal ile Elif Şafak’ı aynı sayfalarda uzlaştırmayı başaran Aydınlık gazetesi’nin sanat politikasını tebrik etmeyi de başka bir yazıya bırakalım. Finali yine Hamdi Koç yapsın. 

Orhan Kemal ile arasındaki benzerliklerin ne olduğu sorusuna şu yanıtı vermiştir:

“Ama eğer onunla aramda küçük de olsa bir benzerlik olduğunu ileri sürme hatta umut etme şansım olursa bunun haksızlığa itiraz etme inadı olduğunu söyleyebilirim.

O.Kemal’in yazdıklarındaki “haksızlığa itiraz etme inadı”nı hepimiz görüyor ve biliyoruz da H.Koç’un yazdıklarında “haksızlığa itiraz etme inadı” göremiyoruz. H.Koç’ta görünen inat, “haksızlığa itiraz etme inadı içindekileri aşağılama” inadıdır.

                                                                                                                        Taylan Kara

                                                                                                taylankara111@gmail.com

Facebook
yorumlar ... ( 24 )
05-06-2014
05-06-2014 08:22 (1)
"Kültür dünyamızın kapısında Marksizm zorunludur yazıyor" diyerek, nedir bu saçmalık allasen demeye getiren de Hamdi Koç'tur... (Picus Dergisi, Eylül 2003 sayısı, s. 16) Nihat Ateş
05-06-2014 08:23 (2)
Bir Tuna Kiremitçi kadar şekilliymişsiniz ama. Aranıza dönmeyi düşünebilirim :))) Öznel Bireysel
05-06-2014 08:33 (3)
Solculardaki köklü ve hatta faşizan sağcılığı aşamadıkça bunlar olur Sevgili Taylan. Aslında solculuk ne sağcılık ne, bunlar da iki yüzlü ve geçersiz kavramlar. Solculardaki yoğun sağcılığı nereye koyacağız? Bu topyekun bir mücadeledir ve "insan bu" demeden kısmi başarı bile mümkün değildir. Zaten tüm çabamız da kısmi başarı için değil mi? İktidarda Tayyip mi var sanıyorsunuz, iktidarda Tayyip, liberal çeşitlemeleri, onun milliyetçi çeşitlemeleri, solcu çeşitlemeleri, sosyalist çeşitlemeleri, Kürtçü çeşitlemeleri vb var. Orhan Kemal'i kullananan kafalar insanı kötüye kullanan kafalar. K.A
05-06-2014 13:15 (4)
H.Koc kim ki? Ben daha yeni duydum adını:)
06-06-2014 00:18 (5)
resimdeki orhan pamuk göndermesini tam anlayamadım. zaten o da pek anlamamış gibi:)
07-06-2014 23:17 (6)
Değerli Yorumcu, resimde bilinçli yapılan herhangi bir Orhan Pamuk göndermesi yoktur. Resim, Hamdi Koç'un resmidir. Saygılarımla Taylan Kara
08-06-2014 19:12 (7)
TK'nın eğitimci kişiliği. Hamdi Koç'u eleştirebilirsek dünyada kötülüklerin sonu gelecek. İnlerine inip bir bir bütün kötü yazarları ortadan kaldıracak. Sonra herkes iyi yazarları okuyacak. Dizi, maç izlemeyecek. Popüler kültür sürekli yenilerini üretmeyeceğinden TK da kaliteli kitap okuyup onlardan bahsedecek ya da kendisi daha kalitelilerini yazacak. O günleri bekliyoruz. Teşekkürler Taylan Bey.
08-06-2014 19:19 (8)
Sorunun Hamdi Koç olmadığını Taylan bey nasıl anlatacak merakla bekliyorum. Bugün Hamdi Koç yarın başkası, öbürgün başkası... Kalitesiz sanat kalitesiz okur oldukça var olagelmiştir. İki yüz yıl önce de aynı şeyler tartışılıyordu, yirmi yıl sonra da tartışılacak. Sorun her gündeme getirildiğinde kalitesiz yorumcular sorunun ne olduğunu anlamadan ironik! yorumlar yapacak. Sabrınıza hayranım Taylan bey. Bu kadar anlayışsız bir toplumda bu iş yüksek maaş versen yapılmaz. Sanırım anlayanlar ve anlama potansiyeli taşıyanların varlığı yetiyor size.
08-06-2014 19:33 (9)
Değerli yorumcu, yorumun da eleştirinin de katkısı vardır, onlardan besleniriz. bize göremediğimiz şeyleri gösterir, bizleri değiştirir, geliştirir. yaptığınız yorum "nasıl çaktım herife" duygusu dışında ne sağladı size? Benim elimde nasıl bir yaptırım gücü var? sizi "H.Koç okumayın" diye zorlayacak bir silahım mı var. A.Altan okuyanı idam mı ediyorum. Yazdıklarım orada, sizi ikna etmediyse bol bol H.Koç okuyun. A.Altanla kendinizden geçin. buralarda bizlerle oyalanmayın. Yorumunuza bir yorum yapmama izin verin: aşırı kolay ve klişe bir yorum sizinkisi. Daha çok emek harcamalısınız. t.kara
