Sol partilerin psikiyatrik raporlarını ele geçirdik

Bu bir mizah yazısıdır. Hiçbir şekilde ciddiye alınmamalı, rakip güçler burada yazanları birbirine karşı kullanmamalıdır. Sırf eğlence olsun diye yazılmıştır.

Sol partilerin aldıkları tanılar ve psikiyatrik rapor özetleri aşağıdaki gibidir:

CHP: Şizofreni

Şizofreninin birçok ciddi belirtisini göstermekle birlikte bunlardan en öne çıkanı bilinç yarılmasıdır. Bir yandan kendini Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’nin organik devamı olarak görürken, öte yandan uluslar arası sermaye düzeninin inorganik uzantısı halinde bulunmak kolay şey değildir. Bir yandan altı oku savunup, öte yandan Avrupalı denyo sosyalistlerin o okları sürekli surette bir yerlerine sokmalarına katlanmak her babayiğidin harcı değildir. Türkiye entelektüelleri, solcuları zaten normal adamı şizofren yapacak çok kuvvetli bir risk faktörüdür başlı başına. Hemen her konuda çifte mesaj verir dururlar. Birileri size Kürtlerin peşine takılırsanız “solcu” olacağınızı vaaz ederken, aynı ölçüde “solcu” başka birileri ancak onları ezerseniz adınıza layık duracağınızı kanıtlar. Birileri Alevilere dayanmak lazım derken başka birileri onlara küfreder. Din konusunda, her şeyde, futbolda bile… CHP tam da bu ortama normal insani cevabı temsil eder: Şizofreni.  

 

HDP-BDP: Multiple personality (çoğul kişilik)

Buna Dr. Jekylle, Mr. Hyde hastalığı da diyebiliriz. Bu parti için aslında iki değil daha fazla kişilikten de söz etmek mümkün. Çok ağır suçlar işlerken bir yanı, öteki yanı bu konuda tam bir bilinç kaybı yaşar gibi görünür. Halktan, saftirik solculardan bazıları masum, centilmen haline; daha şeytani bazıları gözü dönmüş karakterine aşıktır. Her ikisini birlikte görüp birlikte hayran kesilenler de çoktur, bunlar daha cin tiplerdir. Bir yanı akan kana ağlar, öteki yüzü ne kadar çok kan akarsa o kadar coşar. Bir yanı sosyopatik özellikler gösterir, kendi öldürdükleri için bile göz yaşı döker, öte yanı hipokratiktir, ne kadar çok göz yaşı dökerse o kadar güçlenir. Çok gözyaşı için de daha çok kan gerekir, bunu sezinlemek birçoklarının ruhunda sürekli bir eksiklik, tatminsizlik duygusu yaratır. Ve sosyopatinin tipik özelliği: Yaptıklarından hiçbir şekilde kendileri sorumlu değildir, başkalarının kabahatleri yüzünden bu duruma itilmişlerdir, başka birilerinin suçları yüzünden o duruma düşmüşlerdir.

 

İP: Paranoya

Bütün dünya, gelişen tüm olaylar kendi çevresinde dönmektedir. Sürekli biçimde komplolar kurulmaktadır ve bunlar bilhassa kendisine karşı kurulmaktadır. Bu düşünce onda yarım asırdır korkunç bir vecd hali yaratır. En açık başarısızlıklarında bile yıkılmamasını getiren büyük bir duygusal güç. Bir paranoyak asla depresyona girmez, umutsuzluğa kapılmaz. Çünkü merkezde hep o vardır, dünya onun için dönmektedir ve olguları o yönlendirmektedir. O ve düşmanları vardır evrende yalnızca. Herkesin yok etmeye çalıştığı bir güç hiç kendini koyverme hakkı bulabilir mi kendinde! Söylemeye gerek yok, tepe yapmış bir narsisizm (kendine aşıklık) paranoyada olmazsa olmaz arkadaştır.

 

TKP: Dikkat eksikliği – Hiperaktivite sendromu

Dikkatini bir konuya hiçbir zaman birkaç aydan fazla yoğunlaştıramaz. Sürekli strateji değiştirir, yeni hedef belirler, çünkü eski hedefin ne olduğunu bile unutmuştur. Bir hedefle uğraşmaya başlamışken aklında başka bir hedef uyanır ve bu böyle sürüp gider. Herhangi bir hedef saptandığında kainat tarihinde en önemli şey o hedeftir, bir sarılır pir sarılır, ama ah üstünde birkaç haftadan fazla yoğunlaşabilse! Dedik ya çalışkan ve iyi niyetlidir, ama nafile. Bu sendrom ergen karakteriyle birlikte gösterir kendini genellikle. Birtakım kimlikler, aidiyetler, eski örgüt logoları, geçmiş devrimci posterleri ve illaki her ay cafcaflı bir adla kurulmuş yeni bir örgüte pek önem verilir, fan kulüpleri kurulur, imzalar toplanır ve bu yollarla kendini ispat tutkusu hiç kaybolmaz. Çocukça heyecanları onlara bir şirinlik kazandırırken, ergen iddiacılıklarından kaynaklı saplantıları sinir bozar.

