Yorum
İlgili Haber

Sisteme yönelik doğru eleştirilerde bulunuyor da ortaya koyduğu bir şey yok. Bir de nasıl olacaksa bir anda tüm insanlık karr verecek kapitalist sistem yerine söyledikleri kaynak bazlı ekonomik sisteme geçmek isteyecek. Yine de merak ediyorsanız Zeitgeist belgesellerini izleyebilirsiniz. Yıllar önce izlemiştim. Onlarda da ortaya konulan bir şey yok. Venüs Projesi Jacque Fresco isimli endüstriyel tasarımcıya ait. Kendisi 100 yaşında,Venüs Projesi yerine onun beslenme alışkanlıklarını araştırsanız sizin için daha faydalı olabilir. ç.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Josef Kılçıksız-"Balmumundan gemiler", "Gidemiyorum": İki şiir, ikisi de birbirinden güzel ve etkileyici, ruhunuzu yakıyor sanki, yüreğinize sağlık. Deniz Can
ÖYKÜ SUNAĞI ve ŞİİR SUNAĞI için yorum sayfası

Yalçın Hoca ; en azından.. çalışkandır. Bizim düşünmekte- okumakta- beynimizi çalıştırmakta imtina ettiğimiz çoğu konuda; araştırır yazar anlatır. Beynimizin atıl kapasitede durmakta olan hücrelerine arada bir şaplak atarak.. aktive eder. Kırk yıldır (TİP/ Yürüyüş dergisinden..) okurum.Bi zararını görmedim.. aksine; nöronlar arasındaki snaps bağlantı sayısını arttırdığını deneyimledim.Putlara arada bir taş atması, tabulara parmak basmasıda bizi rahatsız etmemeli.Onları; tabular- putlar düşünsün.. saygılarımla. N.Pala
Tenkit üzerine notlar

Siteye girdim Değerli Ali Han Ereörnek, 9-10 dakika inceledim. Orada bir video var. Katılımcılar izlenimlerini anlatıyor. Tamamen içi boş ifadeler, bana boş kafalı insanlar gibi geldi. Tabii 9-10 dakikada kesin karar verilemez, ama vakitler de o kadar bol değil. Tüm bu ağır insanlık sorunları mimari projelerle mi çözülecek? İnsanın değişimi için bir şey önerilmiyor mu? Toplantı yapıyorlar, kağıt bardaklarda bir şeyler içiyorlar, ne içiyorlar belli değil, fakat yedikleri tatlı tuzlu hazır kurabiyeler. Beslenme anlayışları tatlı bisküvi yemek mi? Bana bir hayli şarlatanlık gibi göründü. Daha geniş bilgisi olan belki başka şeyler söyler. Saygılar. Kaan A.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Hocam kel alaka bir konu atacağım ortaya. Değişik bir ütopya ben yeni keşfettim elbet duyanlar bilenleriniz vardır. Yine de tartışmaya açık görüyorum konuyla alakalı. Çünkü marksizm üstüne otonmizm v.b. bir çok konu geldi geçti. Hep tartışıyoruz. Kapitalizmi yenecek panzehiri arayıp duruyoruz. Yazılarınız eleştirileriniz çok yerinde. Bu paylaşacağım dediğim gibi yeni bir bilimsel ütopya. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin kar amacıyla değil toplumsal refah için kullanılması ile ilgili değişik gördüğüm ( veya yeni keşfettiğim) için paylaşıyorum. Sonuçta inanacağımız bir fikre değil uğruna yaşanılası bir din aramıyoruz elbet. Doğruyu bulma geliştirme veya daha iyisini bulmak adına( ama bu da din gibi değil mi? :) ) neyse venüs projesi adlı bir çalışma duydum. Site bilgilerini de paylaşıyorum. Bununla ilgili bence bir okuma veya bilenler varsa aydınlatırsa sevinirim. https://www.thevenusproject.com/ Ali Han Ereörnek
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