08-06-2014 19:42 (10)
+++H.Koçu eleştirmeyelim, "başyapıt" diye gözümüze sokulan 5. sınıf romanları eleştirmeyelim: peki ne yapalım, ne öneriyorsunuz? H.Koçu eleştirerek dünyanın kötülüklerini ortadan kaldırma beklentimiz yok. hiç roman eleştirisi yapmayalım o zaman, radikal kitapekine girip "süpeer"diyelim herşeye, siz de rahat edin. "İnlerine girme" gücümüz olmadığını da biliyorsunuz. İnde yaşayan bizleriz, hakim olan H.Koç ve temsil ettiği burjuva sanatı. Bütün bu verilerle siz de bu yorumunuzla konumlandırın kendinizi. umarım bu eleştirelliğinizin binde birini o kitapları okurken de gösteriyorsunuzdur. t.k
08-06-2014 19:48 (11)
neden yukardaki yazıdaki "şu cümle yanlıştır" "şu cümle yazıldığı gibi değildir" demiyorsunuz. yukardaki yazının neresi yanlış? yazın, tartışalım. hatta uzun yazı yazın, yayınlayalım. tartışalım. Yorumunuzun arkasında durun. eleştiri böyle yapılır. belki yazdıklarımın tamamı yanlıştır, eleştirin, yazın tartışalım , gelişelim. yazdıklarım sitede duruyor. buyurun lütfen. yoksa düzey: "-salak. -salak sensin. -yok salak sensin." düzeyidir. bu da gülünçtür. t.kara
08-06-2014 21:47 (12)
Yazının yazılış nedeni yanlış o halde. Bir sonuç beklemiyorsunuz. Sizin eleştirinizin H.Koç, A.Altan, E.Shafak popülerken anlamı var. Hiçbirini sevmem, yazdıklarına tahammül edemiyorum. Ödül almışlarsa da ilgilenmiyorum. Yeterince kaliteli yazarlarımız var. Onları ortaya koymalıyız. Sizi takip edenler bunu bekliyor. Selçuk Altun veya Enver Ercan hakkında ne düşünüyorsunuz. Yazınızda size Ahmet Altan büyük roman ödülü verilse ne yaparsınız anlatıyorsunuz, Orhan Kemal ödülü verilse ne yaparsınız. Ben hakettim bu ödülü diyerek alır mısınız? Sizden önce cevap vereceklere de hak veriyor musunuz?
08-06-2014 23:27 (13)
Tartışma “esas” değil “usul” üzerinden yürüyor. Nabokov Dostoyevski’yi sertçe eleştirdi (bkz Rus Edebiyatı Dersleri); Zweig ise onu göklere çıkardı (bkz Üç Büyük Yazar: Balzac, Dickens ve Dostoyevski). Bunların, H.Koç’u eleştirmek ile benzerliği “usulen” sadece. Kertenkeleye “yazdıkların çok kötü” demenin bir anlamı var mı? :) Luci
09-06-2014 12:01 (14)
Kertenkeleye yazdıkların kötü demek anlamsız. Ama o kertenkeleyi alıp büyük yazar diye ödül verirlerse bunu yazmak anlamlıdır.Herkes, sanattan edebiyattan bu kadar çok anlıyorsa ve TKnın yazdığı kitap eleştirileri bu kadar gereksiz ise Ahmet Altanı, Elif Şafakı kim okuyor. kim alıyor bu kitapları yüzbinlerce? H. Koç kertenkele ise bu ödülün büyük jürisi niye ödül verdi ona. biz okumuyoruz demekle olmaz. binlerce insan bunları okuyor, iyi kitap zannediyor. siz de buna karşı çıkacağınıza, tutmuş karşı çıkanları eleştiriyorsunuz. CEYDA
10-06-2014 21:49 (15)
Sürekli kötü yazarlardan bahsediliyor burada.Bundan ne anlamalıyız?Başta, bunları eleştiren yazarlarınız bunları alıp okumuş.Merakım: neden okuyorlar bunları?Zaman sınırlı iken, başka yazıları okuyabilecekken?“Bu kez doğru bir şey yazmış mı” diyerek mi?Onların ne olduklarını ispatlayarak kendini mutlu etmek için mi?Yurttaşlarımızı bu eserlerden korumak polisliği için mi?Orhan Kemal’in hatırasını savunmak için mi?Ödüllere önem vermediğinizi düşünmek isterdim.Ürpererek, bir ödül almak isteniyor hissine kapılıyorum.Vasat olmayanlardan bahsedilse olmaz mı?Yol alsak biraz da.Sevgiler,Luci
11-06-2014 09:29 (16)
