Bir kez daha Orhan Kemal Roman Ödülü üzerine

B.Sadık Albayrak’ın hazırlayıp sunduğu 7.9.2014 tarihli Edebiyat Cephesi programında “Edebiyat Ödülleri ve 2014 Orhan Kemal Roman Ödülü” konuları ele alındı (1). Programa İnsancıl Dergisi genel yayın yönetmeni yazar Cengiz Gündoğdu ve yazar Taylan Kara katıldı.

Otuz yıldır söylenenler, bu ödül özelinde tekrar özetlendi. Ancak bu kadar uğraşıya rağmen bu konu hala yeterince konuşulabilmiş değildir. Üç beş cılız itiraz, birkaç tek tabanca yazı dışında bu konuda duyarlılık beklediğimiz çevrelerin çoğunda hala çıldırtıcı bir sessizlik hakim. Bu nasıl olabilir? Orhan Kemal’i sahiplendiğini iddia eden bu kadar çok kişi, yazar, kültür-sanat çevresi varken böylesi bir skandal karşısında sessizlik nasıl korunabilir?

Duyduğumuz öfke asla kişisel değil; bilmediğimiz-görmediğimiz, yoksa bile varsaydığımız birilerinin, şimdi olmasa bile ileride doğacak birilerinin yerine duyduğumuz anonim bir öfke.

Duyulması gereken ancak yeterince duyulmayan bir öfkenin geçici olarak taşıyıcılığını

yapıyoruz, “vekaleten” öfkeleniyoruz. Bu mesele benim ya da bir grup insanın “kişisel saplantısı” değildir.

Orhan Kemal Roman Ödülü seçiciler kurulunda Orhan Kemal’in oğlu Nazım Işık Öğütçü de varmış. Ancak Orhan Kemal artık sadece Nazım Bey’in babası değildir. Bu ödülde çok açık bir şekilde O.Kemal’in edebiyat ve sanatsal mirasını inkar vardır.

Oysa Orhan Kemal, bizim “yatak odamız”dır. Birisi evimize girmiş yatak odamızda yatan çocuğumuza, eşimize, sevgilimize, “kutsal”ımıza saldırırken “acaba müdahale etsem mi” diye uzun analizler yapılmaz. Bu konuda bir kafa karışıklığı olmamalıydı.

        Orhan Kemal Roman Ödülü’nün Hamdi Koç gibi Orhan Kemal ve toplumcu gerçekçilik karşıtı bir yazara verilmesi bir cürettir. Suç, meydanı bu kadar boş bırakan bizlerdedir; suçun çoğunu üzerime alıyorum.

       Suçun “az”ı ise Orhan Kemal’e sahip çıktığını iddia eden kültür sanat çevreleridir. Güncel politikada son derece ateşli olan bu çevreler, iş kültür, sanat ya da edebiyata gelince oldukça sessiz kalmaktadır. Bu konuda bir tavır almalarını beklediğimiz, Orhan Kemal’i sahiplendiğini iddia eden çevrelerin çoğundan hiçbir ses çıkmamıştır.

Bu tavırdan şu anlaşılmaktadır: fazla etliye sütlüye bulaşmak, durduk yere birileriyle didişmek, taşları oynatmak, yeni konumlarda tutum belirlemek ve başlarına iş açmak istemiyorlar. Bu alanda oturtulmuş dengeler var, bunları bozmuyorlar. Hesap ya da yönsüzlük…

Hesap ya da yönsüzlük: ikisi de birbirinden vahim iki durumdur. Bu bir samimiyet sınavıdır. Orhan Kemal’in sanat anlayışı hiç bu kadar ağır bir ideolojik saldırıya uğramamıştı. Orhan Kemal’i bu ağır saldırı karşısında savunmayanlar Orhan Kemal’le nasıl ortaklık kurabilir? Orhan Kemal’in sanat anlayışını şimdi sahiplenmeyenler, başka ne zaman sahiplenecekler?

 

                                                                                                     Taylan Kara

                                                                                               taylankara111@gmail.com

 

Programı izlemek izleyenler aşağıdaki linkten izleyebilirler.

1.http://www.youtube.com/watch?v=9b8Pr6fTeXw

 

Bu yazı Aydınlık kültür-sanat sayfasında yayınlanmıştır.