(devam) at partiye oy veririm,kahrolsun peğağa derim,şehitler ölebilemez,onlar kevser ırmaklarında hurilerle alem yapacak derim,tekbir tek iki diye bağırırım..daha ne olsun.zaten at parti yüzbinlerce aileye ayda 5-600 lira para yardımı yapıyor çok şükür.ahan da böyle şanlı işçi sınıfımız diyorsun,yok onlar ki toprakta karınca suda balık,diyor.la yok oğlum onlar aha şorda kaave de okey oynuyorlar diyoruz.yok anlamıyor.şimdi şurdan şanlı işçi tulumlarıyla geçecekler diyor.olan şu dostlar.kaan hoca doğru söylüyor.bu da bir din oldu sonunda.değmeyin yanarsınız.hele hele duvarına hiç işemeyin.oyarlar.sonunda olmayan solculuk,marksizm ve venüsten gelen işçi sınıfımızla başbaşa kaldık.çok okuyorlar azizim.nasıl yetişeceğiz onlara bilemiyorum.(süleyman s.kazdal)
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

evet,marksizm bir din haline geldi.bunu hepimiz gördük ve birçoğumuz yaşadık.marksizmi din haline getirenler de marksistlerin ta kendileri.binlerce yıldır insanlığı yönlendiren dinsel inanışlar "yoldan çıkanı yok edin" dediklerinde onlara "barbarlar" demekten başka ne yaptık? ama verili düzene başkaldırıp,insanlığın önünü açma iddiasındaki marksizme ve marksistlere bir bakın hele.oy oy oooyyy! paçalarımızdan kan sızıyor.her yer kan gölü.vay sizi revizyonistler,yuh ulan oportunistler...demek ki neymiş? doğal ayıklama.birbirimizi tükete tükete en iyimizi bulacağız.haşırt.ahan da şimdi kapitalistler,aslında marksizm iyidir,hoştur diyorlar.biz çözemedik ama kapitalist amcalar sevgili işçi sınıfımızı çoktan çözmüşler.hem de marks'ın tahlilleriyle çözmüşler.dişardan bilinç götürecekmişiz de falan filan.sevgili işçi sınıfımızın şeyinde bile değil kurtulmak,göğe ermek falan.işe gidip gelirim,dizimi izlerim,maça kombine yaparım,çalarım,çırparım,tecavüz,ensest,cinayet(devam)
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Bir sene kadar önce galat-ı meşhur'u siteye getirip, a.y.a. ile tanıştırıp "bak bu galat-ı meşhur'dur" dediğimden bu yana zaman ne çabuk geçmiş. Şimdi, Soner Yalçın kitabını çıkarmış. Okuyalım bakalım. mh
Aşırı sağcı akademisyenlerin malum bildirisi ve Deli Gaffar ile tartışma

Gerçekliği henüz oluşmamış herhangi bir fikre şiddetle karşı çıkmak, sınırlarını belirginleştirip o fikri gerçeklik düzeyine çıkarır. Kısacası reddettikçe varlığını kanıtlamış olursunuz. Sanat eserlerinde, örneğin roman karakterlerinde de aynı durumu görüyoruz. Modern sanat akımlarının hemen hepsinin isimlerini en şiddetli eleştirenler koymuştur. "Her belirleme bir yadsıma içerir." sözü postmodern bir düşünürün değil Spinoza'nın sözüdür. YK veya bir başkasını toptan olumlu ya da olumsuz değerlendirmenizin bir farkı yoktur . Yüceltmek ya da yerin dibine batırmak yerine her iki yönünü de hesaba katıp öyle okunmalı. Okuduğunuz hiçbir şeyi tamamen kabul veya red etmemeli. "Her kitapta olumlu bir yön vardır." demiş Cervantes. Ezel Parsa
Tenkit üzerine notlar

Ben de aynı şeyi söylüyorum "okutabilsek" derken. Bilinç götürmek değil, ilgilerini çekmek ve okumalarını özendirmek anlamında. Aybaşında maaş alamadığında ortada kalacak birinin Marx'ı okuduğunda benden daha iyi anlayacağına, daha pratik sonuçlar çıkartabileceğine ve mücadele etmeye niyeti olursa kullanabileceğine inanıyorum. Akif Akalın.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Teşekkürler Akif. Sana da bir şey diyeyim :)) Hani Marksizmin en çok revize edilmesi gereken noktasının işçi sınıfına dışardan bilinç verilmesi stratejisi, diyordun? Gerçi bu daha çok Lenin'in buluşudur, ama şu dönem o da geçersiz. Çünkü işçi sınıfı ile aydınlar (kafa-kol emeği) arasındaki uçurum kalktı, sınır belirsizleşti. İşçi sınıfı dediğimiz gücün önemli bir kısmı eğitimli. Bilgisayar kullanıyor, sosyal medya izliyor. İşçi sınıfı siyaseten kendiliğinden aydınlar kadar bilinçli. O yüzden Marx okumak isteseler tutan yok, okurlar. Demek ki istemiyorlar. K.A.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Bu arada Mart ayı bir sürü sağa sola koşturma nedeniyle kitabın birinci bölümünü ancak bitirebildim ve öğrenme ve eleştirel düşünme dersi verdiğim dönemde basılmış olmadığına hayıflandım. Mükemmel bir kaynak kitap olurdu, umuyorum bu dersleri verenler kitabı okurlar. Akif Akalın.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Sosyalist devrimcilerin, başta devrim yapanlar olmak üzere Marx'tan daha ileri bir noktada olduğunu düşünüyorum. Hem teoride hem pratikte. Yani Marksizmden saptı diye aşağılananlar gerçeğe ve doğruya daha yakındılar. Onlar da değişik derecelerde uzaktılar ama Marx'a göre diyorum... Çözüm önerilerime gelince. Kitapta bir şeyler yazdım. Yok öyle bedava :)) K.A.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

