3+2’likler
1.
gömleğimden çekiştire çekiştire
-en çok güneş doğarken ve kavuşurken-
severdin beni
bir allah bilir, nasıl özledim
o diğerkâm ellerini
2.
dudaklarının kıyısında
-yeryüzünü terk edinceye dek güneş-
bir sap karanfil gibi durayım
şu kan deryâsı kalbim var ya, ben onu
kan deryâsı kalbinin taaa dibine fırlatayım
3.
gözlerinde geyikler dolaştıran sevgili
yüzünde meltem esintisi var senin
sözünde yağmur çisentisi
her sâniye sevişmekten yorgun düşelim
ki sevda düşmanları kıskansın bizi
4.
her kadın bir faşiste taparmış, öyle derler
doğru mudur sevgilim, doğruysa yanarım ben
burnumdan gelir o vakit anamdan emdiğim süt
sevgilim biliyorsun ben devrimciyim
bir faşiste tapıyorsan, bir an önce git!
5.
kendini bir şiirin üzgünlüğüyle topla
topla da bakalım ne kadar edeceksin
şu kavanoz dipli dünyada
o şiirin üzgünlüğü bir ihtilâldir
dolaşacak ömrünce saçlarının arasında
6.
beni bir öykünün anlatımından çıkar
çıkar da bakalım ne kadar kalacağım
defolu bir tanrının egzotik huzurunda
o öykünün anlatımıyla vurulayım ben
kalbimin pejmürde sokaklarında
7.
dünyayı kendi yokluğundan koklayan sokak kedilerini kolla
merkeplerin mahzunluğunu ekle kalbine
bunlar yaşamanın turnusoludur
ah her gözleyeceğinin bir hâtırâsı var
razıyım solduracaksan yalnızca beni soldur
8.
ırmak akıntısında güzelleştirdim seni
yaprak kıpırtısında iyileştirdin beni
hassâsiyetimizden vurulduğumuz o akşamlarda
ne zulümler yaşadık seninle sarmaş dolaş
gördük ne ihânetler, hatırlasana!
9.
yazdığımız her şiirin
bir ucu devrimlere varmalı
öbür ucu sevdalara sevgilim
yürütmüyorsa bizi insancalığın temel ilkeleriyle
şiirin öylesini ben neyleyim neyleyim?
10.
yıldızlar bir başka türlü parlıyor
sen güldüğünde
denizler başka çeşit dalgalanıyor
ben senin içine girdiğimde sevgilim
kötülükler yeryüzünden jet hızıyla siliniyor
11.
fakirlik ki başa belâ bilirim
sen onu unut
ayrılığın yüzölçümü peki kaç dönüm?
milyar yıllık acılar yazılmış şu alnıma
şafak vakti kurşunlanmış kekliksin ömrüm!
12.
nasıl benzersiz seviştiyse nâzım hikmet’le vera
franz kafka’yla milena nasıl târifsiz seviştiyse
biz de öylece sevişelim seninle, yalan yok!
çiçeklenerek yapraklanarak dallanarak sevişelim
sevişmediği için insanlar, dünya hep bombok!
13.
kalbinin kuytusundaki şiire değsem
değer değmez bir ışık belirse orada
o ışığı bir daha hiç söndürmesem
kalbinin kuytusundaki şiirin o ışığıyla
karanlıkların hepsinin hakkından gelsem
14.
göğsünün çatalındaki öyküye değsem
değer değmez yangın çıksa orada
o yangını bir daha hep körüklesem
göğsünün çatalındaki yangının o hızıyla
hayatımın anlamını deştikçe deşsem
15.
muhabbetin ki hakikaten bir halk türküsü
bir hüzün derinliği, yaylâ serinlikleri
getiriyor insana bilinmedik yerlerden
sen serçe yavrusuna benziyorsun sevgili
çoğu kişi pitbull cinsi köpeklere benzerken
16.
nereye gitsem gözlerin
kesiyor yolumu
çığlıklarla yüklü çiçeklenişin
nereye göçsem, can havliyle
gökler dolusu güvercin
17.
ikindi gölgesinde şiir aradın mı hiç
elin ayağına dolaşmış
ve her şeyini yitirdiğinde
boğazına bıçak çalınmış hayvan gibi titredin mi
allah dâhil herkes seni bırakıp gittiğinde
18.
yelken-yepelek gidince sen
annemin sabah akşam suladığı kan kırmızısı gül var ya hani
ben onun nazlı yapraklarına sarılıp sarılıp ağladım
dayanmak olanaksızdı
tuttum o gülün dikenleriyle kalbimi dağladım
19.
başkaları ne derse desin
mutluluğumuz tikeldir sevgilim
mutsuzluğumuzsa tümel
ben bunu dedim diye sana şimdi
hadi bana ateş et iki el
20.
bu dünyadaki konukluğum sona erince
yıkasınlar kırkikindi yağmurlarıyla
söğüt kabuklarıyla ovsunlar bedenimi
ya senin sol yanağındaki gamzeye gömsünler
ya da iki bulut arasına sıkıştırsınlar beni
bünyamin durali