 

ÖDP: Narsisistik zeminde pasif agresyon

Burada düzene, düzeni savunan, savunmayan, karşısında duran tüm öznelere karşı bir kızgınlık söz konusudur. Ama bu kızgınlık pasif agresyonda nadiren açık şiddete dönüşür. Öfke, açık şiddetten ziyade ayak direme, yola taş koyma, tekere çomak sokma, çekilip direnme, inatçılık gösterme gibi pasif biçimlerde kendini ortaya koyar. Bir şey yapmaktan çok bir şey yapmamak yolu tercih edilir. Maoculuktan çok Taoculuğa yakın bir ideolojidir bu. Ayak sürünür, burun kıvrılır, net tavırdan kaçınılır. Tüm bunlarla verilmek istenen mesaj ben farklıyım, bu mevcutların hiçbirini beğenmiyorum mesajıdır. Örneğin seçim mi var, seçim konusunda bir araba laf edilir, ama seçime girilmez sonunda. Her hangi bir konuda birlik görüşmeleri mi söz konusu, bundan kaçılmaz, ama adım da atılmaz. Kitle örgütleri mi.. en başta kendileri eleştirirler işleyişi, ama değiştirmek için parmak oynatılmaz. Bir elle bir şey yapmışlarsa öteki elleriyle yıkarlar sırf gıcığına.      

Anonim

Facebook
yorumlar ... ( 11 )
13-02-2014
13-02-2014 16:18 (1)
sol partilerin durumu bu kadar güzel anlatılamazdı. bir de sağ partilerin psikiyatrik raporlarını ele geçirip okutursanız seviniriz. R.Kulaksız
13-02-2014 17:40 (2)
Bence ciddiye alınmalı AA.
13-02-2014 22:59 (3)
Yazı resmi Alfred Kubin'den. Madness. Editör
14-02-2014 10:57 (4)
Bu doğru teşhisleri koyan psikiyatrı tebrik ederim. Mutluhan İzmir
14-02-2014 12:22 (5)
haha, "şakayla karışık sadri alışık" böyle bir şey. şaka maka, her bir partinin en tipik özellikleri tam da burada anlatıldığı gibi. tebrikler. ali
14-02-2014 22:24 (6)
Bir tane de biz kuralım. Y. bodur
15-02-2014 11:58 (7)
Bunları azçok biliyoruz. Başka konuya geçeyim,bu Aziz Yıldırım böyle konuşmaya devam ederse, sol basında bile bulaş bulaş bir fenerlilik akmaya devam ederse,bu haksızlığa isyanla on milyonlarca Zekeriya Özcü çıkacaktır. Yazıklar olsun ve hadi hayırlısı. Kartal
15-02-2014 22:43 (8)
Anonim yazıyı yazan Kaan Arslanoğlu olmasın. Yazıyı çok beğendim. Sol partilerden EMEP unutulmuş. EMEP'i HDP içinde mi ele aldınız?
17-02-2014 11:06 (9)
Paranoyak olmanız takip edilmediğiniz anlamına gelmez. Geleceğe yönelik varsayım ya da hipotezlerin kanıtı gelecektedir. Paranoyağımızın mazideki varsayımları bugün birebir gerçekleşiyorsa tanı koyan hekim bilgilerini yeniden sorgulamalıdır.
17-02-2014 11:41 (10)
Doktor işi gırgıra vurmuş, ancak bu anlayışlar ülkede solun yarım asırdır üstüne çökmüş kabustur. Paranoyağımıza gelince: Doğru çıkan tespitlerinden üç örnek vereyim: 1- Dünya halklarının baş düşmanı Sovyetler'dir, en tehlikeli emperyalisttir, ona karşı ABD ve NATO'yla işbirliği yapılabilir. Sonuç:üç dört ay sonra 12 Eylül darbesi, on yıl içinde Sovyetler'in yıkılması.2- Kürt hareketi Türkiye'de solu şahlandıracak tek güçtür (1990) Sonuç birkaç yıl içinde ülkenin kan gölüne dönmesi milliyetçiliğin şahlanışı. 3- Laikliğin güvencesi Türk ordusudur.sonuç:Ordunun tarikatlara teslimi.Komik ama acı
17-04-2014 10:27 (11)
Türkiye'deki sosyalist örgütler OTOFAJİKTİR. Kendilerini yerler. Büyüdükçe kendilerini yer, ufalırlar. Büyümeseler de kendilerini yerler, küçük kalırlar. Halkın sosyalist örgütlenmesinin önündeki en büyük engel bu otofajik örgütlerdir. T. Fikri
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210685
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.