Facebook
yorumlar ... ( 82 )
30-09-2014
30-09-2014 13:18 (1)
Orhan Kemal Roman Ödülü’nün sosyalist gerçekçilik karşıtı bir yazara verilmesi nasıl suç olabilir? Bu bakış açısı tam da Doğan Hızlan'a atfettiğimiz Jdanovculuk değil midir? Orhan Kemal ödülünü İhsan Oktay Anar'a veya Hasan Ali Toptaş'a verseler, sosyalist gerçekçi olmadıkları için itiraz mı edeceğiz? Tartışmayı bu yöne kanalize etmek ve sıkıştırmakla karşı tarafa muazzam bir silah vermiş oluyorsunuz. İdeolojik değil adalet açısından yaklaşmak lazım. On binlerce sayfalık romanları jüri üyeleri hakkaniyetle okuyorlar mı yoksa isme ve yayınevine göre mi ödül dağıtıyorlar? Mesele bu. (Irmak)
30-09-2014 13:38 (2)
Irmak Hanım, O.Kemal Roman Ödül yönetmeliğinin 4A maddesinde şöyle yazar. "Orhan Kemal’in sanat ve dünya görüşüne karşıt ve ona aykırı olmamak koşuluyla" H.Koç'un sanat anlayışı O.Kemalin tam zıddı bir anlayıştır. Kaldı ki yazar da beyanlarıyla bunu zaten söylemektedir. Ayrıca bu kitap son derece sıradan bir kitaptır. Andığınız yazarlar kendilerini O.Kemal karşıtı konumlandırmasalar da sanat anlayışları O.Kemalle örtüşmüyor. İyi- kötü olmaları ayrı bir konu, ama bu mantıkla O.Kemal ödülü onlara da verilmemelidir. Saygılarımla Taylan Kara
30-09-2014 13:53 (3)
Devamla, Toplumcu gerçekçiliği "iyi edebiyat"ın tek koşulu olarak öne sürmüş değiliz. Ama bir fil getirip "bu zürafadır" demeleri sizi hiç rahatsız etmiyor mu? "toplumcu gerçekçi" diye tanıttıkları yazar H.Koç! D.Hızlan ve çevresinin ekonomik, politik zorlayıcı gücü, jürilerdeki ve yayıncılıktaki etkinliği, devlet teşviklerindeki belirleyiciliği vs yi dikkate alırsanız, bizleri Jdanovculukla suçlamanız insafa sığmaz. Biz herşeyimizle Jdanov olsak ne kadar yer yakıyoruz? Hadi ben Jdanovum. Kaç kişiye ödül veriyorum, 463bin tl yi mi dağıtıyorum. Kitap eklerini mi yönetiyorum? Nasıl bir zorlayıcılığım v
30-09-2014 13:56 (4)
Nasıl bir zorlayıcılığım var? Hangi kurum, örgüt, devlet aygıtı elimizde? Bir de D.Hızlan gilleri düşünün. Bu soruları bir de onlar için sorun. Koca bir kötülük imparatorluğunun tanklarıyla, ona taş atanları aynı kefeye koymamalısınız. saygılarımla TK
30-09-2014 14:56 (5)
Orhan Kemal roman ödülünü İhsan Oktay Anar, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş, Sema Kaygusuz, Aslı Erdoğan gibi yazarlara verseler, ona da mı itiraz edeceksiniz? (Irmak)
30-09-2014 15:08 (6)
Siz "iyi ama toplumcu gerçekçi olmayan" yazarları anıp tezimi çürütmeye uğraşıyorsunuz. İsmini andığınız yazarların hepsini değerlendirecek yetkinlikte değilim. Bilmeden konuşmak istemem. Ama size daha fazlasını söyleyeyim: Orhan Kemal Roman Ödülü'nü bana verseler buna itiraz ederdim. Çünkü yazdıklarım tam anlamıyla toplumcu gerçekçi değil. Burada sorun yazarın sadece iyi-kötü olması değil. İ.O.Anar'ın Nobel edebiyat ödülü almasında sakınca yok. Ama O.Kemal ödülü almaması gerekir. Ödül yönetmeliğindeki o maddeyi çıkarmadıkça. O.Kemal ödül yönetmeliği diye yazarsanız okuyabilirsiniz,
30-09-2014 15:10 (7)
+++Yorum link yazamadığım için link veremiyorum. Hamdi Koç'un Çıplak ve Yalnız seçimi ise kesinlikle bir skandaldır. Olabilecek en kötü seçimdir. Daha kötüsü olamazdı. Bu andan itibaren herhangi bir kitap O.Kemal ödülü alabilir, buna şaşırmam. saygılarımla T.Kara
30-09-2014 15:22 (8)
Ben sizin 2014 yılında hâlâ nasıl sosyalist gerçekçiliği savunabildiğinize şaşırıyorum. Açıkçası hayal kırıklığına uğradım.
30-09-2014 15:36 (9)
"Sosyalist gerçekçilik"ten kastınız nedir? Sormamın nedeni şu: Türkiye'deki kullanımı itibariyle "sosyalist gerçekçilik" ile "toplumcu gerçekçilik" farklı yerlere işaret eder. S.Gerçekçilik dendiğinde Sovyet parti çizgisindeki edebiyat kastedilir. T. gerçekçilik dendiğinde ise O.Kemal ve benzeri yazarlar. Ben toplumcu gerçekçi edebiyatı, O.Kemal vb yazarları savunuyorum. Sizi hayal kırıklığına uğrattığıma üzüldüm. İşte böyle bir avuç fosil olarak kaldık, hoşgörün. Haddimi aşarak tersten sorsam: siz H.Koç, P.Mağden, A.Altan, E.Şafak ve benzerlerine nasıl tahammül edebiliyorsunuz? Sizin işiniz daha zor. T.K
30-09-2014 16:14 (10)
Taylan Kara sorup araştırmadan yazı yazan biri. Sosyalist gerçekçiliğin son kullanma tarihi 2013 - 31 Aralık'ta dolmuştu. Hiç mi prospektüse bakmaz? Aslında T. Kara O. Kemal'i savunur, ama edebiyatta yazdıkları O. Kemal çizgisinde değildir. Bu manada onun da eğer verseler bu ödülü almaması gerekir. Buna benzer bir şey demişti kendisi galiba. İşler karıştı, kafam iyice karıştı. Nasıl çıkacağız yahu bu işin içinden. Biri o zaman şu soruma cevap versin. O. Kemal'in edebiyat anlayışı artık geçersizse onun adına niye ödül veriliyor, millet niye bu ödülü alıyor. Yahu bu ne şarlatanlıktır diye kimse niye sormuyo
30-09-2014 16:01 (11)
Sosyalist gerçekçilikle toplumcu gerçekçilik arasında fark yok. Soğuk savaş döneminde Türkiye'de sosyalizm, komünizm gibi kelimeleri kullanmak riskliydi. Bunun için solcu aydınlar toplumculuk, ortaklaşacılık kavramlarını kullanmayı tercih ettiler. Toplumcu gerçekçilik demek stalinizm demektir. Orhan Kemal, Nazım Hikmet gibi yazarlar da genel anlamda stalinist dünya görüşüne sahip yazarlardır. Edebi açıdan niteliklidirler ama dünya görüşleri eskimiştir. Öbür yandan A. Altan, E. Shafak gibilerin adını duymak bile kusma etkisi yaratıyor bende.
30-09-2014 16:05 (12)
O.Kemal'in hangi romanında nasıl bir Stalinizm gördüğünüzü açıklayabilir misiniz? "Edebi olarak başarılıdır" diyerek kendinizi çürütüyorsunuz aslında. Balzac da kralcıdır ama sizin deyiminizle "edebi olarak başarılıdır". Biz Balzac'ın sanat anlayışını savunduğumuz zaman kralcılığını da savunmuş mu oluyoruz. O.Kemal'in sanatında nasıl bir Stalinizm gördüğünüzü yazarsanız ben de bilgilenirim. Belki de siz haklısınızdır, bize katkıda bulunmuş olursunuz.Saygılarımla T.K
30-09-2014 16:12 (13)
Bir yazarın sanatını "güncel siyasetteki duruşu"yla yargılayamazsınız. K.Hampsun NAZİdir, açlık kitabı ise NAZİ değildir. Dostoyevski panslavist bir yobazdır, yazdıkları da böyle midir? Bu konuyla ilgili sitede çok detaylı yazılar yazdım, ne demek istediğim detaylarıyla var. Yazarların edebi niteliğini siyasal görüşleriyle sınıflandıramazsınız. O.Kemal'in Stalinciliğini bilmiyorum, anlatırsanız öğrenmiş olurum. Ama bu benim derdim değil. O.Kemal'in yazdıkları nitelikli sanattır, iyi edebiyattır; ben de bunu sonuna kadar savunuyorum. T.K.
