VASAT EDEBİYATI 101 - Bir Laboratuvar olarak Ahmet Altan romanları (1)

-Film nasıldı?

-Güzel…

İzlemediğiniz bir film hakkında söylenen “güzel” nitelemesi size ne ifade eder?

 “Güzel film”,

“Güzel yer”,

“Güzel kadın”…

“Güzel”, genel bir nitelendirmedir, ayrıntılı bir açıklaması yoksa nitelediği şey hakkında özel hiçbir şey söylemez. “Güzel film” dediğiniz 100 film birbirinden farklıdır. “Güzel kadın” diye nitelendirdiğiniz 100 kadının hiçbiri diğerine benzemez, her birinin kendine özgü özellikleri vardır. Roman, diğer birçok özelliğinin yanı sıra karakter yaratma, canlandırma sanatıdır. Karakter ise genel geçer nitelendirmelerle yaratılamaz.

“Elma yanaklı, bal dudaklı, kalem kaşlı kadın…”

Bir kitabımda böyle bir betimleme yapsaydım,  ortalama bir okuyucunun “ bunlar çok klişe betimlemeler değil mi”  diye itiraz etmesi gerekmez miydi? Böylesi bayağı ifadelerle bir roman yazılabilir mi? “Yakışıklı adam, güzel kadın” gibi ortaokul düzeyindeki genel geçer betimlemeler, roman karakterlerini canlandırabilir mi?

Bu yazının amacı, “Vasat Edebiyatı” kavramı için adeta bir laboratuar olan Ahmet Altan’ın romanlarını edebi değer ve estetik yönlerinden eleştirmektir. Bu romanların ideolojisi ve taşıdığı siyasal mesajlara özellikle vurgu yapılmamıştır. Bunun nedeni edebiyat-estetik-ideoloji arasında bir ayrım olduğunu düşünmek ya da her sanat eserinin bir ideoloji taşıdığı gerçeğini yadsımak değil, sadece yazıyı daha kısa tutabilmektir.  

Aşağıda A.Altan’ın Aldatmak, İsyan Günlerinde Aşk ve Sudaki İz romanlarından alınmış örnek cümleler vardır.

* “Aklında kalandan daha keskin hatlara sahip, yakışıklı denilebilecek bir yüzü vardı.”

* “Bir gün önce havuzda yanmıştı. Yakışıklı görünüyordu.”

* “…erken yaşta çizgilenmiş yakışıklı yüzünü seyretmiş, söylediklerine pek aldırmamıştı.”

*“Vücudu güzeldi. Matadorlarınkini andıran dar ve sıkı kalçaları vardı.”

* “Asansörün aynasında kendisine baktı. Güzeldi.”

* “…onun yanında kendini güzel ve etkileyici bir kadın gibi hissediyor…”

Aldatmak

 

* “Güzel yüzlü rahibe, başını bir omzuna eğerek, sanki bir şey söyleyecekmiş gibi baktı Hikmet Bey'e…”

* “Selanik, güzel kadını, okaliptüs ağaçlarının kış yağmurları ile keskinleşmiş kokularıyla karşıladı.”

* “…sıkılmaktan ve sıkıntıdan ölesiye korkup bunalan bu güzel ve kaprisli kadın, acıdan bir haz çıkartabiliyordu.”

* “…onun köşkten hiç ayrılmadığını öğrenince de evdeki yakışıklı uşakları, güzel yüzlü, gürbüz bedenli Arnavut bahçıvanları düşmanca gözlerle izliyordu.”

* “…birbirinden güzel Fransız nedimeleriyle inen kızıl saçlı kadınla yanındaki asık suratlı üvey torununa baktı.”

* “O gece, Mihrişah Sultan'ın hayalinden kurtulmak, o güzel kadına duydukları özlemi ve arzuyu yatıştırabilmek,…”

* “…Fransız nedimeler toplanmışlar, kendilerine doğru yaklaşan Sultan'la Hikmet Bey'e bakıyorlardı. Hepsi de çok güzeldi,…”

* “…uzun beyaz tuvaletleriyle, bir yerden bir yere kayar gibi giden fildişi tenli güzel kadınlarla konuşuyorlardı.”

