Diktetör
Şaşacak ne var?
Destanı çapı kadar.
Taksim Meydan Muharebesi!
Karanfile biber gazı,
kimyasallı su, şiddet…
Maşallah.
Pek sever hiddeti.
Zafer dediği şey
aslında mağlubiyeti.
“Destan” yazdırdı. Dikte etti.
Ölümler, göz çıkarmalar,
çivili sopalar, dövmeler,
hapisler, sansürler, tehditler…
Diktetör. “Diktatör” bu demek zaten.
Dikte eden.
Diren, Gezi Parkı! Teröre rağmen!
Diren, barışçı diriliş! Yaşama sevinci!
Diren, doğum sancısıyla demokrasi devrimi!
“Diktatör” terimi ciddi kaçar.
Ona da yazdıranlar var.
Diktetör. Aklı kör.
Unutulmaz. Maşalarıyla.
Canımı sıkamam adıyla.
Hatip ama kabil-i hitap değil.
Başmüfteri. Kanan, kandıran.
Israrla yalan. Kan.
Kendi dürüyor defteri.
Destan var, ortada. Gençlerin,
halkın yazdığı destan.
O ise kahraman değil,
zulmüyle destana yol açan.
Tarık Günersel