30-09-2014 16:22 (14)
Türk edebiyatında ve genel olarak kültür sanatın diğer alanlarında uzun yıllar boyunca ana akım sosyalist gerçekçilikti. Bu anlayış bu topluma çok büyük zararlar verdi. Tanpınar, Oğuz Atay, Bilge Karasu gibi filozof özelliği olan nitelikli edebiyatçılar yaşadıkları dönemde sosyalist gerçekçiliğin kuru gürültüsü altında seslerini duyuramadılar. Türkiye'de stalinizm dışında güçlü bir solculuk anlayışı yeşeremediği için toplumcu gerçekçiliğin yerli Jdanovları istedikleri gibi at koşturdular. Bugün Doğan Hızlan var ama dün de onun stalinist versiyonları vardı başımızda. Gerçi bu sonuncular şimdi de varlar. Kendi dar örgütlerinde ya da yamacında durdukları örgütlerde atıp tutuyorlar bir sürü. Ancak oralarda böyle atıp tutabilirler zaten.
30-09-2014 16:23 (15)
Ben size "O.Kemal iyi adamdır" demiyorum. Ben size "O.Kemal'in siyasi görüşleri doğrudur" demiyorum. Ben size "O.Kemal toplumcu gerçekçidir ve iyi bir edebiyatçıdır" diyorum. O.Kemalin romanlarını okuyan bir kişinin farkındalığı artar; çevresini, toplumunu ve kendisini daha iyi kavrar diyorum. Söylediğim budur. Bunun nesi rahatsız ediyor sizi? TK
30-09-2014 16:30 (16)
Bu "Irmak" Irmak Zileli midir acaba? Hem Jdanovcu hem de Stalinci hem de NAzisiniz. Yanlış hatırlamıyorsam Yunus Nadi ödülü almıştı kendisi. Yunus Nadi nazi yanlısı birisidir. Bu nedenle Yunus NAZİ denmiştir kendisine. O.Kemal Stalincidir. Hacivatla karagöz oynuyor resmen. Bu anlayışla bir yere varamazsınız, kafayı değiştirin artık. Cemil Çağdışısınız, T.Kara da I.Zileli de, hepiniz.
30-09-2014 16:36 (17)
Cemil Bey, Çöp torbanız ne kadar da geniş; hepimizi alıp çöpe attı! 5 benzemezi alıp hepimizi aynılaştırma mantığınız karşısında şapka çıkartıyorum. Hem Nazi, hem Stalinci, hem O.Kemalci olmak herkese nasip olmaz! Böylesi muhteşem bir mantık yürütme ancak "edebiyat yoksunluğu" ile açıklanabilir. Başarılar dilerim. TK
30-09-2014 16:53 (18)
Bu Irmak o Irmak değil. Ad hominemi, dedikoduyu, klasik solcu goygoyunu bırakın fikirlere bakın. Çünkü H.Koç, Elif Shafak gibilerin en büyük şansı düşmanlarının da en az kendileri kadar sığ fikirlere sahip olması. Bu ülkenin geleneksel solcu aydını böyle. 60 sene öncesinin kavramlarıyla bir kaç bin kişilik dar solcu örgütlerde istedikleri gibi atıp tutabiliyorlar. O örgütlerin çeperinden dışarıya adım attıkları an kimse onları ciddiye almıyor. T. Kara'nın yazısına kamuoyundan çok cılız tepki gelmesinin en büyük sebebi bu. H. Koç'un alternatifi olarak burnumuza sosyalist gerçekçiliği dayarsanız böyle olur.
30-09-2014 18:01 (19)
T Kara araştırmadan yazı yazıyor çıkışında bulunan kişi bunu hangi kanıta dayandırıyor çok merak ettim. Kendisinin hem kitaplarını hem de yazılarını yakından takip eden biri olarak hiç böyle bir duruma şahit olmadım.Amaç çamur atmak mı? H Koç ve D Hızlan gibilere ve edebiyatı sığlaştıranlara koltuk çıkmak mı? T Kara'ya kişisel husumeti mi var anlamadım? Tartışmalara kişisel sorunlarını karıştırmamalarını rica edeceğim. Araştırmadan yazdığını gösteren bir somut örnek ortaya koysun.Yapabiliyorsa.Sosyalist kelimesine allerjisi var belli.Çağ dışıymış.Bu kendisinin fikridir.Sosyalizmi yada toplumcu gerçekçiliği çağ dışı bulmuyorum.Benim gibi düşünen çok sayıda insan var. Sanırsınız ki sosyalistler kafa kesiyor küçük kızların kafasını örtüyor.RL
30-09-2014 18:21 (20)
Taylan bey mücadelenize saygı duyuyorum. Umarım tepkisizlik şevkinizi kırmaz, hemen sonuç alınması mümkün olmayan bir alan bu. Edebiyat ortamı kaşarlanmanın ve kastlaşmanın zirvesinde. Kolay kolay yıkılmaz, ama sizin gibi insanlara ihtiyaç var. Gerçekleri haykıracak, kalitesizliği deşifre edecek birileri hep olmalı. Umarım bu eyleminiz bir kadronun eylemi olmaya evrilir ve güçlü bir odak oluşur. İşte o zaman camdan sarayları hırpalamayı aşıp yıkmanın zamanıdır... (b.a)
30-09-2014 18:32 (21)
"Orhan Kemal Stalinisttir" diyen yorumcuya: Orhan Kemal'in hangi öykü veya romanında Stalinizm vardır? sorusunu yineliyorum. Bu iddiasını detaylandırırsa çok sevinirim. Yorum yazabilir. Yok eğer bu konuda bir yazı yazarsa bu yazıyı seve seve burada yayınlayabiliriz. Belki de bugüne kadar bütün bildiklerimiz hatalıdır, sayın yorumcu bunu bize gösterirse kendi adıma seve seve ikna olmaya hazırım. Amacımız gerçeğe yaklaşmak... Lütfen iddianızı detaylandırın ve aydınlatın. Saygılarımla T.Kara
30-09-2014 19:12 (22)
Taylan hocam, toplumcu gerçekçilik dediğiniz şeyin aslı sosyalist gerçekçiliktir. Bunun da aslı Jdanovculuktur yani stalinizmdir. Ne var bunda anlaşılmayacak? Kaldı ki Orhan Kemal, Nazım Hikmet gibi onurlu aydınları "Siz niye stalinistsiniz bakiym!!!" diye suçlamıyorum. 60 sene öncesinin koşullarında yapabilecekleri şeyler sınırlıydı. Ama 2014 yılında yaşayan Taylan Kara'nın 60 sene öncesinin jargonu üzerinden H. Koç'a, D. Hızlan'a saldırmasında epey sorun var. Biraz yenileyin kendinizi. Ayrıca düşman da değiliz. Ama paradigmalar farklı sanırım.
30-09-2014 19:18 (23)
Yahu bu sitede cumartesiden beri bir tartışmaya katıldım. Vay kabalık yaptın, vay şunu dedin, yeni yazarımızı kızdırdın diye bir sürü yazı geldi, edisyondan. Burada ne kabalıklar var ve değerli Editör bunca negatif ve polamikçi insanla bir Roma gladyatörü gibi tek başına savaşıyor. Spekülatif yorumlar diz boyu ve hepsine normal bir insanın yetişmesi mümkün değil. Nerde insanbu'nun diğer cengaverleri? Binin "kariyerlerinize” gelsenize. Bir iki yorumla ilgili ben de yazayım dedim, ama hangi birine yazacan? Sonuncuya iki üç cümle yazayım hiç değilse. (1 kutu devamı var) Derya
30-09-2014 19:19 (24)
Orhan Kemal’e döneminin TKP Adana yöneticisi olmakla, –sanıyorum bu konuda iyi de bir ünü var, örgütünde polisiye işlerin pek ayyuka çıkmaması, gönüllü olarak üstlendiği misyonunu sessiz sedasız ve alçakgönüllü bir şekilde yürütmesi; TKP’nin muhbirlenmesi, içinden polis çıkması, tevkifatlar, işkenceler, tabutluklar gibi meşhur Istanbul, Ankara öykülerinin olmaması nedeni ile “camiadan” takdir almışlığı olduğunu hatırlıyorum- yine de “dönemin” insanı olduğundan Stalinci demek “mümkün” olabilir, ama bu çok sert ve acımasız değil mi? Yazdıklarını okuyan, az çok yaşam öyküsünü bilen bir vicdan bunu bu şekilde; “Orhan Kemal Stalincidir” şeklinde demeye kıyabilir mi? Taylan Beye kızıldığından mı böyle deniyor, yoksa inanarak mı? Derya
