İlk
“gayrıresmi” satranç şampiyonlarından Paul Morphy hakkında pek fazla bilgi yok.
Halbuki çok ilginç bir tarihsel figür.
Satranca ciddi bir uğraş olarak yeni başlayanlar Morphy adıyla büyük ihtimalle
karşılaşırlar, çünkü başlangıç kitaplarında oyunları çok görülür, bunun da
sebebi oyunlarının -daha modern örneklere göre nispeten- sadeliği ve bazı ünlü
oyunlarının da kurallardan sonra belki de ilk öğrenilmesi gereken kavram olan
“açılışta gelişim” temasını içermesidir. Morphy üzerine yazılmış, hayatını
genel hatlarıyla aktaran ve aşağı yukarı tüm oyunlarının analiz edildiği
bir-iki kitap da var. Burada onun oyunlarına değilse de hayatına şöyle bir
bakıyoruz ve belki de Morphy için yazılanlara ufak bir katkı yapmış oluyoruz.
Zamanını çok aşan bir usta
Morphy'nin satranç kariyeri, çocuk yaşta oynadığı bazı partileri de bulunur
ama, 19 yaşında başlıyor. Üstün zekalı Morphy hukuk fakültesini iki yılda
yüksek dereceyle bitirince, yasaya göre avukat olabilmesi için yaşı küçük
kalıyor, bunun için iki yıl kadar beklemesi gerekiyor. Bu sebeple, zaten
çocukken “deha”sı olduğu satranca ciddi vakit ayırmaya karar veriyor. 1857-58
arasında önce Amerika, sonra Avrupa’yı bir anlamda fethediyor (ustalara karşı
farklı galibiyetler, domine eden bir performans. En iyi birkaç usta
dışındakilere simültane verecek kadar iyi onlardan) ve 1859′dan sonra da
bir daha ufak tefek gösteriler dışında satranç oynamıyor. Adam böyle bir adam.
Sadece 19-21 yaş arasında ciddi satranç oynamış (1837 doğumlu), bu kadarıyla
dünyaya ismini kazımış. Satrancın Rimbaud’su.
Neden
bırakıyor satrancı, avukatlık yapmak için. Zaten onu da yapamıyor,
1861′de iç savaş çıkıyor. Devamında da hukukçu olarak başarı kazanamamış.
Birçok teklife rağmen satranca da katiyen dönüş yapmıyor, hatta adının
satrançla anılmasını dahi istemiyor.
Akıl
hastası Morphy
Morphy'nin satrancı
bıraktıktan sonraki hayatının büyük kısmında akıl hastası olduğu bilinir.
Hayatına dair okuduklarımızdan, 1875′ten itibaren psikiyatrik
rahatsızlıkların pençesinde olduğunu anlayabiliyoruz. “Psikotik” denen türden,
gerçeklikle bağların koptuğu bir hastalık olmalı. Düzenli ilaç kullanarak bu
tip hastalıklarla bugün hayata devam etmek mümkün, çalışıp geçimini sağlamak
filan, ama o yıllarda bu imkanlar yok, psikiyatri bilimi henüz doğmamış.
Şizofreni hastaları (bugün biz böyle diyoruz “… hastaları” diye, ama o yıllarda
adları herhalde basitçe “azgın, kilit altında tutulması gereken deliler” idi)
hapishane benzeri yerlere kapatılıyor, öyle zamanlar. Morphy de anlaşıldığı
üzere tedavi göremiyor, dediğimiz gibi o dönemde bir “tedavi” var mı o da belli
değil. Zaten çok da geç kalınmış, onca vukuatı olmasına rağmen ancak
1882′ye gelindiğinde ailesi onu sanatoryuma yatırmayı akıl etmiş (ve
başaramamışlar da). 1884′de de ölmüş gitmiş, 47 yaşındayken.
Neden kimse onu bir doktora götürmemiş? Bilinmez. Sanırım Morphy’nin pek saldırgan olmayışı ve evine kapanmayı tercih etmesi (paranoyalarından dolayı bunu yapması normal görünüyor) bunda etkili. Adam evinde sakince oturuyor, neden bir yere kapatalım ki, gibi. Halbuki uzun süre eve kapalı -ve galiba çoğunlukla yalnız- kalmak onun için daha kötü olmuş olmalı.