Polis arıyorsanız T.Karaya değil Semih Gümüşe Doğan Hızlana Enis Batura bakacaksınız. Yorumlara bakınca insan zannediyor ki halk süper okuyucu, herşeyi biliyor, edebiyatı yalayıp yutmuş. Beyfendiler Hanfendiler bu ülkede en çok satan kitap Elif Şafaktır, İskender Paladır, Ahmet Altandır; bunu aklınızdan çıkarmayın. TK ya teşekkür edeceğinize niye yazdın diye çemkiriyorsunuz. TKya ödül alma iması ise kötü niyetlilik değilse yazdıklarından hiçbirşey anlamamaktır. Ödül peşinde olan adam, böyle eleştiri yapar mı, tersine bunları över, böylece bikaç yıl sonra ödülü ona da verirler. ceyda
11-06-2014 18:54 (17)
Bir yorumcu teşekkür etmiş Ceyda Hanım. Dikkatli okuyun lütfen.
14-06-2014 23:34 (18)
Sürekli kötü yazarlardan bahsedildiği, iyi kitap ve yazarlara yer verilmediği külliyen yanlış bu site için. Kitap tanıtımları bölümüne bakın, ben 35 adet saydım, iyidir denip tavsiye edilen kitap. Bu kadar sınırlı kadroyla, sınırlı imkanlarla birileri 35 adet kitap için emek vermiş, yazı yazmış. Acaba onlardan kaçını okudu "sadece kötü yazarlar üstünde durmayalım" diyenler. Büyük olasılıkla sıfır. Biraz adaletli ve özenli olalım lütfen. Siz hangi kitap üstüne yazdınız diye sorarım ben editörlerin yerinde olsam.
15-06-2014 07:13 (19)
Nerede kitap tanıtımları? Hemen bakacağım...
16-06-2014 11:27 (20)
Nerde teşekkür etmiş, o yorumu okuyun, yorumcu aklı sıra ironi yapıyor, TK nın yaptıklarını önemsizleştiriyor. Okuduğunuzu bile anlamıyorsunuz, sonra da kalkmış -kötü kitapları eleştirmeye ne gerek var, biz zaten okumuyoruz. diyorsunuz. 1 paragrafı bile yanlış anlayan kişi, koca romandan ne anlasın. çoğu okurun ne okuduğundan haberi bile yoktur. TK nın yazdıklarından çok şey öğreniyorum, daha bilinçli bir okuyucu olduğumu hissediyorum. bu işi yapanlar çoğalmalı. eleştirenlerin de hayırlı bir işlerini görsek gözümüz arkada kalmayacak. ama sadece eleştiri eleştiri. ceyda
16-06-2014 16:31 (21)
Ceyda Hanım çok güzel anlatmış. Orhan Kemal ödülü Taylan Kara'ya verilsin. Kim ne derse desin en çok o hakediyor. Saptamaları çok önemli. Mutlaka okunmalı. Ceren Selçuk
16-06-2014 16:37 (22)
Sayın Ceren Selçuk, Taylan Kara bu yorumunuza ne diyecektir, bilemem. Fakat önce ben gördüm, ben bir şey söyleyeyim. Ödül almak için sanırım pek çok yarışmada, önce başvurması gerekiyor yazarın. TK'nın böyle bir başvurusu yok herhangi bir ödüle, ilerde başvurur mu kendi bilir. Ayrıca Türkiye'de ödül müessesesi başından beri şaibelidir.İstisnalar var ama, genellikle piyasanın adamları, piyasanın adamlarına ödül verirler. Zararlı bir sistemdir.Ödül kurumu piyasayla birlikte sorgulanmalıdır. Kimsenin bulaşmak istemediği bir cerahattir sistem. TK ise olaya farklı bir pencereden bakıyor. Kaan A.
16-06-2014 18:40 (23)
Değerli Ceren Selçuk, İyi niyetinizden hiç kuşkum yok ama bu kadar yazı yazdıktan sonra söylediklerimden: "ödülü H. Koç almasın ben alayım" anlamı çıkıyorsa, benim oturup düşünmem gerekiyor: acaba ben niyetimi neden anlatamıyorum diye. yazımdan böyle bir anlam çıkması, beni dipsiz bir utanca sokuyor. aklımın ucundan bile geçmemişti bu. burada mesele A,B ya da C isimleri değil: piyasa ilişkilerinin edebiyattaki baskınlığı. sanata meta muamelesi yapmak. uyuşturucu sanatın topluma sistematik pompalanması. bu ilişkilerin tümden reddidir mesele. çok ama çok iş var yapılacak. saygılarımla t.kara
21-08-2015 21:26 (24)
Taylan Kara'nın Ahmet Altan Büyük roman ödülü almasından daha saçma bir şey varsa o da Britanya kitap piyasasında Steinbeck'i kullanarak Ahmet Altan'ın romanını pazarlamaktır."If Steinbeck had written The Godfather it might have read like this." Ahmet Altan'ın son romanının İngilizce baskısında ön kapakta böyle yazıyor. Kitabı yayımlayan Canongate yayınevinin yönetmeniyle röportaj da yapmışlar. http://t24.com.tr/k24/yazi/kitap-endustrisi-edebiyat-uretiminin-degerini-bilmiyor,301
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211433
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.