30-09-2014 19:50 (25)
Ortaya bir soru sormak isterim. Lütfen buraya yazmadan kendi kendinize düşünmenizi rica edeceğim. Burada Jdanovculuk suçlaması getiren sayın yorumcuların kaç tanesi Jdanov'un bir kitabını, makalesini ya da yazısını okudu acaba? Sadece düşünülmesi için sorulmuş bir sorudur, yanıt beklemediğimi tekrarlayayım. Saygılarımla T.Kara
30-09-2014 20:00 (26)
Taylan Bey,O.K. ödülü sizde saplantı olmuş. Ödüller kimin adına verilmiş olurlarsa olsunlar,kitapları tanıtmak, daha çok satılmalarını sağlamak için verilir.Teşvik dedikleri aslında budur. Diyelim ki daha fazla hak eden birine verildi.Ondan da çok hak eden birisi elbette vardır.Pulitzer de,nobel de böyledir.Doğan Hızlan tüm adayları okuyamayabilir,ödül alacak yazar önceden belli olabilir.Edebiyatta kıyas her zaman göreceliyken edebiyat ödülü aslında hiç olmamalıdır.Ama kapitalist yarış gerçeğinde oluyor.Hamdi Koç O.K. almasa T.K. ödülü alır.Buradan birşey çıkmaz zaten.Ödülü geri verdiler diyelim,siz kime verilmesini tavsiye ediyorsunuz?Nedenleriniz nelerdir?Tartışmasız ödülü hakeden bir adayınız var mıdır?Siz tüm aday kitapları okudunuz mu?
30-09-2014 20:15 (27)
sorunuza yanıt: 44 romanın hangileri olduğunu bilmiyoruz, çünkü açıklamıyorlar. Çok haklısınız sayın yorumcu, O.K ödülü benim psikopatlığım. Bütün bu olanların içinde tek anormal olan şey benim bunları yazıyor olmam değil mi? Sokağın ortasında bir ceset var, ben size bunu gösteriyorum. Siz: "ne var bunda, hepimiz öleceğiz zaten" diyorsunuz. Herşeyin olmasına o kadar alışmışsınız ki sizi hiçbir şey şaşırtmıyor. Bunlara şaşıracağınıza, bunlara tepki göstereceğinize benim şaşırmama şaşırıyorsunuz.Siz sustuğunuz için ben konuşuyorum sayın yorumcu, siz "çok sustuğunuz" için ben çok bağırıyorum. Sizin sustuklarınız için bu kadar gürültü... TK
30-09-2014 20:26 (28)
Düştüğümüz yer kadar yakıyoruz sayın yorumcu, etimiz ne butumuz ne? 3 gün sessiz bırakılınca susuyoruz. Sağ üstte bir çarpı işareti var, karenin yanında, orayı tıklayınca sesimiz hemen kesiliyor. Kendi aramızda Jdanovculuk oynuyoruz; bi ben Jdanov oluyorum, bi Kaan A. Bi ben onu sansürlüyorum bi o beni... Sizin o normal "kapitalist yarış gerçeği" diye normalleştirdiğiniz düzeni, o düzenin sanattaki karşılığını değiştirmek için uğraşıyoruz. Demek ki o kadar uğraşımız sadece bir "saplantı" imiş. Sağolun beni aydınlattınız. Normalleşmem için ne gibi tavsiyeleriniz olur acaba? TK
30-09-2014 20:36 (29)
Susanlar suskunluklarından sorumludur. Susanlar, sustuklarından sorumludur. Yukarıdaki yorumum bu yazıyla ilgili son yorumumdur. "Boşa kürek çekme duygusu", bana etten ve kemikten yapıldığımı hatırlatıyor. Bu duyguyu hazmetmek için okuyucuların iznini rica ediyorum. Saygılarımla T.Kara
30-09-2014 20:41 (30)
Nedir bu küsme ayakları, alınganlıklar? Fikrimizi söyleyemeyeceksek bu sitede ne işimiz var? Herşeye konuşmak zorunda mıyız? Bizim adımıza konuşma hakkını size kim verdi ki? Bizim adımıza konuşmayın, kendi adınıza konuşun.
30-09-2014 20:48 (31)
Sanırım buraya T Kara hakkında saplantılı, çağ dışı vs olumsuz yorumlar yazanların bir suçu ört bas etme gibi bir derdi var. Yoksa bu kadar sert eleştiriyi normal şartlarda T Kara'nın yazılarını okumuş birinin yapması çok zor. Sanırım bu yorumları yazanların D Hızlan'ı H Koç'u vb. lerini korumak gibi bir saplantısı var.Bir ülkede verilen tüm edebiyat ödüllerinin jürisinde D Hızlanın olması normal bir şey mi? O Kemal ödülünün kendisinin antitezi olan birine verilmesi normal bir şey mi? Jürinin kitapları okumadan 'değerlendirme' yapması normal bir şey mi? Bunlar normal TK saplantılı.Neden?Gözümüzü açtı diye mi? Birilerin ipliği pazara çıktı diye mi? Ödül kriterlerine uyan bir eser yok ise 'ödüle değer eser bulunamamıştır' denir. Birine x
30-09-2014 20:48 (32)
Bütün dillerde olduğunu sandığım gibi -hiç birini Türkçe gibi bilmem ve kullanamam-, dilimizde de herhangi bir önerme - görüş, iddia vd'ye karşı gelebilecek görüşler sonsuz sayıdadır herhalde. Ya da sınırı kestirmek mümkün olmadığından “sonsuz” diyoruz. Tartışmaya 5-6 kişi katılınca bile görüş varyasyonlarının sınırını kestirmeye çalışırken dağılıyoruz, en azından ben dağılıyorum. Öte yandan herkes gibi insanbu yazarları da yazdıkları çok okunsun ve tartışılsın, ve uzun tartışılsın istiyor, elbette... (devamı var 1) Derya
30-09-2014 20:50 (33)
Tartışmaya 70 milyon katılsa, bu herhalde piyangoda “büyük ikramiye” kazanmak gibidir. Ama sonuçta ne olur acaba? Bu derece büyük katılım ortamında, bir şekilde başarı sağlayıp %50 üzeri taraftar kazanan insanlar var (bkz politika, son yıllardaki seçimler). Ama fazla ayrıntıya girmeden yapıyorlar bunu. Aksi halde varyasyonlar bitmez. Her konuyu ıcığına cıcığına kadar tartışsaydı, hiç bir seçim kazanamazdı meşhur AKP insanları. Bir hedef; evet veya hayır! (devamı var 2) Derya
30-09-2014 20:50 (34)
Taylan Bey, sosyal bir konuda, bir gazeteci gibi çok iyi bir araştırma yaptı, sonuçlarını gösterdi ve bence takdire değer. Romanlar okunmuyor, ödüller eşe dosta veriliyor, jüriler aynı, kazanacak olan bazen önceden belli, içerden bilgiler var. Bize kralın çıplak olduğunu gösterdi, ben gördüm. “Farkında mısınız bilmiyorum size bir dehşet resmi gösteriyorum. Kesik bir kafa, parçalanmış bir bebek cesedi gibi…” dedi. Bunu anlayan anlar. (devamı var 3) Derya
30-09-2014 20:50 (35)
x Birine verelim gitsin denmez. O nedenle TK okumuş mu diğerlerini gibi savunular yapmayın gülünç oluyor. RL
30-09-2014 20:50 (36)
Ama bundan sonra Dünya tersine dönmeye başlamaz, devrim falan olmaz. Bunu takdir edip yarar sağlayacak insan sayısı, konunun “fıtratından” dolayı azdır. Bu nedenle uzatmakta fayda yok hakikaten, mesajı alan almıştır, sonu gelmiştir. Ama “saplantı olmuş” demek de kaba biraz, hakkını vermiyor bence. Saygılar düşünerek yazan tartışmacılara. Derya
30-09-2014 21:20 (37)