Vukuatı
derken ne var, mesela 1875′de birine saldırmış, onun kendisini öldürmek
istediğini iddia etmiş ve onu düelloya davet etmiş (“düello” adeti o dönemde
Amerika’da daha bitmemiş). O yıllarda bir zaman, -Morphy ile oynadığı birçok
turnuva-dışı partisini (“casual game”) bulabileceğiniz- dostu Maurian onu
ziyaret etmiş ve onun birileri tarafından kaçırılma korkusu olduğunu aktarmış.
Bir dönem annesi veya ablası yapmadığı takdirde yemek yemeyi reddetmiş, çünkü
yemeğine zehir katılacağını düşünüyormuş. Ve başka birtakım rivayetler...
“Onun gambiti iyi değil”
Tatsız olayları -bir süreliğine- bırakalım ve Morphy hakkındaki güzel
anekdotlardan birini aktaralım.
1883′te
Steinitz - ilk resmi şampiyon, ayrıca “teorisyen” kimliğiyle satrancı satranç
yapan ilk üstat diyebiliriz. Bir dönem Steinitz'in ortaya koyduğu “ilke”lerin
egemenliğiyle geçmiştir- Morphy'nin yaşadığı New Orleans’a geliyor ve ısrarla
Morphy’i görmek istiyor. Fakat Morphy uzun süredir “satranç” lafını edeni
yanından kovmakta... Yakınındaki birileri Morphy’i Steinitz’le görüşmek fikrine
alıştırmak için onun yanında Steinitz'in şehre geldiğinden söz ediyor. Morphy
“Biliyorum.” diye cevaplıyor, “onun o gambiti iyi değil!” (Gambit: Genellikle
piyon, kimi zaman da daha fazlasının feda edildiği açılışlar. Steinitz o dönem
şahın ortalarda gezdiği eksantrik bir açılış yolu ortaya atmıştı ve bu yol onun
ismiyle biliniyordu.)
Neyse ki devamında Steinitz onunla görüşebilmiş ve yaptığı ropörtaj
yayınlanmış...
Baba
kurbanı mı?
Hakkında az bilgi
bulunan Morphy'i araştırırken, onun kendi hayatına dair söylediği bir cümleye
rastladım.
Ölümüne yakın, doğup büyüdüğü eyaletin önemli insanlarının yer aldığı “Lousiana Biographies” diye bir kitapta, satrançta kazandığı başarılardan dolayı Morphy’nin adına yer vermek istiyorlar.
İzin istemek için gidiyorlar görüşmeye.
Morphy beklendiği üzere öfkeleniyor, ve hiçbir şekilde adının satrançla anılmasını istemiyor.
Babası -eyalet yüksek yargıcı- Alonzo Morphy’nin, öldüğünde geriye 146 bin 162 dolar 52 sent! miras bıraktığını, fakat kendisinin doğru düzgün bir mesleği bile olmadığını ve böyle bir kitapta yer almayı da hak etmediğini söylüyor.
Onca
şaheser oyununu bilinen, “dahi” olarak anılan, zamanını fersah fersah geride
bırakmış Morphy’nin kendisi hakkındaki hissiyatı böyle.
Aslında hayatını baştan sona okuyunca, hukuk alanında çalışmayı yaşam amacı
olarak seçtiği açık. Çocukluğundan itibaren bu yönde gitmiş, başarılı babasının
izinde. Ama o başaramamış, isimsiz bir avukat olarak kalmış.
Satranç ise o dönemde toplumda ciddi bir uğraş olarak kabul görmüyor, bir nevi profesyonel kumarbazlık gibi bir şey. Satranç ustası birinin, hayatını oyunculukla kazanması hiç mümkün değil (Bugün bile zor!).
Bu arada, doğruluğu şüpheli ama, hayatının bir noktasında, aşık olduğu ve evlenmek istediği bir kadın, onu reddederken “yalnızca bir satranç oyuncusu” olduğunu söylemiş.
Böyle trajik bir hayatın bir yerinden bir kadın çıkmasa olmazdı zaten…
Ata Karayel