CELLÂDLAR BALADI
Cellâd Şahım’ın boynunu vurur
Ol dem kıyamettir kopar
Köprüler yıkılır
Yirmi yaşında bileği çelikten kavi
Cellâd otuz yaşında dehşetli korku salar
Bir hamlede koparır kafayı gövdeden
Ağır bir gürz gibi cellâdın pazuları
Bir makinedir artık seri halde infaz
Zerre kadar sendelemez tabureyi tekmelerken
Taştan da serttir kanla nasırlanmış kalbi
Cellâd bazen siyaset meydanına çıkar kırk yaşında
Cellâd sandıktan çıkar Führer misali
Ateşler
içinde bırakır dünyayı
Bir kez daha çarmıha gerer Güzel İsa’yı
Taş üstünde taş bırakmaz Hülagu misâli
Cellâd dünyaya hükümdar olur
Cellâd timsah gözyaşları döker bazen
Cellâd rızasını almadan baltayı gövdesine vurur ağacın
Cellâd ağaçların da ağladığını fark etmez
Çünkü taş bile gözyaşı döker taş bile
Cellâdın kalbi taştan da sert olur
Cellâd sendelemeye başlar yetmiş yaşında
Cellâd seksen yaşında korkmaya başlar kendi hayalinden dahi
Nereye baksa cellâd Darağaçları, kanlı kütük
O yürüdükçe peşinden gelmekte cümlesi
Cellâd korkmakta şimdi korku saldığı ahaliden
Cellâd seksen yaşında elinde tutamaz kaşığı
Mecali yoktur kaldıramaz bir saman çöpünü dahi
İbret alır mı Gazze’de çocukları öldüren nâmlı cellâd
Kötürüm Şaron
Cellâd öz evladını dahi tanıyamaz doksan yaşında
Cellâd’ın altı bağlanır kaput beziyle
Yalnız kalır dünya mahşerinde
Tek başına kuru bir ağaç misali
Cellâd da ölür bir Kral Mezarı’na gömülse de bazen
Ayrıdır Cellâd Mezarlığı Müminlerin kabristanından
Cellâd içün nâmevcud’dur Cennet diye bir mekân
Direnişe devam parola: İSYAN
BJK 1903
O güzel ve kahraman çocuklar
Ne Cellâd’dan korkar ne de Padişah’dan
Elbet Bahar gelecek bir gün benim acılı ülkeme de
Hüseyin Avnî Cinozoğlu