Derya'nın yorumlarına katılıyorum. Elbette değişen fazla bir şey olmaz. Belki D Hızlan adı jüriye yazılmaz ama kararı o verir, belki başka D Hızlan'lar çıkar. Bu coğrafyada işler böyledir. Doğruyu söyleyenler dokuz köyden kovulur. Susturulur.Meyve verenler taşlanır.Yine jüriler okumadan değerlendirme yapar. Yine fikir,sanat değil 'bizim oğlan' gözetilir.Bu ülke böyledir.Böyle gelmiş böyle gider. Ancak sayın TK da bunu bilmektedir sanırım.Bir beklentisi olduğunu da düşünmüyorum.Boşa kürek çektiğini de açıkça belirtmiş.Beklentisi olanlar susuyorlar bu ülkede …Her alanda böyle. Haksızlık karşısında susanlardan olmadığınız için teşekkürler sayın TK . RL
30-09-2014 21:40 (38)
Taylan Kara, onlarla savaşmak şöyle dursun, özellikle şu son yazısıyla, D. Hızlan, H. Koç, E. Şafak gibilerin iktidarını daha da güçlendiriyor. Toplumcu gerçekçiliğin namusunu koruyarak H. Koç gibilere en büyük silahı siz veriyorsunuz. Adamın arayıp da bulamadığı ortam şu ortam. Karşı tarafa bundan büyük iyilik edemezdiniz.
30-09-2014 21:40 (39)
Taylan Kara araştırmadan yazı yazıyor diyen benim. Şaka olduğu belli değil mi? İkinci cümleyi okusanız bunu anlardınız. Ama yazı sonu 750 vuruş hakkının henüz nedense verilmediği ortaya çıktığından kesilmiş. Şimdi tekrar test ediyorum, 750 vuruş bakalım tamamlanıyor mu? Bir de bundan sonra şakalarımın başına ŞAKADIR diye özel olarak belirteceğim. Ben Taylan Kara'yı bu tartışmada destekliyorum. Allah hepimizi STALİN düşmanı Stalincilerden korusun. (Bu şaka değil.) Yahu herkes bir terim jargon tutturmuş bi tek kişi sorumu cevaplamamış. Madem O. Kemal edebiyat olarak eskidi, onun adına niye ödül veriliyor ve O. Kemal eskidi diyenler neden ve hangi yüzle bu ödülleri alıyor? Daha 750 dolmamış devam. Yok burda keseyim. Cidanov.
01-10-2014 09:03 (40)
Yahu T.K.nın kimseye "niye toplumcu gerçekçi değilsin" diye çıkıştığı yok. Adam demiş ki, filancanın adına verilen ödül, filancaya yüzde yüz zıt anlayışa, sığ bir esere dahi verilebiliyor. Jüriler, katılanlar, ödül bekleyenler ve alanlar aşağı yukarı hep belli. Ödül mekanizması olmuş sana bir ortaoyunu. Bunu sorgula, bunu değiştir, önce buna laf et. Bunlar da tutmuşlar, iki tane anahtar kelime bulmuşlar, cidanov, sitalin diye üstüne yürümeye çalışıyorlar. Hakim olanın yanında durmanın verdiği güvenle bağırıp duruyorlar.
01-10-2014 10:37 (41)
Sosyalizmin çökertildiği ve emperyalist kapitalizmin ülkemizi beş yaşında kızların kafalarının sarıldığı bir hale getirdiği, burnumuzun dibindeki kara üniformalı çetelerin kafa keserek halkla ilişkiler yürüttüğü koşullarda hâlâ sosyalizme, sosyalist gerçekçiliğe, Stalin'e, Jdanov'a sövme pervasızlığını gösterdiğiniz için Allah size biraz vicdan, akıl fikir ihsan etsin... Sosyalistler eksiğiyle fazlasıyla dünyayı böyle bir boğazlaşma arenasından kurtarmak için hayatlarını ortaya koymuşlardır. Jdanov'un ve Stalin'in Sovyetler'i faşist hitler ordularından insanlığı kurtarmak için 20 milyondan (1)
01-10-2014 10:37 (42)
fazla canını feda etmiştir. Böyle bir dünyada kalkıp sosyalizmi kapitalizmin size Pavlov'un köpeği gibi benimsettiği her hafta değişen bir "moda" türünden 70 yıl öncede kalmakla ithan ediyorsunuz. Allah size o eksikliği duyulan vicdanı birazcık ihsan etseydi, bugünün yeni Hitler ve emperyalist savaşlar arifesinde, sosyalizmin 70 yıl öncesinden daha elzem ve kurtuluş için zorunlu olduğunu kabul ederdiniz. Jdanov ne istedi, insanları eşitlik düşüncesi ve duyarlılığıyla donatan bir edebiyat olsun istedi. Yenildi. Böyle bir edebiyat geliştiremediler. Sovyetleri tek tip Amerikan üniforması blue (2)
01-10-2014 10:38 (43)
jean giymeyi özgürlük zanneden kişiliksiz sovyet yurttaşları yıktı. Yazarlar, sanatçılar insan ruhunun mühendisleridir, dedi sosyalist gerçekçiler. yapıtlarınızla bu ruhu insanlık değer ve duyarlıkları, güzelliklerle donatın dediler. Başarılı olamadılar ki, Sovyetler Birliği'nin enkazından mafyatik oligarklar, sarhoş Yeltsin'ler, hain Gorbaçov'lar çıktı. Sizlerin ruhunuzun mühendisleri de İhsan Oktay Anar, Oğuz Atay, Bilge Karasu gibiler olduğu için, insanlığın binlerce yıllık mücadelesi ve haksızlığa karşı acılı savaşımının eseri sosyalizm ve sosyalist gerçekçilik aleyhinde bu kadar kaba, (3)
01-10-2014 10:38 (44)
Rockefeller ruhlu konuşup yazabiliyorsunuz. TK masumca soruyor; Jdanov aleyhine atıp tutuyorsunuz, burjuva sanat ablukasının şefi Doğan Hızlan'la aynı kategoriye sokuyorsunuz, bir tek kitabını, bir satırcık yazısını okudunuz mu? Okumazsınız Doğan Hızlan ve ekibinin eserleriyle donanmış ruhunuz bunları özümseyemez.B. Sadık Albayrak
01-10-2014 11:12 (45)
Düşünsenize... Vazgeçtim. Düşünmeyi tavsiye etmek dahi zor geldi şu yorumların üzerine. TK yaptığını yapmaya devam etsin: Bu karanlıkta kıvılcımlar pek güzel duruyor. Rıdvan Binici rbinici@gmail.com
01-10-2014 11:15 (46)
Çoktandır bu konu tartışılıyor. Edebiyatta gerçekçilik esas. İster toplumcu, ister sosyalist gerçeklik. Önemli olan bu ödüllerin belli kişiler arasında paylaşılması. Burada kişilerden çok, bu kast sistemi sorgulanmalı. Asıl konu bırakılıp kişilere indirgemek, bu kast sistemini görmezden gelmek olur. Edebiyat yarışmalarında gönderilen eserler okunamazsa, zaten kime verileceği baştan belli ise, kişilerin uygunluğunu fikir bazına indirmeye gerek var mı? Yani sizlere verilse ve iyi solcu olsanız, edebiyat yarışmalarını masum kılar mı? Temelden yanlış olanın tartışmasın gerek var mı? Ülkemizin düştüğü durumu tartışmak ve çıkış yolları aramak yerine,kişilerin ne kadar ne olduğu çok mu önemli? Bence tek doğru söz burjuva sntı içinde kayboldğmz M.B
01-10-2014 14:04 (47)
Doğan Hızlanların en büyük şansı Sadık Albayrak gibilerdir. Kaan hocanın "Bizi Kulıçdaroğlu'na Kemal Okuyan mecbur bırakıyor" başlıklı bir yazısı vardı. Her alanda böyle bu. Bizi Doğan Hızlanlara Sadık Albayrak, Cengiz Gündoğdu, Yalçın Küçük gibiler mecbur bırakıyor. H. Koç gibilerin en büyük şansı sizin gibi hasımlara sahip olmaları. Jdanov'u aç oku diyen adama selam bile vermem. Herkes kendi yoluna. Zaten yamacında durduğunuz üç yüz beş yüz kişilik örgütler dışında sizi tek bir kişi bile ciddiye almıyor.
01-10-2014 15:07 (48)
