Hanemde tutsak acı
kanmadım, o çirkin yüzünden salınanlara,
dokuyarak yalan devşirdiğin koca sahteliğinle
benden yürüdün, ta içimden; nedensizce, damar damar
yokluğunda, bir duvak düşledim, sonluydu
kimsesiz ve karanlıkta, çeperinden sızan
ceninle konuştum: “haykırma, ilacın bu vakittir!”
duydum, sızılarında yitip döndüm telaşlara
kovuklarda kaldım, sere serpe yanlış doğumdan
yanmadan, arta kalan bir külvâri
yoksulu aldım, düşlerimle besledim, olanca
harflerimle, kime yandığına ortak oldum
soğuk, hatları boğum boğum acıydı, çocuk!
koyu mevsimler taştı geldi, ocaklar üstüne
haneye, ağaç dalları uzandı, delik deşik beden
gecelerce harlı, anılarla tutuştu yangın
yalınayaktı ya, çeşmeden akıp giden
sularla indi kuyuya, tükendiğine yana yana
çehresi çamurdan köyün, ezildi burçları.
kaan turhan