sevgili kaan, marksizmin bir din gibi, bir inanç 'gibi' yayıldığını, öyle görünüp algılandığını inkar edecek değiliz. ama en azından, şimdi tarih olmuş devletleri saymazsak, en sert özeleştiriye bile açıktır bu inanç. ve bu özeleştiri günah değil sevaptır. bu da "şüpye duymayı bile dinden çıkma gerekçesi sayan" dinlerden farklı olduğu anlamına gelir. keşke kapitalizm yok olup gitse de marksizmden kurtulsak! ama maalesef (sürpriz bir şey olmazsa), uzun bir süre ikisiyle de yaşamaya devam edecek gibiyiz. işçi sınıfının marksizme uzak durmasına gelince, bunda, yaşanan başarısız deneyimlerin katkısı azımsanamaz sanırım. neyse... peki, senin çözüm önerin ne ortadaki bunalımdan çıkmak için? m. ylmz
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Ben hala eğer bir gün Marx'ı bir şekilde toplumun gerçekten emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan kesimlerine okutabilirsek ve bu kesimler içinden birileri sahip çıkarsa çok şeyin değişebileceğine, bu kesimlerin kendi önderlerini çıkartabileceğine inanıyorum. Elbette netice de bu da bir İNANÇ, kabahat benim değil evrimin. İnanmadan olmuyor. Akif Akalın.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

'Kışkırtma'dan, silahlı şiddet kışkırtıcılığı sonucunu çıkarabilen birinin iyi niyetinden şüphe etmek hakkımdır sanırım. Buradan gidildiğinde, 'entelektüel şiddet' tanımlamasından bile, silahlı külahlı aydın hareketi gibi bir sonuç çıkarmak gerekecektir. Aslında, yukarıda alıntıladığım, Hoca'nın 'Eleştiriyi içermeyen ilgiyi, şiddeti içermeyen sevgiyi anlayamıyorum' cümlesinde, 'şiddet' sözcüğünün görüldüğünde zıplanmamış olması şaşırtıcı. Arslanoğlu'nun yanıt verme konusunda aceleci davrandığını düşünüyorum, biraz çalakalem olmuş. Şiddetin sorumlusu olarak Hoca'yı ya da onun düşüncelerini görmek, çok büyük haksızlık. Değerli Recai Kulaksız, son cümlede anlatmaya çalıştığım Hoca'nın politika yapmaya çalışıyor olduğudur ya da politikanın nasıl yapılması gerektiğini hatırlatıyor olduğudur ; politika her şeyden önce esneklik ve dinamizmi şart koşar. Hoca'yı, cemaatin kullandığı argümanlarla çürütmeye çalışmak, tartışmayı geliştirmez, bir yere varamayız. Saygılarımla. Erdinç Savaş
Tenkit üzerine notlar

Hem bu kalpaklı, hem de diğer fesli iki ilginç şahsiyetin İstiklal Marşıyla uğraşmaları çok garip. Yıllar önce İsmet Özel'in İstiklal Marşı Derneği kurması ve gerekçe olarak da "İstiklal Marşı antiemperyalist bir metindir ve yok edilmeye çalışılmaktadır" demesi beni bayağı bir güldürmüştü. Ama şimdi gerçekten de çok ilginç. Gerek Y.K., gerek K. Mısıroğlu "Korkma!" kelimesine takıyorlar ve "bir marş 'korkma' diye başlayamaz" diyorlar. Gerçi İstiklal Marşı'ndaki "Korkma!", "metin ol, inancını yitirme" anlamına geliyor. Bu açıdan aslında oraya en uygun kelime o. Peki sorun ne o zaman bu beyler için? Sorun şu: Orada "korkma" olunca, Yunanlıların Ankara'ya yaklaşmış bir tehdit olduğu ve Yunanlılarla gerçekten de savaşıldığı kabak gibi ortaya çıkıyor. Ama Yeni Türkiye'nin resmi olmayan ideolojisi ne diyor: "İstiklal Harbi hiç olmamıştır ve Yunanlılarla hiç savaşılmamıştır. Hepsi tiyatrodur." diyor. Yaa işte böyle. Dolayısıyla Y.K. ün çok da masum olmadığına inanmıyorum. (B.Ö.)
Tenkit üzerine notlar