S.Albayrak, Y.Küçük, C.Gündoğdular bir yok olsalar herşeyi hemen düzeltecek bu Doğangiller ama işte bunlar var. Edebiyatımızın bu boka batmışlığının nedeni zaten Albayrak, Küçük, Gündoğdu ve bunların izleyicileri. Küfreder gibi Jdanov deyip duran sensin, T.Kara da soruyor sana: hiç Jdanovu okudun mu diye. Jdanovu o gündeme getirmiyor ki sen söylüyorsun. Hiçbir fikrin yok, ne dediğinin bile farkında değilsin. Bunu yüzüne vuranlara da çemkiriyorsun. Arkadaşım cahilsin. Hem de zır cahil. Bu pisliğin içinde bula bula suçlu olarak C.Gündoğdu'yu buldun ya, helal olsun sana. Tam Doğan Hızlana layıksın. Bence bugün bir hürriyet al, aç D.Hızlanın osuruk yazılarını, edebiyatın zevkine var. vahit
01-10-2014 18:31 (49)
D.Hızlan, A.Altan,E.Shafak,P.Mağden yok edilirse Türk edebiyatı ilerleyecek midir? Engelleri bu kişilere indirgemek onları olduklarından fazla görmek değil midir? Siz H.Koç'tan ödül geri alınmalı mı diyorsunuz? Kime verilmeli? D.Hızlan jüri olmasın mı? Kimler olsun?O.Kemal ödülü tamamen kaldırılsın mı diyorsunuz?A.Altan ödülü verilsin mi?Ödül hiç olmamalı mı yoksa?Bu tür soruları cevaplamadan sövemeyeceğiniz hiçbir kimse, olay,kategori ya da "kanıt" yoktur. Stalin'in de Jdanov'un da siz onların yerinde olsaydınız ne yapacağınızı ortaya koymadan kanıtlarla haksızlıklarını ispatlayabilirsiniz.Sistemin dışından bakıp sistemdeki çelişkilerin ve ahmaklıkların tespiti en kolay iştir.Ömür geçer böyle.Sisifos kayayı yuvarlarken daha gerçekçidir.SB
01-10-2014 18:41 (50)
Adam tek tek evlere servis mi yapsın. Bu sitede milyon tane yazısı var. Bir zahmet tıklamayı lütfederseniz görürsünüz ne dediğini. Cengiz Gündoğdu nerdeyse 20-30 yıldır söylüyor. Ayrıca Sadık Albayrakın programında Cengiz Gündoğdunun Taylan Karanın söylediklerini taş olsa anlardı. Daha ne demelerini bekliyorsunuz. 3-5 cesur namuslu kişi bu çeteye karşı mücadele ediyor, onlara teşekkür edeceğinize mesele bunlar mı diye son derece aptalca sorular soruyorsunuz. Bi zahmet elinizi kaldırıp merak ederseniz sorduğunuz o çok zekice! soruların hepsini yanıtladıklarını görürsünüz. vahit
01-10-2014 18:51 (51)
Vahit Bey'in cevabı çok aydınlatıcı. Anlamayan taş olur. Zekice cevaplamış. Adam anlatmış daha naapsın. Namuslular ve anlamayan taş kafa bizler. Aydınlandım. Teşekkürler. Bi zahmet bir yerimizi kaldırıp taş kafalıktan kurtulacağız karar verdim...
01-10-2014 21:55 (52)
Yahu aranızda T Kara'nın D Hızlan , H Koç E Şafak vb'lerine nasıl iyilik ettiğini anlayan biri varsa bana da anlatsın. Buradaki mantık 'reklamın kötüsü olmaz' mı? RL
01-10-2014 22:14 (53)
SB gibilere klavye solcuları denir.oturduğu yerden ahkam kesen, kılını kıpırdatmayan, kıpırdatmadığı gibi birşeyler yapmaya çalışanlara çelme takan böyük böyük devrimcilerdir! Devrimlerden devrim beğenmezler. Onun sapı vardır, bunun kökü, o olmaz, o hiç olmaz, peki ne olur? yanıt vermez: çünkü yanıtları yoktur. sadece "beğenmeme"ye odaklanırlar. madem eleştiriyorsun, sen birşey yap. öner bakalım bu beğenmediğin adamlara: ne yapılmalı? hadi bunlara bir yol göster sayın SB, NE YAPSINLAR? D.Hızlanı eleştirmek saçma. 30 yıl dergi çıkarıp binlerce sayfa yazmak: saçma. eleştiri kitabı çıkarmak saçma. A.Altanı eleştirmek: saçma. Sen söyle sayın SB, madem biliyorsun bu kadar, bu fanilere bir yol göster, ne yapsın bu adamlar?
01-10-2014 23:52 (54)
SBye, Şu an bulunduğunuz sitede sorduğunuz sorularla ilgili en az 10 tane link var. Azcık kurcalamayı bırakın, üstünkörü bir göz atsanız bile solda bir yazının başlığı koca koca yazıyor:edebiyat ödülleri gayrimeşrudur diye. Hadi onu görmediniz diyelim, altına bilmiş bilmiş yorum döşediğiniz bu yazının sonunda bir video linki var, tam 1 saatlik. Yazdığınız kadar okuyabilseydiniz böylesi sorular yazmaya utanırdınız. Daha T.K nın aydınlıktaki köşe yazılarını, başka yerlerde çıkan yazılarını söylemiyorum bile.Sırf ben 5 tane saydım, kaçırdıklarım da vardır. S. Albayrakın bu sitede nefis bir yazısı var. Yorum yazmaktan bunları okumaya fırsatınız olmuyor herhalde. Patlı Cansever
02-10-2014 08:46 (55)
Nazım'ın bile taştan, tunçtan, alçıdan diye küfrettiği, kitle katili Stalin'i, Rus kültür sanat hayatının içine eden Jdanov gibileri savunmak devrimcilik değil gericiliktir. Bizim gibileri dinlemiyorsunuz bari hiç değilse, yaşayan en büyük TKP'li Vedat Türkali'den ders alın, bırakın şu Stalincikliği, muhafazakarlığı. Siz böyle muhafazakar perdeden konuştukça kitleler soldan, solculuktan, Marx'tan hepten soğuyorlar. Avrupa'da, Amerika'da estetik, sanat felsefesi çalışan marksistler neyle uğraşıyorlar, bizimkiler neyle uğraşıyorlar? Bizdeki marksist estetik, ulusalcı sosyalizmin emrinde. Örnek olsun, bir Terry Eagleton'ın kitaplarına bakın bir de bizim meşhur devrimci estetikçilerin kitaplarına, yazılarına. Aradaki fark korkunç.
02-10-2014 08:47 (56)
Sizi sınıflandırırlar, herkesin başına gelir bu.Cevap vermek yerine klavye solcusu diye bir sınıf üretir.İçine çevresinde gördüklerini doldurmaya başlar.Stalinci, Jdanovcu, D. Hızlancı, namussuz, utanmaz,ahlaksız bir sınıfın içine soktu mu zihninde,cevap vermek yerine küfür edebilir.Bu sınıfa mensuplar zaten hiçbir şeyi haketmezler.Siteden defolsun, okumasın böyleleri siteyi.Biz namuslular birbirimize yeteriz.Ataklığıyla arkadaşlarının takdirini toplamak ister."Taş kafalı, doğru düzgün okusana,öğren de gel çok bilmiş seni, klavye solcusu istemiyoruz sitede" derken TK, KA gibi arkadaşlarının takdirinin hayali ve ışığı parlar gözlerinde.Aydınlıkta çıkan köşe yazılarının tamamı bu sitede de yayınlanmıyor mu?Övmek için coştukça coşmuşsunuz.
02-10-2014 08:47 (57)
Bu sitedeki yorum mekanizmasının değişmesi lazım.
02-10-2014 09:40 (58)
Burada kim kimi sınıflandırıyor? Yorumları okuyun.Kim kimi Stalinist, Jdanovcu, ulusalcı diye sınıflandırıyor, bir daha bakın. Sizler C.Gündoğduya S.Albayraka T.Karaya Y.Küçüke çamur atarken, Jdanovcu, gerici, Stalinci ve hatta Nazi derken sınıflandırmış olmuyorsunuz öyle mi! Biri size klavye solcusu deyince birden inciniyorsunuz!! Siz her türlü çamuru iftirayı atın ama size kimse birşey demesin:başüstüne sahip!!
02-10-2014 09:40 (59)
Orhan Kemale bile stalinist diyor bir tanesi, insaf yahu. Taylan Kara ısrarla sormuş, hangi eserinde Stalinizm var diye, hani cevap? Burada sınıflandıran birileri varsa bilip bilmeden yalan yanlış jdanovcu stalinist gerici diye çamur atanlardır. Yazılar orada. T.Karanın yazılarında uzun uzun açıklamalar var. S.Albayrakın burdaki yazısı kadar detaylı kaç yazı çıktı. Ama nafile... Çünkü okumazlar. Zor gelir. Okumazlar ama dil uzun, herşeyi bilirler. Nazi, gerici ,stalinci, jdanovcu diye her türlü çamuru atarlar, hakaretin bini bir para, sonra da "vay bizi sınıflandırıyorlar"! vahit
