Yanardağ eteklerindeki bitkiler gibi kavrulup yok oluyoruz! Elimizden gelen hiçbir şey yok gibi! Mahkûmuz, insan eliyle olandan ötürü! Ancak yine ve yeniden insanca bir çabayla erişebiliriz, var olana ve hiçliğe karşı! Böylesi karmaşık bir toplumsal doku, şizofrenik dünya
Haber: Şükrü Erbaş’a ayakta şiir okumaması için denetim
“İzmir’in Kiraz ilçesinde Eğitim-Sen temsilciliği tarafından Sağlık Meslek Lisesi Konferans Salonunda düzenlemeyi düşündüğü Şair Şükrü Erbaş’ın katılacağı şiir dinletisine Kiraz İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yasak getirildi.
Getirilen yasağa herhangi bir gerekçe
Sadık Albayrak’ın İleri Haber sitesinde yazdığı, “Küçük burjuva sinemasının sonu: Bulantı ya da Zavallılar” yazısı üzerine düşünürken, Zeki Demirkubuz sinemasını ben mi yanlış biliyorum dedim ve gerçekten sistemin içinde sistemle bir yanı vardı da görememiştim diye düşünmekten kendimi
İbrahim Tığ ve Leyla Şahin’in imzasının olduğu, “Rüştü Onur - Mektubun Avucumda Bilinmeyen Mektupları ve Şiirleri” başlıklı kitap Kaynak Yayınları’nca yayınlandı. Ancak bu kitabın yeni baskısı, 5 yeni mektup ve 12 yeni fotoğrafla birlikte, “Benim Şeker Yavrum” ismiyle
“En iyi yayıncı-yazar-yayınevi, en az kâğıdı en ucuza basıp en pahalıya satandır. Edebiyat piyasası ya da piyasa edebiyatı daha iyi nasıl tanımlanabilir ki?” (s.32) Edebiyatı piyasalaştıran ve piyasayı edebiyata bulaştıranların ipliğini pazara seren Taylan Kara yeni kitabı “Vasat
Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Servisi Müdürü Abdurrahman Şimşek, internet ortamında (twitter adresinden), Emniyet İstihbarat ve Jandarma istihbaratının kapatılacağını açıklamıştı. Bu açıklamalardan sonra, 5 Mart gecesi A Haber kanalına canlı yayın konuğu oldu ve “İslami cemaatlerin dinlemesi Emniyet'ten ve
Cumhuriyet Bilim Teknik’te, Doğan Kuban hocanın: “Sultan saraylarını ya da İstanbul’un en güzel süvari kışlası olan Vaniköy kışlasını, Haydarpaşa istasyonunu otel yapmaya çalışıp, ne olduğu belli olmayan en çirkin kışlayı Taksim’de ihya etme çalışanlar ne istediklerini biliyorlar mı?
Balıkesir’in Edremit ilçesinde, İmece Edebiyat Dergisi 17. Sayıya ulaştı. İlk sayısından bu yana, dört sayfa olarak çıkan dergi, 17. Sayısıyla birlikte sekiz sayfaya çıktı. Edremit basın tarihinde bir ilk olan “İmece Edebiyat Dergisi”, edebiyatın piyasalaştırılmasına, ödül mekanizmalarına karşı
Beklenenden öte bir şeydir, gelişi. Dönüşsüz zamanda, ufuksuz yaşamda, karanlığın içine öfkesi ve acılı tırnaklarıyla kendi koyuluğunu sürten bir davetsizdir. Öyle içlidir ki, daveti kabul eden, içindeki karanlıkla soğuk; odanın yüzüne sürülerek bulaşmıştır her yanına.
Göklerdeki aydınlıktan mahrum bırakılmış
Dünya yaşanır olmaktan çıktı da biz sürünmeye ve leş yiyiciler gibi, akbaba sürüleri gibi “yaşama” devam ettiğimizi sanıyoruz. Geçen günkü, “İstanbul Şirinevler'deki fast food zinciri Burger King'deki müşteriden artan patatesleri yiyen bir çocuk şube müdürü tarafından dövüldü…” “Küçük
“Şiir Ödülleri İçin Manifesto” yazısının başlığını görünce: “manifestosu olmayan tek şey ödüllerdi, o da oldu ya!” dedim içimden.
Çolak, kapitalizmde, ödüllerin parayla belirlendiğini ve dolayısıyla ödüllerin kirlendiğini ifade etmiş yazısında. Şiirin evrensel değerlerinin de aranmaz olduğundan dem vurmuş.
Etkisi alışkanlıklarıyla devam eden ölü bir baba, doğurduğunun egemenliğini tüm bedeniyle yaşayan bir anne, annenin türevi bir eş ve kayıpları yaşamak için bu dünyaya düşmüş bir çocuk. Herkes hallice, bu dünyanın yutuculuğunda yaşamaya, ölüme doğru yol alarak gebe.
Bu yazı bize gelince editörler olarak bir hayli tartıştık. Fakat bunu itirazlarımıza rağmen yayımlayalım dedik. Belki güzel bir tartışma çıkar. 12 Mart darbesinin Erim hükümetinin ilk bakanlarından. Balyoz harekatı yürürken bakandı. 12 Eylül darbesinde de yurt
Türkçe, kökenleri kimilerine göre Sümerlere kadar uzanan köklü bir dildir. Göktürk kitabelerinde saptanan bir dil; Türkiye’nin Kemalist devrimiyle, latif alfabesini benimseyerek özünü bulmuştu. Osmanlı döneminde, halk dili olan Türkçe; ezilmiş, yok sayılmış ancak yaşamıştı. Saray dili, Arapça, Farsça,
İlerihaber’de bir haber dikkat çekmişti: “Popüler haber sitelerinden onedio.com yaptığı haberde “Dünya'nın başına gelen en kötü şeylerden olan Adolf Hitler ve Naziler'in dahi yaptığı bazı iyi şeyler var. Dünyaya korku salan bu imparatorluk, hayvan haklarından ulaşıma kadar bugün
İnmeyen ve dinmeyen bir edimdir şairlik; yaşadığı topluma, yaşayan insan üzerinden yaklaşır. Değerleri hiçleyemez, solgun bir dünyada geleneklerden yükselir, arazlardan beslenir ve “Bağdat’ta bombaların bebek gülüşlerine” yanar, dört bucaktır şairin ömrü.
Körfez’de Edebiyat dergimizin, Ekim sayısında; “Şâkir Şırıldak Şiir Yarışması” ilânını mutlaka gördünüz! Ve bu ilâna, otuzu aşkın kişi başvuruda bulundu. Elbette, yarışmanın, şiir ödüllerinin, şiir yarışma/yarıştırmalarının, anlamsızlığını eleştirmek olduğunu bilmeden! Yarışma ismi kurmacayken, yarışma jürisindeki isimler