"Marksizm sosyalistlerin afyonudur!", tamam. o zaman bilim ve sanat da afyonudur. yazı yazmak, yayımlamak afyondur vs. Jameson bir ortodoks marksist değil, günümüzün marksisti. kapitalizm/kapitalistler kendilerini güncellemişlerse, aynı şey ideolojiler için de geçerlidir. aksi halde "nerede o eski bayramlar" diye ahlayıp vahlarız. ben yine aynı şeyi tekrarlayacağım: yaratan, icat eden, kendini dönüştüren ayakta kalır. Manifesto'nun ilk sayfalarında denen bu. ve bu görüş halen yanlışlanmış değil. en iyi kavrayanlar da kapitalistler. manzara ortada. m.y. :)
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Değerli Erdinç Savaş'ın son cümlesini anlayan beri gelsin. Ben hiçbir şey anlamadım. Aslında boşuna tartışıyoruz gibi geliyor bana. H.Metin Ayla, tv programlarını izleyerek Yalçın Küçük'ü eleştiremezsiniz demeye getiriyor konuyu. Nedenmiş? Öyle bir kural mı var? PKK'ya terör örgütü, katil örgüt diyemeyen birisinin, söylediklerini kim ciddiye alır? Recai Kulaksız
Tenkit üzerine notlar

Sayın Ayla,yöntem olarak söylediklerinizde haklılık payı var.Ancak ben bildim bileli ekrandan inmeyen, devamlı konuşan(istemediğim halde 30 programını izlemişimdir)biri hakkında herhangi bir izleyicinin söz söyleme hakkı var. O bir kitap adamıysa bu kadar çok konuşmaz. Kitap mı yazıyor TV yıldızı mı? Bir karar versin. Vermediği zaman ne olur. Milyonlarca izleyicisinden herhangi bir kitaplarını okumadan onu eleştirebilir ve bunda haklı olur. Değerli Erdinç Savaş, Hoca sınırlarda gezmekten keyif alıyor ama, bu kışkırtmalar yüzünden kaç kişi canını veriyor biliyor musunuz? Hoca keyif alacak diye 80 öncesi Sovyet taraftarları ile Çin-Arnavut taraftarları arasındaki çatışmalarda kaç kişi öldü biliyor musunuz? (Şu ünlü Maocu bozkurt lafı Hoca'ya aittir) Ya 80 sonrası?Hoca keyif alacak diye kaç bomba patladı? Kaç Kürt genci, kaç sivi,kaç polis asker öldü?Siyaset bu kadar büyük sorumsuzlukları kaldırmaz.Yalçın Küçük çok zeki, bazı konularda yol açıcı.Ama iyi bir düşünür, iyi bir insan değil.KA
Tenkit üzerine notlar

Sevgili Kaan Arslanoğlu, Hoca'yı sizden fazla okuduğum konusunda emin değilim. Yazıda üç yerde sınır sözcüğünü kullanmışsınız. İşte, Yalçın hocayı en iyi tanımlayan sözcüklerden biri de bu, 'sınır' sözcüğü. Sınırlarda, uç'larda dolaşmak, hoca için, müthiş keyifli bir serüvendir; 'yaşamak ise ancak serüven olduğu zaman yaşamaya değerdir'. Bilgi'ye ve insan aklına hayrandır. Yanıldığını, büyük hatalar değil belki ama, hatalar yaptığını kabul ettiği zamanlar da olmuştur. Ama O, bunu da öyle bir üslupla ortaya koyar ki, insan, şaşar kalır. Ezilip büzülmek, kem küm etmek yoktur. Sol cenahta baş tacı edilen pek çok şey gibi 'özeleştiri'ye de karşıdır, günah çıkarmayla bir tutar. 180 derecelik dönüşten, Kürt sorunu ve ordu konusundaki tutumu kastediliyor olmalı. Ekonomist, bireyin ve üst yapı kurumlarının rolünü küçümseyen, biyopsikososyal yaklaşımı dışlayan politikalar karşısında, dinamik ve esnek politik mevzileniş olarak görülmelidir bu durum diye düşünüyorum. Erdinç Savaş
Tenkit üzerine notlar