* “…merdivenin basamaklarında dekolte giyinmiş güzel bir kadının, Berlin'deki Osmanlı Büyükelçiliği'nin memurlarından Necdet Bey'e, Enver Bey'i göstererek bağırdığını duydular…”

* “Çok güzel bir kadının şımarık oğlu olan Hikmet Bey ise âşık olacağı kadınlarda müstesna bir güzellik olmasını isterdi.”

* “…yalnızca güzel yüzlü erkeğin bunu söyleyiş biçimiyle ilgilenmişti.”

* ”Hikmet Bey, eski karısının yüzüne, her zamanki gibi gördüğü güzelliğe şaşarak baktı; kendisini terk eden güzel bir kadınla daha sonra yeniden karşılaşan bütün erkekler gibi…”

* “Hikmet Bey başını kaldırıp eski karısının yüzüne baktığı anda, o güzel çehredeki pek iyi tanıdığı utangaç ifadeyi görür görmez anladı…”

* “…güzel kadınlar karşısındaki hamlelerin nasıl yapılacağım bir daha hatırlatmış,…”

* “…çok güzel bir kadının yatağından yara almadan çıkabilmiş her erkek gibi artık diğer kadınlara biraz yukardan, nasıl söylemeli, biraz küstahça ve küçümseyerek bakıyordu.”

* “…kendisine sarılan erkeğin aklının başka yerlerde olduğunu anlamasına rağmen o güzel ve küçük kadın, soluk bile almaktan korkarak, kımıldamadan yatıyor.”

* “…Tıpkı Selanik'teki rahibeler gibi Fransız nedimeler de bir kadın için kendisini vuran bu adamın macerasından, acısından, solgun ve yakışıklı yüzünden etkilenmişlerdi.”

* “…onun 'tamam, tamam' derken yakışıklı yüzüne yayılan kendi üstünlüğünden emin alaycı gülümsemesini…”

* “ Yakışıklı bir adamdı, iyi bir asker olarak tanınır, subaylarından saygı görürdü.”

* “Yakışıklı yüzü utançla kızardı.”

                                                                                                İsyan günlerinde Aşk

 

* “Duvardaki aynanın önüne gidip yüzüne baktı. Çok yakışıklı bir yüzü vardı.”

* “Yaşlanmaya başlamış yakışıklı bir yüzü vardı,…”

* “İlerici, solcu bir konttu. Yakışıklıydı. Sabahları atla dolaşırdı.”

* “Başını çevirince yan balkonda duran uzun sarı saçlı, yanakları allıklı kızı gördü. Kız güzeldi.”

* “Kızıl saçlı bir kız geldi Ömer'in yanına, iri yeşil gözleri donuk donuk bakıyordu. Olağanüstü güzeldi.”

* “Bir kız görmüştü, sarışın, uzun boylu güzel bir kız.”

                                                                                                                        Sudaki İz

Örnekler sayfalarca yazılabilir, merak eden bu kitapları okuyarak bu örneklerden onlarcasını bulabilir.

*çağıldayan dereler,

*kaval çalan çobanlar,

*buram buram ekmek kokan köyler,

*güzel kadınlar,

*yakışıklı erkekler

Bunları ortaokul kompozisyonlarında hoş görebiliriz ama bir romanda hele ki “kadın ruhundan en iyi anlayan” bir yazarın romanlarında böylesi klişeler ne anlama gelir?

DEVAM EDECEK…

Taylan Kara

 

 

 

 

Facebook
yorumlar ... ( 3 )
12-06-2013
13-06-2013 23:13 (1)
A.Altan için M.Mungan yıllar önce "teknisyen yazar" yazmıştı.Adamda derinlik yok! Yine de zaman zaman iyi makale yazıyor. Hele "tetikçi" yanı göz önüne alındığında "sanatçı" kimliği daha da ihmal edilir halde. Bence üzerinde durulmaya değer biri değil.. O.Gürsel
23-06-2013 19:51 (2)
Murathan Mungan'ın kendisi ne? (Zekiye)
27-08-2015 19:15 (3)
Şu Murathan Mungan liberal solcu olmak yerine Enver Aysever gibi kemalist-sosyalist kırması bir çizgide olsaydı, yaşayan efsane olurdu. Özellikle KP, HTKP tayfası için.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211405
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.