İnsan korkunç bir mahluk, iğrenç bir yaratık. Bir bölümünün aşırı gaddarlığından kaynaklanmıyor iğrençliği sadece. Korkaklığından veya çıkarcılığından ötürü yalana bir bütün olarak ortaklığından kaynaklanıyor şeytanlığı. Şeytanı dışarıda aramaya gerek yok, insandan iyi şeytan bulamayız. Kanla ve yalanla beslenen varlık.
Şimdi de Suriye'ye saldıracak yalancılar sürüsü. Irak'ta sinir gazı var dediler, bir buçuk milyon insan öldürdüler. Bir buçuk milyon Müslüman. Şimdi yine gaz teranesi. 100 bin Müslüman öldürülmüş Suriye'de! Kim kimi öldürmüş, kaç on bin insanı AKP'nin desteklediği çeteler öldürmüş?
Laf ve yalan çok: İsrail'e posta atıyor, ABD'ye laf sokuyor, "Gezi"yi görünce "faiz lobisi" diyor. Türbanlı kıza işediler... Camide içki içtiler. Gıybet siyasi karakter haline gelmiş.
Müslümanlar daha ne kadar zaman Hıristiyanların, Yahudilerin hamiliğine muhtaç kalacak?
Yalana, dolana, aç gözlülüğe, para hırsına, zenginlik aşkına biat ettikçe, lafta düşman kabul ettiklerine duacı olacaklar. Olsunlar. Din kaynaklı düşmanlıklar zaten ilkelliktir.
Ama o düşmanlığı cahil, çıkarcı veya çaresiz yığınlardan oy koparmak için kullanmasınlar. İçerde İslamcı, dışarıda Amerika'nın, İsrail'in kapısında duacı.
Tek çıkar yol sosyalizm. Fakat buna yönelecek kafa nerede?
Evvelki gün Nazizm, dün Irak, bugün Suriye... Bu böyle devam edip gidecek, hiç kuşkunuz bulunmasın.
O halde hepimiz efendimize itaat edelim, hiç değilse rahatlayalım. Rahat ölelim. Güç onlarda, silah onlarda, ajanlar onların, medya onların elinde. İstedikleri kadar demokrasi, istedikleri kadar ölüm saçıyorlar. Milyonlarca satılmış entelektüel. Biz de onlara katışalım.
Yalanın ortak dilinin büyüsünde yaşadığımız kadar huzurlu yaşayalım.
Kaan Arslanoğlu