sayın arslanoğlu,tek kitap üzerinden gidilen bir yoldan bahsetmişsiniz.değerli aydın y.küçük 100 e yakın kendi kitabı ve bu kitaplarda önerdiği 100 lerce kitapla bir ekoldur ve bunu benden iyi bilirsiniz sanırım.herhangi bir insanı eleştirmek için kitaplarını okumadan sadece tv programları üzerinden gitmek belki yeni münevver tipini betimliyebilir."saman adam " yaratmayı benden daha iyi bilirsiniz;)şeyh,mürid,itikat,allah,tek kitap vs başka bir konunun jargonu olur ancak.aydınlık günler dileği ile.h.metin ayla
Tenkit üzerine notlar

Mehmet Yılmaz hocam, alıntı yaptığın Jameson da bir çakma Marksist. Freudcu. Marksizm diye bir şey neredeyse yok. Bir inanç var. Bu inancı (dini) Jameson iyi anlatmış. Ben de diyorum ki "insan olduğu müddetçe din olacaktır". Hangisi doğru? Hepimizin dindar olması gerektiği mi, yoksa bu önermenin yanlış olduğu mu? Yoksa bu önerme doğru mu? Doğru dersek Marksizm doğru değil. İnançla ancak dindar olunuyor hocam, kötü mü? Hayır. Huzur veriyor. Marksizm sosyalistlerin afyonudur! Kaan A.
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Aklımda kaldığı kadarıyla (F. Jameson): "Marksizm, kapitalizmin bilimidir. Kapitalizm yaşadığı müddetçe Marksizm de yaşayacaktır." Bu onun kaderidir. Yanıldığı noktalar yok mudur? Olmaz olur mu: "beşer şaşar". Mesela sosyalist devrim onun tahmin ettiği yerde değil, Rusya'da patlak verdi. Ve en kötüsü, kapitalizm halen ayakta! Bunlar, onun tümden yanlış olduğu anlamına mı gelir? Elbette hayır. Onun "üretim araçlarının devrimci gücü" ve "bu araçların sürekli yenilenmek zorunda olması" konusundaki görüşü kapı gibi geçerliğini koruyor. Ve onun altın değerindeki bu öğüdünün de sosyalistlerden çok kapitalistlerin sahiplendiği aşikar. Ee, bu durumda da suç Marx'ın değil, marksist olduğunu söyleyen devletlerindir. Zaten tam da bu yüzden yıkılmışlardır. Yıkılmayan(lar) da var - Küba gibi. Sağlıkta dünya şampiyonu. Demek ki bir alanda "marka" olmak önemli. Yaratıcılık, icat, patent hakkı önemlidir. Hiçbir ideoloji ve yöntem, hele de marksizm tümden yanlışlanamaz. mehmet yılmaz
Marx, Freud... Putlar üstüne bir konuşma

Kıymetli Erdinç Savaş, ben Hoca'yı çok okudum. Ama siz sanırım benden fazla okumuşsunuzdur. Yanılmaktan, yanlış çıkmaktan korkmamak bir sınıra kadar doğru bir tutum. Ancak bir sınıra kadar. Her dört-beş yılda bir 180 derece politika değişikliği galiba bu sınırı aşıyor. Asıl demem o değil. Size bir sorum var: Hoca'nın hiç şu konuda yanıldım, büyük hata yapmışım dediği bir ifadesine rastladınız mı? Herhangi bir özeleştirisine? Hadi bu alışkanlık ülke çapında yok diyelim. Fikir değiştirirken önceki fikirlerini ortaya döküp bunları kamuya açık şu şu şu nedenlerle değiştiriyorum demek de bir özeleştiridir. Hiç böyle bir şeye rastladınız mı? Saygılar. Kaan Arslanoğlu
Tenkit üzerine notlar