02-10-2014 10:13 (60)
Burası bir alacakaranlık kuşağına döndü. Bu sitede hangi yazıda kim Stalini savundu, gösterin? Önce çamur atıp sonra o çamura kendiniz de inanıyorsunuz. Tekrar soruyorum, bu yazıda nerde Stalinizm var? Orhan Kemal Stalinisttir "kusmuğu"nu görmemiştim, espri sandım, tekrar baktım, ciddi ciddi birisi demiş. Utanın bunu söylerken. Öyle bok atıp kaçmak olmaz. Klavye solculuğu ise yanlış bir ifade, bunların nesi solcu? Öğrenmiş 3 kelime, bilgisayar başında devrim yapıyor, hem de iftira çamur atarak. Dün bir yorumda Nazıma da Stalinist diyorlardı, şimdi Stalin karşıtı oldu. Bir karar verin, Stalinist listeleri yayınlayın da bilelim, kim neci. Hızlanistler epey enerjikler... RR
02-10-2014 10:49 (61)
SB kimseye stalinci, ulusalcı dememiş. Sizi eleştiren herkesi aynı başlık altında sınıflandırıyorsunuz. Size ve O.Kemal'e stalinist diyenler olduğunu görüyoruz. Saçmalık. O kişiyle S.B. sizi eleştirdiği için aynı safta mıdır? S.B. size nerede stalinist jdanovcu demiş. Yine aynı başlık altında birleştirdiniz tüm eleştirenleri. Size stalinist diyenden ne farkınız var? T.K.,K.A. bu arkadaşlarının toptancı fikirlerini onaylıyor mu? Felsefi altyapı bu nedenle önemli. Felsefe olmadan roman okumakla, teori okumakla bu kadar oluyor. Hızlanisti siz mi buldunuz? Onay aldınız mı? Sorun olmasın sonra kendi çevrenizde. Nazım'a stalinist ya da stalin karşıtı diyenler Anti-karaistler veya hızlanistler mi? Mantık yürütme biçiminizde sorun yok mu sizce de?
02-10-2014 12:27 (62)
Bu siteye düşünce sitesi diye geldim, ortalık samanpazarına dönmüş. Kimin kime ne dediği belli değil. Öncelikle onu bunu şuculukla buculukla suçlamayı bir kenara bırakmalı. Durduk yere saçma sapan Jdanovcu Stalinci diye iftiralar atmayın. İkincisi birşey söylüyorsanız gerekçelendirin. herkes için geçerli bu. vahit
02-10-2014 14:27 (63)
Nazım'ın görüşleri her zaman Sovyet resmi tezleriyle uyumluydu. Stalin yaşarken ona sadık kaldı. Destalinizasyon döneminde devletin resmi görüşü ve yeni moda Stalin'i eleştirmek olunca o da ona paralel olarak taştan, tunçtan, alçıdan şiirini yazdı. Yani tek bir Nazım yok. Sertel'in, Vera'nın kitaplarını okursanız, Nazım'ın bu Jdanovculuktan ne kadar nefret ettiğini görürsünüz. Vedat Türkali de öyle. Bunlar akıllı adamlar. Neyin ne olduğunu görüyorlar. Şu ülkede bir siz kaldınız Hamdi Koç gibilere karşı Jdanov okumamızı tavsiye eden. Küçük stalinist örgütlerin kurumlarından, yayınlarından bağımsız, birey olarak değerlendirme yapabilseniz, bu kadar muhafazakar olmazdınız. O örgütler sayesinde Türkiye'de Jdanovculuk sürekli yeniden üretiliyor.
02-10-2014 14:32 (64)
Okuduğunuzu bile anlamıyorsunuz. Herkese "Jdanovcu" "Jdanovcu" diye çamur atan adamlara basit bir soru soruldu: Jdanovdan bu kadar söz ediyorsunuz ama hiç Jdanov okudunuz mu diye. Öyle ya herkesi suçladığınız küfrün anlamını bilmeniz gerek değil mi. Yanıt yok. Çünkü bilmiyorsunuz. Okumadınız. Sadece ezberlediniz Jdanovculuk küfrünü. H.Koç gibilere karşı Jdanov okumanızı kim tavsiye etti? Söyleyin kim? Okuduğunuzu bile anlamıyorsunuz.
02-10-2014 15:40 (65)
T. Kara'nın yazısına dönelim. T. Kara, bu ödülün sadece toplumcu gerçekçi yazarlara verilmesini savunuyor ve gerekçesini ödül yönetmeliğine dayandırıyor. Ama yönetmeliğin kastettiği bu olmasa gerek. O. Kemal'in görüşüne karşıtlıktan ve aykırılıktan kastedilen, Nihal Atsız gibi sağcı, ırkçı yazarlar olsa gerek. İnsani değerlerle barışık, eseri nitelikli herkes hak ediyor bu ödülü. İşte tam da bu yüzden 2006'da O. Kemal roman ödülünü Hasan Ali Toptaş'a vermişlerdi. Ona niye itiraz edemiyorsunuz? Ona da beş, on tane yazı yazsanıza. Ulusal Kanal'da program yapsanıza. T. Kara'nın argümanları baştan çürük. H. Koç sıkı bir solcu olmadığı için değil, öncelikle sıkı bir yazar olmadığı için hak etmiyor bu ödülü.
02-10-2014 17:58 (66)
Şu foseptik çukuruna dönmüş edebiyat dünyasında, baskıcı diye bula bula bu adamları (C.Gündoğdu, TKara ) buldunuz ya, hakikaten bravo size. C. Gündoğdu 2014 yılı itibariyle edebiyatta duruşuyla görebileceğiniz en anarşist yazardır. 30 yıldır satmadı kendisini, direndi. Daha ne yapabilir. Yine T.Kara, okuduğum en anarşizan kitapların yazarıdır. Birçok yazısı beni uyandırmış, bilinçlendirmiştir. Bu adamlar edebiyat otoritesi kartel dinlemeden yalın kılıç savaşıyorlar. Bunca kartel holding kitap dergisi eki gazetesi dururken bu adamların fedakar duruşlarına dil uzatıyorsunuz. Hem de Stalinci Jdanovcu diye iftira atarak. El insaf diyorum. Azcık izan diyorum, başka da birşey demiyorum. RR
02-10-2014 17:58 (67)
"Okuduğunuzu bile anlamıyorsunuz" diyen de bence RR. Ödül var mı buna da? Nedeni, yazdığını tekrar okumayı akıl edemeyeceğimizi düşünerek aynı şeyi birkaç kez yazması. Karşısındaki klavyeyi ve bilgisayar ekranını"söyleyin kim?" diyerek sorguya çekmesi. İyi ki bilgisayar var. Nasıl eziyet ediyordur etrafındakilere, yazıktır etmeyin. Daha da güzeli "öğrenmiş 3 kelime bilgisayarda devrim yapıyor" cümlesini kurabilmesi. Diğer düzeysizliklere hiç değinmeyeceğim.
02-10-2014 21:57 (68)
Aynı soruya hiçbir yanıt alamayınca 3-4 kez aynı şeyi yazıyorum tabii. Niçin yanıtlamıyorsunuz? Soru şu: Jdanovdan bu kadar söz ediyorsunuz ama hiç Jdanov okudunuz mu diye. Öyle ya herkesi suçladığınız küfrün anlamını bilmeniz gerek değil mi. Yanıt yok. Çünkü bilmiyorsunuz. Okumadınız. Sadece ezberlediniz Jdanovculuk küfrünü. H.Koç gibilere karşı Jdanov okumanızı kim tavsiye etti? Söyleyin kim? Hodri meydan, hadi açıklayın.RR
02-10-2014 22:37 (69)
"Jdanov ne istedi, insanları eşitlik düşüncesi ve duyarlılığıyla donatan bir edebiyat olsun istedi." Bu cümleyi Sizin Sadık Albayrak yazmış. Ben de diyorum ki, bu cümleyi, yamacında durduğunuz İşçi Partisi, TKP gibi küçük stalinist örgütlerin yayınları, kurumları dışında nerede söylerseniz söyleyin, rezil olursunuz. Hodri meydan! Sanki çok matah bir adammış gibi, bilmediğiniz kişiyi eleştirmeyin moduna girmenize gerek yok. Nazi propaganda bakanı Goebbels'in "animal farm" versiyonudur Jdanov. Hitler'i eleştirmek için Mein Kampf'ı mı okumalıyım? Adam sanki Lukacs, Althusser, Roland Barthes. İcraatları ortada. Şostakoviç'i, Prokofyev'i, Ahmatova'yı bile sansürleyen, marksizmi aydınlar arasında itibarsızlaştıran, bağnaz, dogmatik bir adam.
