Zindanda yazılan başucu kitabı

Ortaklaşa, belirli bir sıra düzeniyle kitaplar okuyup üzerinde tartıştığımız bir çalışma yürütüyorduk.

O haftaki kitabı tartışmaya tam başlayacaktık ki, kırk yaşlarında bir kadın katılımcı isyanla, "Neden kimse bana bu kitabı 16 yaşında okutmadı?" diye söze girdi.

“Bu kitabı o zaman okusaydım, belki bambaşka bir insan olurdum...”

Kırk yaşlarında bile insanı isyana sürükleyen kitap, Çernişevski’nin dilimize “Nasıl Yapmalı?” adıyla çevrilen kitabıydı.

19. yüzyılın ortalarında Rusya’da, toplumsal sorumluluk duygusuyla dolu, akılcı bir bakış açısıyla olaylara bakan, yaşamlarını yeni bir ahlakla kurmaya çalışan ve çürümüş toplumu değiştirmek için mücadele eden yeni insanları anlatıyordu.

Çernişevski’nin yeni insanlarının etkisi

Yazar kitabı 1862’de kapatıldığı Petropavlosk kalesindeki hücresinde yazmıştı.

Ağır bir sansürün denetimi altında yayın yapılan koşullarda nasıl bir mucizeyle sansürü aşmayı başardığı bilinmez; 1863’te Sovremennik (Çağdaş) dergisinde tefrika edilmişti. Yayımlanır yayımlanmaz, “Nasıl Yapmalı?” adıyla ilerici Rus gençliğinin el kitabına dönüşecekti.

Yeni insanların ahlaki değerlerini, kadın erkek ilişkilerindeki dürüstlüklerini, toplumdaki adaletsizliklere tepkilerini sergileyen roman biçiminde yazılmış bir ders kitabıydı sanki.

Sonraki Rus devrimcileri, bu kitabın esinlendirici gücünden çok etkileneceklerdi.

Krupskaya anılarında, "Nasıl Yapmalı?"nın Lenin'in başucu kitabı olduğunu ve defalarca okuduğunu yazar.

Lenin'in etkilenmesi bununla sınırlı değildir.

Komünist parti örgütünün oluşturulması için yapılması gerekenleri incelediği kitabın adını Çernişevski'den ödünç alır:

"Ne Yapmalı?"

Adları aynı olan bu iki kitap dilimize çevrilirken birbirine karışmasın diye "ne" ve "nasıl"la birbirinden ayrılmıştır.

Plehanov, Çernişevski'yi incelediği yapıtında, " 'Ne Yapmalı?'nın kazandığı olağanüstü başarının sırrı neydi peki?" sorusunu şöyle yanıtlar:

"Bütün edebiyat yapıtlarının sırrıydı bu sır: Okur yığınlarının büyük bir kısmını derinden ilgilendiren sorunlara canlı ve herkesin kolayca kavrayabileceği bir cevap getiriyordu bu roman."

Çernişevski'nin yeni insanları, 1860'lar Rus devrimcilerine model oldukları gibi, 1960'larda ve 70'lerde bizim devrimcilerimizi de derinden etkilemiştir.

Rahmetov'a benzeyen, zorluklara göğüs geren, özverili, halk sevgisi dolu devrimciler sermaye zulmüne büyük bir direnç göstermişlerdir.

2000'lerde de, bizim küçük okuma topluluğumuzdan orta yaşlı hanımı böyle isyana sürüklemişti işte.

Kendine kötülük eden halkla hesaplaşma

Çernişevski, ilkin sanat felsefesi çalışmaları yapmıştı.

Belinski'nin açtığı yoldan edebiyat eleştirisine sarılmıştı.

Puşkin'in 1830'larda kurduğu Sovremmenik'i halk kökenli yazarların odağında olduğu bir mücadele dergisine dönüştürmüştü.

Edebiyat eleştirisini, Dobrolyubov benzeri ardıllarına bırakarak, siyasal iktisat çalışmalarına ağırlık verdi.

"Nasıl Yapmalı?", o güne kadar geliştirdiği düşünceleri halka taşıması için, hapishane yalnızlığında bir kapı açtı.

Kitabın etkisinde, yazarın aralara girerek doğrudan okura seslenişlerinin de payı vardır.

Daha baştan okurla bir tartışmaya girer:

"İnsanlara karşı böylesine kötü olduğun için sana dargınım; oysa insanlar sensin: bu durumda nasıl oluyor da kendine karşı böylesine kötü olabiliyorsun? (...) Ama senin kötülüğün kafanı kullanamayışından kaynaklanıyor, bu bakımdan da sana kızarken sana yardım etmek zorundayım."

Büyük bir alçakgönüllülükle şunu da yazıyordu:

"Yararını göreceksin beni okumanın. Gerçek, güzel şeydir, kendisine hizmet eden yazarın eksiklerini kapatır. (...) Ama seni uyardım, sanatın, yeteneğin damlası yok bende, dedim ve sen artık benim hikâyemin bütün üstünlüğünün gerçekliğinde olduğunu biliyorsun."

Gerçekle buluşmayı, yaşamınızla hesaplaşmayı göze alıyorsanız, Çernişevski'nin "Nasıl Yapmalı?"sına geç kalmayın!

B. Sadık Albayrak

Editör notu: Bu yazı daha önce Aydınlık gazetesinde yayımlandı. Güzel edebiyat nedir, sosyalist edebiyat nasıl olmalıdır tartışmalarına tam oturuyor.

 

Facebook
yorumlar ... ( 2 )
18-10-2013
18-10-2013 16:13 (1)
Ben şanslı tayfadan olmalıyım, Nasıl Yapmalı'yı 20'li yaşlarımın başlarında okudum. Şüphesiz beni motive eden kitap hakkında yazılanlardı... O yıllarda bizim de bir okuma listemiz vardı fakat nedense Nasıl Yapmalı bunlar arasında değildi. Kuşkusuz o dönemlerde bizi Ne Yapmalı daha çok ilgilendiriyordu (gerçi bence Türkiyeli solcular için Ne Yapmalı hala çok güncel, Türkiyeli solcular bu kitabı okusalar birçok sorun çözülebilir...). AA
22-10-2013 23:03 (2)
Nasıl yapmalı aynı anda sosyalizmi, feminizmi şekerli hap gibi size yutturarak öğreten bir çeşit dönem "Best seller" kitabıydı. O kadınların dayanışmasıyla yürüyen dikiş atölyesi ve günlük ilişkileri... Çook keyifliydi. Sizlere Doris lessing'in "Terörist" romanını yüzyıl sonra yazılmış ama gene bir çeşit komünal yaşamı aktarması dolayısıyla öneririm. Sevgiler. Peri Arbak
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211058
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.