Yanılmaktan, yanlış çıkmaktan korkmamak gerek kanımca. Yalçın hoca'nın önemli özelliklerinden biri de bu. Çok çeşitli konularda kelam ediyor ve yanlış çıkma kaygısı taşımıyor. Aksine, yanlış çıkarılmaktan memnun olacağını söylüyor. Hoca'nın kitaplarına ad olarak kullandığı: 'Haberci' ya da kitaplarında bölüm başlıkları olarak seçtiği: 'sure' gibi isimleri, çarpıcı, kışkırtıcı bulduğumu söylemeliyim. Hatta, acaba haklılar mı hoca'yı 'megolaman' ya da 'kafayı yemiş' olarak tanımlayanlar diye düşündüğüm olmuştur. Düşünmek tehlikeli değildir, zarar gelmez düşünmekten. Hoca, bırakalım müritliği, görüşlerinin sorgulanmadan kabul edilmesini de doğru bulmamaktadır. Sürekli doğru çıkmaktan doğru kabul edilmekten rahatsız olmaktadır. Bir Marksist olarak ve ideolojik, politik açıdan Anarşizm'e karşı durması gerekirken Türkiye'de Anarşist damarın eksikliğinden bahsedebilmektedir. Kemalizm konusunda da böyledir, 'Kemalizm bizi ileri götürmez, biz Kemalizm'den geri düşmeyiz' demektedir. Erdinç Savaş
Tenkit üzerine notlar

Ben de doğal bir yorum yazayım o zaman. Taocu-Budist öğreti tadındaki giriş paragrafındaki mesajın anlamsal çarpmasından dolayı fazla gidemeyeceğim ama şu kadarını söyleyebilirim; çişinizi tutabilirsiniz, kakanızı tutabilirsiniz (o da kısmen) ancak doğumunuzu tutamazsınız. Gebelik istekli bir tutma eylemi olmadığından, doğum da bir bırakma eylemi değildir. Aksine, bebeğin zorlu bir itilme eylemidir. Kadın kendini bırakmasa, tutmaya çalışsa da bebek doğacaktır. Onun için doğumun nerede olacağı belli olmaz (bkz. taksi doğumları). Neyse, daha fazla obstetriye gerek yok. mh
Sezaryen mi doğal doğum mu? Yaşanmış hikayelerle doğuma tıbbi yaklaşım..

16 numara sayın h. metin ayla, tefsirlerinizi okuyunca tarikat kapısından geçtim sandım. Tebrik ederim sizi, bu ne iman, bu ne itikat. Yeni münevver tipi böyle olsa gerek. Biri tenkit etti mi de oku, Allahın adıyla daha fazla oku dersin, okur da yine bu yanlış diyene de anlamamışsın, bir daha oku, derine in, kendinden geç bir daha oku dersin. Tevazuyu kilim yapıp çiğnersin. Bir defa olsun acaba şeyhim ömrü hayatında bir defa olsun özeleştiri yapmış mı deyu sorgulamazsın. Bravo. Bravo bu müridleri tedris edenlere. Kaan Ars.
Tenkit üzerine notlar

Değerli Recai Kulaksız, Söylenmesi gerekenden fazla söz söylendiğinde, susulması gerekenden çok daha az susulduğunda, eğer varsa söylenen çok önemli sözler de bu söz enflasyonundan zarar görür ne yazık ki. Öğrendiğimiz bilgi, biraz da bilgisizliğimizi, sınırlarımızı gösterirse gerçek etkisini göstermiştir. Bir şeyi bilmek, herşeyden önce limitleri bilmektir. Sanırım bu konuda sizi doğrulayan çok olgu var. Saygılarımla Taylan Kara
Tenkit üzerine notlar

hocanın kitaplarını okumadan,anlamadan fikir sahibi insan/insanlar hocanın her konuda fikir sahibi olmasını eleştiriyor.hoca bir okuldur,girmek(kazanmak)istersen okumaya başlaman lazım,çok derine indirir çok yukarı çıkarır.yazdıklarını anlamak için çok kitap ve çok yazar önerir,devam edebilmek için kendini yetiştirmen gerekir.kimse boş konuşmasın.anlamadğınız çok açık,kapasitenizi bilmem ama düzeyiniz yetersiz.eminimki islam üzerine tezleri yazmadan bırakmaz.yaşıyorken başımızın tacıdır,aydındır,ufku geniştir,değme kaptanda o ufuk yoktur.tabu yıkar,ters düz eder,ne olduğunu şaşırırsın,deli dersin.hocayı deli diye tanımlıyanların normal sayıldığı bir toplumun bugünkü olayları yaşaması o yüzden çok normal.adamın aklını alır.saygılarımla.h.metin ayla
Tenkit üzerine notlar

DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210366
Arama

SAYFA 1
SAYFA 2
SAYFA 3
SAYFA 4
SAYFA 5
SAYFA 6
SAYFA 7
SAYFA 8
SAYFA 9
SAYFA 10
SAYFA 11
İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.