02-10-2014 23:01 (70)
Sadık Albayrak TK'nın Vasilly Grossman ile ilgili yazdığı yazı ve bahsettiği kitap hakkında ne düşünüyor. Okusaydı, Stalin'in,Jdanov'un kültürü yok etmek için neler yaptığını bilirdi... Büyük temizliği mi savunuyor, Taylan Kara'yla bu başlık altında da bir program yapmalıdır. Kim neci merak edenler aydınlanırdı. Karaist, jdanovist belli olsun artık. Tartışmayı kazanan da güzel bir uyku çeksin.
03-10-2014 09:06 (71)
Tamam, okumamışsın, haberin yok güzel kardeşim. İki dakka utan da sus.
03-10-2014 16:23 (72)
Biz Oğuz Atay'la, Tanpınar'la, Bilge Karasu'yla övünüyoruz. Doğan Hızlan'ın işçi partili versiyonu Sadık Albayrak bunlara öfkesini kusuyor ve Jdanov'la, Stalin'le övünüyor. Farkımız ortada.
27-10-2014 15:22 (73)
nobelde dahil ödülün hakedene verilmediğini sanırım çoğumuz biliyoruz,okunurluk en iyi ödüldür bana göre, Nihat Genç in de kitapları birçok kitapçının raflarında olmasada okur ulaşıyor, okuyor yüksek değer biçiyor, bazılarınıda haketmediği halde adlarından sıkça sözederek bizler ödüllendiriyoruz.............
15-11-2014 01:41 (74)
sn. taylan kara'nın yazısını ve ortaya koyduğu tavrı değerli buluyorum... yorumlarda yer alan eleştirilerin çoğu yersiz, anlamsız ya da ilişkisiz... estetik kuramlarını tartışmak isteyenlerin ya da sosyalist gerçekçi sanat anlayışını eleştirmek isteyenlerin elini tutan mı var?... siz sosyalizmin, stalin'in, jdanov'un ya da sosyalist gerçekçi sanat anlayışının karşısında (ve hatta düşmanı) olabilirsiniz; buyrun yazın, eleştirin; ama t. kara'nın kokuşmuş bir ödül düzeninin ipliğini pazara çıkaran, çok haklı ve yerinde bir eleştirisini bahane ederek, sosyalizm düşmanlığı kusmanın yeri burası olmasa gerek... N.K.
15-11-2014 09:41 (75)
Türkiye, devletçi iktidar zihniyetinin geleneksel açıdan çok güçlü olduğu, otoritenin hayatın her alanında kutsandığı bir toplum. Böyle bir toplumda Jdanov, Stalin, Mao, Kim Jong-il gibi kitle katili otoriter yobazların taraftar bulmaları şaşırtıcı olmasa gerek. Bu sitede sosyalizm dinine sığınıp artistlik yapmak ve tribünlere oynamak çok kolay. Gücünüz yetiyorsa bu artistliği sosyalist partilerde yapın. Ayşe Armanlara röportaj verip, Kanyon Avm'de imza günü düzenleyen Enver Aysever'e iki aydır soL'da köşe yazdıran Komünist Parti'de yapın. Tüccar Ahmet Ümit'i tam sayfa kapak yapan Birgüncü ÖDP'de yapın. Yekta Kopan'ın berbat öykülerini uzun uzun öven HTKP'de yapın. Kitap ekinin kapağında tam sayfa Tuna Kiremitçi reklamı yapan Aydınlık gazetesinde yapın. Komünizmin asıl düşmanı onlar. Hepsi burjuva. Onlara, o yayınlara, solun sanatının sağa çekmesine tek laf edemezsiniz. O partilerin başındaki Stalinlerden, Jdanovlardan çekinirsiniz. Anca buralarda bize artistlik yaparsınız.
15-11-2014 12:18 (76)
işte buyrun, yukardaki yorumun tuhaflığına bakın (75)... varsın birileri artist olsun, bunları bırakın da, türkiye'deki edebiyat ödülleri doğru, yerinde, hakkaniyetli ve uygun bir biçimde mi verilmektedir; bu konuda sn. t. kara'nın değerlendirmesinden hangi noktada ve nasıl ayrılıyorsunuz; sizin bu konudaki yargınız ve yargınızın dayanakları nelerdir...??? ortaya konulan bir eleştirinin -eğer çürükse- çürüklüğünü göstereceğiniz yerde; eleştiriyi yapana ya da katılanlara, 'şusunuz, busunuz, ama ille de kötüsünüz' yahut da, ''şunu, bunu eleştirsenize'' demek; tuhaf bir yaklaşım değil midir???... N.K.
15-11-2014 12:51 (77)
Evet niyet uzum yemek mi bagci dovmek mi
15-11-2014 18:50 (78)
Artistlik martistlik, bu nasıl bir üsluptur, mevzu nedir, kim kime artistlik yapıyor? 75 K.Arslanoğlu değil herhalde, o değilse ve bu yazı onun tarafına karşı yazılmışsa, bahsedilenlerin hepsi zaten kaç zamandır bu sitede eleştirilip yerin dibine batırılmış şeyler değil mi? Adamlar ne yapsın? Gidip parti binalarının önünde kendini mi yaksın? kR
02-12-2014 09:05 (79)
2014 ödülü FUAT SEVİMAY'a verilmiş.Nasıl, münasip midir?
09-12-2014 23:26 (80)
fuat sevimay, orhan kemal'in bir ömür takip ettiği izleğe saygılıysa, sanat edebiyat anlayışında orhan kemal'in karşısındaki kampta yer almıyorsa ve katılımcıların içinde ödüllendirilecek kadar da iyi öykü yazıyorsa, ''münasiptir'' efendim...(!) ama bize düşen, sn t.kara'ya orhan kemal öykü ödülü jürisinin rolünü yüklemek değil de; orhan kemal roman ödülüyle ilgili eleştirileriyle bizi aydınlattığı için, kendisine teşekkür etmek olmalıdır... N.K.
09-12-2014 23:53 (81)
şimdi bu sitede bu konuyu gündeme taşıyan ve devamlı gündemde tutanlara sormak lazım.amaç Orhan Kemal'in layığını bulması ise,diğer ödül alanları da değerlendirmek lazım.yok,amaç Hamdi Koç'u yermekse o zaman da sadece bu ödüle konu olan değil diğer eserlerini de tetkike dahil etmek lazım.amaç ödül mekanizmasını yermekse o zaman diğer yarışmaların ödül alan eserlerini de tek tek masaya yatırmak lazım; ki, kimse bir art niyet aramasın ve de sıkıcı olmasın.yani, amaç üzüm yemek mi bağcı dövmek mi biline.dbo
10-02-2015 09:39 (82)
İkinci yorumdan sonra neden başka yorumlar yapılmış anlamadım. Hatta ikinci yorumda verdiği bilgiyi TK neden yazısında vermemiş onu da anlamadım. Çünkü en temel karşı çıkış noktası ödül yönetmeliğinde yazan "Orhan Kemal’in sanat ve dünya görüşüne karşıt ve ona aykırı olmamak koşuluyla" ibaresidir. Böyle bir ibare varken yok TK sosyalist gerçekçiymiş, Irmak elif şafakçıymış, bir diğeri fellini öbürüsü tavuk kanatlıymış gibi konuyla uzaktan yakından alakası olmayan yorumlar yapılmış da yapılmış. Bu madde orada olduğu sürece bu ödülü misal Peter Handke'ye veremezsiniz, Yasunari Kawabata'ya veremezsiniz. Ve ben bunu söylediğim için sanatta toplumcu gerçekçiliği savunuyor olmam. 15 yaşından küçüklere verilen bir ödül 19 yaşında birisine verilince itiraz eden "kişiye sanatın yaşı olmaz" diye itaraz edilir mi canım. bildiginessek
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210742
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.